22. Hukuk Dairesi 2018/1546 E. , 2018/5800 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE
MAHKEMESİ : Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : İŞE İADE
İLK DERECE
MAHKEMESİ : . İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 21.05.2012 tarihinden itibaren davalı işveren nezdinde “kuyu tamamlama mühendisi” olarak görev yaptığını, iş sözleşmesinin 09.01.2015 tarihinde haksız olarak feshedildiğini, fesih bildiriminde işletmesel karardan bahsedilse de bu sebebin haklı fesih sebebi sayılmadığını, işletmesel karar içeriğinin tam olarak anlaşılmadığını beyan ederek davanın kabulüne, feshin geçersizliğinin tespiti ile müvekkilinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı vekili, 06.01.2015 tarihinde alınan işletmesel karar sonucu İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca davacının iş akdinin feshedildiğini, müvekkil şirketin petrol sektöründe özellikle ham petrolün işletilmesi ve üretilmesi konularında faaliyet göstermesi sebebiyle petrol fiyatlarındaki değişikliğin şirketin mali dengesinde çok önemli dalgalanmalara sebep olduğunu, 2013 ve 2014 yılında zarar ettiğini, fesih bildiriminde belirtilen gelir kaybının, şirketin petrol satışından doğan satış gelirlerinde yaşanan azalmadan kaynaklandığını, işletmesel kararda belirtildiği üzere 2014 yılında 5 sondaj ekibi ile çalışılmasına karar verildiğinden hareketle personel kadrosunun daraltılması hususunda alınan kararın anlık yaşanan bir olumsuzluk sonucu doğmadığını, uzun süredir varlığını devam ettiren fiyat düşüşünün şirket bünyesinde yarattığı etkilerin sonucu ortaya çıktığını, beyan ederek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
Mahkemece, davacı işçinin davalı işveren nezdinde kuyu tamamlama mühendisi olarak çalıştığı, işverenin özetle, petrol fiyatlarındaki düşüş nedeniyle işletmesel karar sonucu iş akdine son verdiğini iddia ettiği, arama ve üretim faaliyeti olan bir şirketin kriz dönemlerinde yeni arama kuyusu açamayacağı zaman bu kuyu tamamlama mühendisine olan ihtiyacı arama safhasında azalsa da üretim kuyularındaki bakım ve onarım çalışmaları için ihtiyacının devam edeceği, gelir - gider dengesinin kısa bir dönem için değerlendirilmesinin hatalı olduğu, ürün fiyatlarının düşmesi nedeniyle işten çıkarmanın kolaycı ve işin teknik boyutuyla ve devam eden üretim süreci ile uyuşmayan bir yaklaşım olduğu, işten çıkarmanın son çare olarak değerlendirilmesinin gerektiği, haliyle işten çıkarmanın hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin objektif, mantıksal ve hayatın olağan akışına uygun, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak, davalı tarafın istinaf başvurusunun esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
Taraflar arasındaki uyuşmazlık iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı konusu olup, kanuni dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, hammadde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanlarını kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşveren ispat yükünü yerine getirirken, öncelikle feshin biçimsel şartlarına uyduğunu, daha sonra, içerik yönünden fesih sebeplerinin geçerli (veya haklı) olduğunu ispatlayacaktır. Feshin işletme, işyeri ve işin gerekleri sebepleri ile yapıldığı ileri sürüldüğünde, öncelikle bu konuda işverenin işletmesel kararı aranmalı, bağlı işveren kararında iş görme ediminde ifayı engelleyen, bir başka anlatımla istihdamı engelleyen durum araştırılmalı, işletmesel karar ile istihdam fazlalığının meydana gelip gelmediği, işverenin bu kararı tutarlı şekilde uygulayıp uygulamadığı (tutarlılık denetimi), işverenin fesihte keyfi davranıp davranmadığı (keyfilik denetimi) ve işletmesel karar sonucu feshin kaçınılmaz olup olmadığı (ölçülülük denetimi-feshin son çare olması ilkesi) açıklığa kavuşturulmalıdır.
Somut olayda, davacının 21.05.2012 – 09.01.2015 tarihleri arasında davalı işverene ait işyerinde petrol mühendisi (kuyu tamamlama mühendisi) olarak çalıştığı, davalı işverenlik tarafından yapılan fesih bildirimine bakıldığında, geçmiş yıllarda başlayan ve devam eden süreçte ham petrol fiyatlarındaki düşüş sebebiyle şirket gelirlerinde yaklaşık %45 oranında azalma olduğu ve bu durumun idari ve ekonomik sıkıntılara sebep olduğu gelir kaybı ve nakit akışının bozulması neticesinde iş hacminin ve iş kadrosunun daraltılması ve bazı iş birimlerinin kapatılması zorunlu hale geldiğinden şirketin 06.01.2015 tarihinde almış olduğu işletmesel karar doğrultusunda davacının iş akdinin feshedildiği anlaşılmıştır.
Feshe dayanak 06.01.2015 tarihli işletmesel karar incelendiğinde, geçmiş yıllarda başlayan ve devam eden süreçte ham petrol fiyatlarındaki düşüş sebebiyle özellikle 2014 yılında şirket bilanço hasılatında yaklaşık %45 oranında azalma olduğu, bu sebeple 2015 yılı bütçe ve yatırım planlaması ile kuyu programının planlanamadığı ve 2015 yılında planlanacak muhtemel çalışmaların en fazla 2 sondaj ekibi (2014"te 5 ekip İle çalışılmıştır) ile yapılmasına karar verildiği, ham petrol fiyatlarındaki düşüş sebebiyle yaşanan gelir kaybının yatırımları etkilediği ve nakit akışının bozulmasına sebep olduğu, şirketler grubunun yaşadığı ekonomik sıkıntı sebebiyle kaçınılmaz olarak işin hacminin ve iş kadrosunun daraltılması ve bazı İş birimlerinin kapatılmasının zaruriyetinin hâsıl olduğu, belirtilen bu durum göz önüne alınınca şirketin personel kadrolarında tensikata gidilmesinin zorunlu olduğu, bu nedenle İhtiyaç fazlası personelden, şirketin diğer birimlerine aktarılarak görevlendirilebilecekler dışında kalan fazla personelin tespit edilmesi, bu tespit yapılırken öncelikle emeklilik yaşı gelip de emeklilikten faydalandığı halde-halen çalışmaya devam eden ve şirketteki çalışma süresi en azdan en fazlaya doğru tespit edilerek ve en az çalışan personelden başlanarak dikkate alınmasına, tespit edilen bu İhtiyaç fazlası personelin tüm yasal haklarının ödenmesi sureti ile hizmet akitlerinin sona erdirilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporlarında, firmaların çalışanlarına olumsuz koşullarda da güven vermelerinin iş barışının bir gereği olduğu, davacının ürün fiyatının düşmesiyle işine son verilmesi bu nedenlerle kolaycı ve işin teknik boyutuna uygun olmayan bir uygulama olduğu, davacının petrol mühendisi iş sürecinin fiyat düşmesine karşın devam eden bir bölümünde görevli olduğu, şirketin nakit akışını öncelikli olarak Türkiye"deki petrol satışından karşılamakta olması sebebiyle 2014 yılında 12 tanesi davacının çalıştığı Şelmo sahasında olmak üzere toplamda 30 tane kuyuda ham petrol üretimine başladığını, ve 2015 yılında da sondaj ve kuyu tamamlama çalışmalarına devam edileceğini, borsaya kote bir şirket olarak 06 Ocak 2015 tarihinde yatırımcılarına bildirdiği ve bu haberin yayınlandığı gün şirketin aldığı iş hacmini daraltacağı ve bazı birimleri kapatacağı yönündeki işletmesel kararın şirketin fiili durumla tam zıt yönde bir karar aldığını ortaya koyduğu, fesih işleminde ileri sürülen fesih gerekçelerinin geçerli nedene dayanmadığı görüşüne yer verildiği, mahkemece de bu raporlar hükme esas alınarak işe iade yönünde karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece feshe dayanak olarak gösterilen işletmesel kararın uygulanması ile ilgili inceleme yapılmadan karar verildiği görülmüştür. Bu nedenle Mahkemece yapılacak iş, 2015 yılında planlanan çalışmaların yapımında 5 sondaj ekibinin 2 ekibe düşüp düşmediği, fesih bildirimi çerçevesinde hangi birimlerin kapatıldığı ve buna bağlı olarak davalı iş yerinde istihdam fazlalığının oluşup oluşmadığının organizasyon şeması, fesih tarihinden 6 ay öncesi ve sonrasına ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarının da dosya arasına alınması suretiyle ayrı ayrı saptanması, ihtiyaç fazlası oluşan personel var ise bu personelden şirketin diğer birimlerine aktarılarak görevlendirilen olup olmadığı, işten çıkarılacak personelin tespiti yapılırken öncelikle emeklilik yaşı gelip de emeklilikten faydalandığı halde halen çalışmaya devam eden ve şirketteki çalışma süresi en azdan en fazlaya doğru ve en az çalışan personelden başlanarak dikkate alınması hususuna riayet edilip edilmediği, alınan işletmesel kararın tutarlı şekilde uygulanıp uygulanmadığı ve feshin son çare olması ilkesinin gözetilip gözetilmediği, ve bu bağlamda fesihten sonra işyerine davacı ile aynı nitelikte işçi alınıp alınmadığının belirlenmesi, özellikle fesih tarihinde davacıya başka bir görevlendirmenin yapılabilir olup olmadığı ve aynı tarihte davacının görevlendirilebileceği boş kadronun bulunup bulunmadığı yönlerinden uzman bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekir.
Bu konuda eksiklikler giderilmeden yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 05/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.