22. Hukuk Dairesi 2018/1826 E. , 2018/5751 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ :. İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı ile davalı ...l İnş. Tem. Tic. A.Ş. vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalılardan asıl işveren Aydın Büyükşehir Belediyesi işyerinde diğer davalı alt işveren ...l A.Ş. işçisi olarak aşçı göreviyle çalıştığını, davacının iş sözleşmesinin işyeri görevlileri tarafından feshedildiğinin söylendiğini, fesihten önce işyerine gelen sendika temsilcileri ile mesai saatleri dışında görüştüğünü ve Tez-Koop-İş Sendikasına üye olduğunu, iş akdinin kanuna aykırı olarak feshedildiğini belirterek fesih işleminin geçersizliğine, davacının işe iadesine, işe iade gerçekleşmediği takdirde 8 aylık brüt ücret tutarında iş güvencesi tazminatı ve 4 aylık brüt ücret tutarında boşta geçen süre ücreti ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ...l A.Ş. vekili, işe iade davası koşullarının oluşmadığını, davanın yasal süresi içinde açılmadığını, davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin belirli süreli sözleşme niteliğinde olduğunu ve davacının işe iade davası açamayacağını, fesih beyanının yasaya uygun yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, dava konusu ile Aydın Büyükşehir Belediyesi Başkanlığının ilgisinin olmadığını, davacının belediye personeli olmadığını, diğer davalı ...l A.Ş. personeli olduğunu, sözleşmesinin ...l A.Ş. tarafından feshedildiğini, husumet yönünden davanın reddinin gerektiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davacının iş akdinin feshinin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmiş ancak feshin sendikal nedenle yapıldığı iddiasının davacı tarafından ispatlanamadığından sendikal tazminata hükmedilmemiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı işverenin feshin geçerli nedenlere dayandığını ispat edemediğinden feshin yerinde olmadığı, fesih işleminin geçerli veya haklı bir sebebe dayanmadığı, fesih işleminin geçersiz olduğu, davacının işe iadesinin gerektiği, davalı şirketin bu konulardaki istinaf isteminde haklı olmadığı ancak yerel mahkemenin işe iadenin mali sonuçları ile ilgili olarak tespit hükmü kurması gerekirken eda hükmü kurduğu, davalı şirketin kararın tespit hükmü içermesi gerektiği ile ilgili yaptığı istinafında haklı olduğu; davacının davalı şirket bünyesinde çalıştığı, davacının yegane işverenin davalı şirket olduğu, davalı belediyenin asıl işveren-alt işveren olmadığı, davada taraf sıfatının husumet ehliyetinin bulunmadığı, davalı ... hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddinin gerektiğinden davalı belediyenin istinafında haklı olduğu; davacı işçi tarafından feshin sendikal nedenle yapıldığının usulüne uygun olarak ispat edilemediği, davacının istinafında haklı olmadığı, bu durumda işe iadenin mali sonuçları ile ilgili olarak tespit hükmü kurulması ve davalı ... hakkında açılan davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi noktasında yerel mahkeme kararının düzeltilmesinin gerektiğinden yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davacı ve davalı ...l A.Ş. vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Taraflar arasında feshin, sendikal nedene dayanıp dayanmadığı noktasında uyuşmazlık olup, mahkemece bu konuda yapılan araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir.
Sendikal tazminat 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu"nun 25. maddesinde düzenlenmiş, işçilerin işe alınmalarının, belli bir sendikaya girmeleri veya girmemeleri veya belli bir sendikadaki üyeliği korumaları veya üyelikten istifa etmeleri şartına bağlı tutulamayacağı ilk fıkrada hükme bağlanmıştır. Sözü edilen maddenin ikinci fıkrasında ise, işverenin, sendika üyesi olan işçilerle sendika üyesi olmayan işçiler veya ayrı sendikalara üye olan işçiler arasında, çalışma şartları veya çalıştırmaya son verilmesi bakımından herhangi bir ayrım yapamayacağı kuralı getirilmiştir.
İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin tespit edilmesi hâlinde, 4857 sayılı Kanunun 21. maddesine göre işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın sendikal tazminata karar verilir. Ancak işçinin işe başlatılmaması hâlinde, ayrıca 4857 sayılı Kanunun 21. maddesinin birinci fıkrasında belirtilen tazminata hükmedilmez. İşçinin 4857 sayılı Kanunun yukarıdaki hükümlerine göre dava açmaması ayrıca sendikal tazminat talebini engellemez.
Dairemizce, sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gibi ölçütler belirlenmiştir.
Dosya içeriğine göre, fesih için geçerli bir nedenin varlığı davalı işverence kanıtlanmadığından, Mahkemece feshin geçersizliğine karar verilmiş olması isabetli olup davalı temyizi yerinde değildir. Ancak; feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Dosya içeriğine göre işyerinde fesih tarihi itibari ile çalışan, sendikaya üye olan, üyelikten çekilen, üyelikten çekilenlerden çalıştırılan, işyerinden yapılan her bir işçi çıkarma sırasında çıkarılanların kaç tanesinin sendikalı, kaç tanesinin sendikasız olduğu, işten çıkarılanlardan sendikalı olup da sendikadan istifa etmek suretiyle işyerinde çalışması devam eden işçiler olup olmadığı, sendikaya üyeliği devam edip çalışmaya devam eden kaç işçinin bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için belirtilen yönlerden gerekli araştırmaya gidilmeli ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Diğer yandan davacı dava dilekçesinde, sendikal nedenle iş akdinin feshedildiğini ileri sürerek işe iade ve 8 aylık brüt ücreti tutarında iş güvencesi tazminatının tespiti talebinde bulunmuş olup sonradan verdiği ıslah dilekçesiyle bu talebini 1 yıllık ücreti tutarında arttıramaz. Bu nedenle yukarıda belirtilen şekilde araştırma yapıldıktan sonra feshin sendikal nedenle yapıldığı sonucuna varılması halinde iş güvencesi tazminatının taleple bağlı kalınarak 8 aylık brüt ücret tutarında tespit edilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
3-Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık da davalı ... ve davalı şirket arasındaki hukuki ilişkiye yöneliktir.
Somut olayda, davacı işçi, davalı Belediyenin asıl işveren olarak sorumlu olduğunu iddia etmektedir. İlk derece mahkemesince, davalılar arasında asıl-alt işveren ilişkisi olduğu kabul edilerek işe iadenin maddi sonuçlarından davalılar müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulmuşlardır. Bölge adliye Mahkemesi ise hiçbir gerekçe belirtmeden davacının yegane işvereninin davalı şirket olduğunu, davalı belediyenin asıl işveren olmadığını, davada taraf sıfatının yani husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek davalı ... hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar vermiştir.
Mahkemece dinlenen davalı tanığı “2015 yılı birinci ayından beri davalı AYBEL şirketi davalı bünyesinde işe aldı. Öncesinde başka şirketler vardı, onların bünyesinde de çalışmamız oldu. Davacı da 2015 yılı öncesinde başka bir taşeron şirkette idi, 2015 yılı başında AYBEL şirketine girdi. Çalıştığımız işyeri belediye bünyesinde idi. Biz emir ve talimatları ...l şirketi yetkililerinden alıyorduk” şeklinde, davacı tanığı ... ise, “...l şirketi Belediye bünyesinde kurulmuştur.” şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Dosya kapsamında davalılar arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine ilişkin sadece belirtilen şekildeki tanık beyanları mevcut olup, bu hususta başkaca araştırma ve inceleme yapılmamıştır. Bu nedenle Bölge Adliye Mahkemesince her iki davalı arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine yönelik yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan davalı ... hakkında açılan davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmesi hatalı olup bozma nedenidir.
Sonuç:
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.03.2018 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi