22. Hukuk Dairesi 2018/591 E. , 2018/5762 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ İSTEMLİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, Bakanlık müfettişlerince müvekkili şirkete ait işyerinde 08-09/01/2013 tarihleri arasında yapılan teftiş sonucu tutulan tutanağa dayalı olarak düzenlenen T.C. ..."nün 18/02/2013 tarih ve 29588099/660-536 sayılı yazısı müvekkili şirkete 22/02/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, bu yazıda kanuna, uygulama esaslarına aykırı olan ücret bordrosundan yapılan "eğitim kesintisi", ulusal bayram genel tatil günlerindeki çalışılma halinde ödenmesi gereken ilave ücret ve gece vardiyası çalışmaları ile ilgili bölüme itiraz ettiklerini ve bu bölümlerin iptalinin müvekkili şirketin hukuki yararına olacağını belirterek kurum yazısında yer alan müvekkili şirket uygulamalarının hukuka uygun olduğunun tespitine, ayrıca 22/02/2013 tarihinde tebliğ edilen yazıda yer alıp dava dilekçesinde belirttikleri tüm konu ve hususların uluslararası normlara, mevzuata, Yargıtay kararlarına, mahkeme kararlarına, doktrine aykırı oluşu nedeniyle iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı ... vekili ve Türkiye İş Kurumu vekili davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, Ezurum Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü"nün 29588099/660-536 sayılı yazısında; işçilerden eğitim kesintisi olarak kesilen ve ücret bordrolarında "eğitim kesintisi olarak" adlandırılan 210,00 TL"nin iade edilmesine ilişkin bölüme yönelik itirazın kabulü ile bu bölümün iptaline, rapordaki ulusal bayram genel tatil ücretlerine ilişkin ve gece çalışmalarına ilişkin bölümlerin iptali isteminin reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı taraflar temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 92/3. maddesi kapsamında, işçi alacaklarına dair iş müfettişlerince düzenlenen rapor ve tutanakların içeriğine ilişkin olup, bu hususta açılacak davaların hukuki niteliğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
4857 sayılı Kanun’un 91. maddesinin 2. fıkrasında, “30/1/1950 tarihli ve 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 10. maddesine istinaden iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin kanundan, iş ve toplu iş sözleşmesinden doğan bireysel alacaklarına ilişkin şikayetleri ... bölge müdürlüklerince incelenir” denilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 92. maddesinin 3. fıkrasında ise, “Çalışma hayatını izleme, denetleme ve teftişe yetkili iş müfettişleri ile işçi şikayetlerini incelemekle görevli bölge müdürlüğü memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi ispatlanıncaya kadar geçerlidir. İş müfettişleri tarafından düzenlenen raporların ve tutulan tutanakların işçi alacaklarına ilişkin kısımlarına karşı taraflarca otuz gün içerisinde yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilir. İş mahkemesinin kararına karşı taraflarca 5521 sayılı Kanun"un 8. maddesine göre kanun yoluna başvurulabilir. Kanun yoluna başvurulması iş mahkemesince hüküm altına alınan işçi alacağının tahsiline engel teşkil etmez.” hükmüne yer verilmiştir.
Öte yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 105 ilâ 113. maddeleri arasında dava çeşitleri düzenlenmiştir. Eda davası davalının, bir şeyi vermeye veya yapmaya yahut yapmamaya mahkûm edilmesinin talep edildiği dava türü olarak tanımlanmış iken, tespit davası, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesinin talep edildiği dava çeşidi olarak açıklanmıştır.
4857 sayılı Kanun’un 92. maddesinin 3. fıkrasına göre iş müfettişi raporlarına karşı açılan davalar, işçilerin bireysel başvuruları üzerine iş müfettişi tarafından işçi alacaklarına ilişkin yapılan tespitlere karşıdır. Bu tespite işçi tarafından, yapılan tespitin eksik olduğu ve daha fazla alacağın bulunduğu gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava, eda davası niteliğindedir. Sözkonusu tespite, işveren tarafından yapılan tespitin hatalı olduğu ve tamamen ya da kısmen borçlu olunmadığı gerekçesiyle itiraz ediliyorsa dava, menfi tespit davası niteliğindedir. Bu son halde, kanunda özel olarak düzenlenmiş olması sebebiyle, davacı işverenin bu davayı açmakta, kanunun ifadesiyle “hukuken korunmaya değer güncel bir yararı” bulunduğu kabul edilmelidir. Başka bir ifadeyle tespit davaları için ayrıca araştırılan hukuken korunmaya değer güncel bir yarar şartının bu dava açısından mevcut olduğu değerlendirilmelidir.
Görüldüğü üzere, iş müfettişi raporlarının işçi alacaklarına yönelik kısımlarına karşı, işçi ya da işveren tarafından açılacak davalar, yerine göre eda davası yerine göre ise menfi tespit davası özelliği göstermekte olup her halükarda bu davalarda, işçi ve işverenin taraf olarak yer alması ve işçinin somut bir alacağını ilgilendirmesi gerekmektedir.
Somut olayda, davacı işveren tarafından, iş müfettişinin işyerine dair genel tespitine karşı borçlu olunmadığı gerekçesiyle itiraz edilerek Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına dava açılmış ve dava Bakanlığa karşı görülerek sonuçlandırılmıştır. Eldeki dosyada İş Kanunu’nun 92. maddesine göre somut işçi alacağını belirten bir müfettiş raporu veya tutanak söz konusu değildir, bu nedenle rapora karşı bu şekilde itiraz edilemez, ancak iş müfettişince düzenlenen rapor aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir, bu tür raporlara karşı raporların gerçeği yansıtmadığı açılacak alacak dosyalarında veya Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından verilen idari para cezalarına karşı açılan davalarda ileri sürülebilir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05.03.2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.