Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12260
Karar No: 2015/5256
Karar Tarihi: 31.03.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/12260 Esas 2015/5256 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/12260 E.  ,  2015/5256 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ
    TARİHİ : 14/11/2013
    NUMARASI : 2012/963-2013/1504


    Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde, müvekkili olan davacı ile boşandıklarını, müvekkillinin kişisel eşyaları ile çeyiz olarak getirdiği eşyaları ve ziynet eşyalarını alamadan müşterek haneden ayrılmak zorunda kaldığını belirterek bu eşyaların aynen iadesini mümkün olmaması halinde 9000 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı cevap dilekçesinde, davacının müşterek haneyi terk ederken ziynet eşyalarını yanında götürdüğünü, davacının çeyiz olarak getirdiği eşyaları da ailesi ile gelerek götürdüğünü, davacının belirttiği eşyaların tamamının da davacı tarafından alınmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ziynet eşyaları ile ilgili talebin reddine, çehiz eşyalarına yönelik talebin ise kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından sadece ziynet eşyalarına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
    Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
    Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
    Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.
    Somut olayda, davacı taraf, ziynet zeşyalarının davalı kocada kaldığını idda ettiğine göre,bu iddasını ispat etmekle yükümlüdür.
    Davacı tarafın, dava konusu edilen ve mahkemece reddedilen ziynet eşyalarının, davalı eş tarafından elinden alındığını ve iade edilmediğini başvurduğu delillerle yeterince ispat edemedeği için, mahkemece davacıya,davalı tarafa yönelik olarak yemin teklif etme hakkının bulunduğu hatırlatılmış, bu yemin teklifi üzerine davalı tarafça yemin eda edilmiş ve mahkeme tarafından da, yemine dayanılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    Ancak; yemin usulünü düzenleyen HMK"nun 233. maddesinde "..(1) Yemin, mahkeme huzurunda eda olunur.
    (2) Hâkim, yeminin icrasından önce yemin edecek kimseye, hangi konuda yemin edeceğini açıklar, yeminin anlam ve önemini anlatır ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda dikkatini çeker.
    (3) Yemin edecek kimse, yemin konusunun yeterli açıklıkta olmadığını ileri sürerse; hâkim, karşı tarafın görüşünü aldıktan sonra derhâl bu konuda kararını verir.
    (4) Sonra "Size sorulan sorular hakkında, gerçeğe uygun cevap vereceğinize ve hiçbir şey saklamayacağınıza namusunuz, şerefiniz ve kutsal saydığınız bütün inanç ve değerler üzerine yemin eder misiniz?" diye sorar. O kimse de "Bana sorulan sorular hakkında gerçeğe uygun cevap vereceğime ve hiçbir şey saklamayacağıma namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ediyorum." demekle yemin eda edilmiş sayılır.
    (5) Yemin eda edilirken, hâkim de dâhil olmak üzere hazır bulunan herkes ayağa kalkar.," şeklinde düzenleme getirilmiştir.
    Bu ilkeler ışığında somut olaya dönecek olursak, mahkemece davalı tarafa yemin yaptırılmadan önce, hangi konuda yemin edeceği açıklanmamış, yeminin anlam ve önemi anlatılmamış ve yalan yere yemin etmesi hâlinde cezalandırılacağı hususunda gerekli uyarıda bulunulmamıştır.Ardından da, HMK"nun 233. maddesinin 4. bendinde yer alan metin davalıya tekrar ettirilmemiş, böylelikle de, yukarıda açıklanan kanun maddesindeki usuli şartlara riayet edilmeden, davalının yemini eda ettrilmiştir.
    Hal böyle olunca, mahkeme tarafından, davalının teklif edilen yemini , usulünce eda etmesinin sağlanarak, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 31.03.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi