1. Hukuk Dairesi 2020/1826 E. , 2021/2698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kabulü ile davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalılardan ... ile ... yönünden davanın kabulüne dair verilen karar davacı vekili ve davalılar... ve ... vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, dava konusu 1205 ada 4 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... adına kayıtlı iken belediye meclisi kararına istinaden ihale ile belediye encümeni tarafından davalılardan ...,’e satıldığını, satışın dayanağı meclis kararının idare mahkemesi tarafından iptal edildiğini, kararın onandığını ve karar düzeltme talebininde reddedildiğini, satış işleminin dayanağı olan belediye meclisi kararının iptalinin kesinleşmesi neticesinde tapu tescilinin yolsuz hale geldiğini, iptal kararının sonuçlarını bertaraf etmek amacı ile davalılar arasında satış gibi gösterilmek sureti ile taşınmazın kötüniyetli olarak devir ve tescilinin gerçekleştirildiğini ileri sürerek, çekişmeli taşınmazın davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile her türlü haciz ve takyidattan ari olarak davacı ... adına tapuya tescilini istemiştir.
Davalı ..., Silivri’de okul müdürü olarak çalışırken yaşadığı yere çok yakın olan taşınmazın satılacağını öğrenince çekişmeli taşınmazı yasal prosedürlere tamamen uyularak ve Silivri Belediyesi’ne güvenerek, iyiniyetle satın aldığını, MK’nun 1023. maddeden yararlanması gerektiğini, taşınmazın ilerde ihtilaflı hale geleceğini veya geldiğini hiç bir şekilde bilmediğini, sonra Avcılar’da görevlendirildiğini, bilahare Tekirdağ’a görevlendirildiğini, bu nedenle çekişmeli taşınmazı satmek istediğini, uzun zamandır tanıdığı emlakçı ...’e satış işini tevdi ettiğini,....’in bulduğu diğer iki davalıya taşınmazı sattığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ..., Almanya’da yaşadıklarını, uzun zamandır yatırım amaçlı arsa aradıklarını, emlakçı...’e gittiklerini, çekişmeli taşınmazı emlakçı...aracılığı ile bulduklarını, önceki malik diğer davalı ...’i ya da emlakçı ...’ı evvelce tanımadıklarını, tapudaki kayıtlara iyi niyetle güvendiklerinden MK’nun 1023. maddesinden yararlanmaları gerektiğini bildirerek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalılardan ... adına oluşan sicilin hukuki sebebi olan ihalenin iptali ile sicilin hukuki dayanaktan yoksun kaldığı ve tescilin yolsuz tescil durumuna düştüğü, ancak, çekişmeli taşınmazın ihale ile satışının üzerinden iki yıl dört ay gibi bir zaman geçmesinin ardından diğer iki davalıya satıldığı, İdare Mahkemesi’nin iptal kararının tapu kaydına son kayıt maliklerine satış tarihinden bir yıl sonra şerh verildiği, iptal kararının internette duyurulduğu iddiasına yönelik dosyaya herhangi bir yayın evrakı eklenmediği, eklemiş olsaydı tapu siciline şerh düşülmedikçe böyle bir duyurunun iyiniyetli üçüncü kişilerin tapudaki sicile güven ilkesini bertaraf edemeyeceği, yapılan araştırmaya göre son kayıt maliklerinin alım gücü bulunduğu, kötüniyetinin ispatlanamadığı, davalı .....in İstanbul Avcılar’da çalışırken Tekirdağ Ergene ilçesine atandığı, taşınmazın da bu nedenle davalılar ... ve ...’e satıldığı iddiasındaki görevlendirmelerin belgelendirildiği, devir bedelinin taşınmazın gerçek değerinin altında gösterilmiş olmasının da tek başına kötüniyet iddiasını ispata yeterli kabul edilemeyeceği, satışının günü davalı ...’in banka hesabına çekişmeli taşınmazın ada parsel numarası ve satım bedeli olduğu banka dekontunda belirtilerek 265.000,00 TL yatırdığı gerekçesi ile TMK 1023 maddesi gereği tapu kaydına güvenerek yaptıkları kazanımları korunacağından son kayıt malikleri olan davalılardan ... ve ...yönünden davanın subut bulunmadığından reddine, davalı ... yönünden ise tapu kaydında malik olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş, davacı vekili tarafından işin esasına hasren hükmün istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, belediye meclisi kararının iptali için 2009 yılında İdare Mahkemesi’nde dava açıldığı, İdare Mahkemesinin 2010 yılında verdiği karar ile meclis kararını iptal ettiği, buna rağmen davacı ...’nin taşınmaz için ihale yapıp taşınmazı sattığı, iptal kararının 08/04/2016 tarihinde kesinleştiği, bu şekli ile tapu taşınmazın davalı Behçet adına tescilinin yolsuz tescil haline geldiği ihale yoluyla satışın dayanağı meclis kararının iptali yönündeki davanın 2009 yılında açıldığı, ilgili meclis kararının yerel ve ulusal basında haber konusu yapıldığı, kamuoyunun bilgi sahibi olduğu, davalı tarafın taşınmazı yatırım amacı ile aldığını savunduğu, yatırım amacıyla taşınmaz satın alanın sarfedeceği basit bir araştırmayla yolsuzluğu ve uyuşmazlığı bilecek durumda olduğu, bu durumda iyiniyet savunmalarına değer verilemeyeceği, ilk el durumundaki davalı ... yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddinin yerinde olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/(1)-b-2 maddesi gereğince kabulü ile davalı ... yönünden davanın husumetten reddine, davalılardan ... ile ... yönünden davanın kabulüne, tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Dosya kapsamına göre: 06/07/2009 tarihli ... Meclis Kararı ile davacı ...’nin mülkiyetinde bulunan çekişmeli taşınmazın 5393 sayılı Kanun’un 18/e maddesi uyarınca satılmasına karar verilmiş, davacı ...’nin 30/05/2013 tarihli kararı ile ihale yolu ile davalılardan ...,’e 263.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davalı ... ise 10/11/2015 tarihinde taşınmazı 1/2’şer hisse halinde davalılar ...’e ve...’a satmıştır. Ancak, İstanbul 5. İdare Mahkemesi 2009/ 1410 Esas sayılı 31/05/2010 tarihli kararı ile satışa dayanak Belediye Meclisi kararının iptaline karar verilmiş, Danıştay 8. Dairesi tarafından İdare Mahkemesinin kararı onanmış, davalı ...’nin karar düzeltme talebi de reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı ... tarafından eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Davalılar ... temyiz talebi bakımından;
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre davacı ...’nin taşınmaz satışına yönelik Belediye Meclisi kararının iptali sonucu davalı ...’e yapılan temlikin yolsuz tescil ile hükümsüz olduğu, ...’ten temlik alan davalılar ... de TMK’nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacakları gerekçesi ile davalılar... ve ...adına olan tapu kaydının iptali ile taşınmazın davacı ... adına tesciline karar verilmiş olması doğrudur. Davalıların işin esasına ilişkin temyiz itirazlarının reddine.
Davalılar... ve ...aleyhine hükmedilen vekalet ücretine gelince; bilindiği üzere yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davalarında dava değeri dava konusu taşınmazın değeri üzerinden harcı tamamlanan değer olup, davacı ... lehine hükmedilen vekalet ücretinde harcı yatırılan miktarın esas alınması gerekirken harcı tamamlanmayan miktarın esas alınması doğru görülmemiştir.
Davacı ...’nin temyiz talebi bakımından;
Davacıdan çekişmeli taşınmazı temlik alan ilk el olan davalı ...’in temellükünün yolsuz tescil nedeni ile geçerli olmaması, davalı ...’in işlemin tarafı olması nedeni ile davalı ... hakkında tapu kayıt maliki olmadığı gerekçesi ile husumetten red kararı verilmesi ve lehine vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru görülmemiştir.
Davalı ... ve ...vekilinin ve davacı ... vekilinin bu açılardan yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, HMK’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.