3. Hukuk Dairesi 2014/19631 E. , 2015/5324 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KUMLUCA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/05/2014
NUMARASI : 2012/177-2014/326
Taraflar arasında görülen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen 31.03.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. R.. A.. ile aleyhine temyiz olunan davalılar vekili Av. Y.. G.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, Kumluca Noterliğince düzenlenen 18.10.1990 tarihli gayrimenkul satış ve zilyetliğin devri senedi ile davalıların murisi Bayram Bulut"a ait taşınmazı satın aldığını, bu yerde 1993 yılında yapılan orman kadastrosu sonucu satıma konu yerin orman olarak sınırlandırılması üzerine muris Bayram"ın açtığı davaya müvekkilinin de müdahil olduğunu, Kumluca Kadastro Mahkemesinde görülen dava sonucunda taşınmazın 2.040 m² lik bölümünün muris Bayram mirasçıları olan davalılar adına, geriye kalan bölümünün orman olarak tesciline karar verildiğini, müvekkilinin ödemiş olduğu satış bedelinin ise iade edilmediğini ileri sürerek; satış bedeli olarak ödenen 8.600.000 TL (yeni 8,60 TL) nin denkleştirici adalet kuralları gereğince dava tarihi itibariyle ulaştığı değerden şimdilik 50.000 TL nin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın zamanaşımına uğradığını savunmuşlardır.
Mahkemece; sözleşmenin ifasının sonradan imkansız hale geldiği, bu durumun meydana gelmesinde davalıların murisinin kusurunun olmadığı, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 117. maddesi uyarınca, borçluya yükletilemeyen sonraki imkânsızlık hallerinde borçlunun borcu sona ereceğinden, borçlunun karşı taraftan aldığı şeyleri sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerekeceği, aynı kanunun 66. maddesine göre, davanın verilenin geri alma hakkı olduğunun öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde bu hakkın doğduğu tarihten itibaren 10 yıl içerisinde istenilmesi gerektiği, eldeki davanın ise zamanaşımı süresi geçtikten sonra açılmış olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bilindiği üzere; tapuda kayıtlı olmayan taşınmazlar menkul mal hükmünde olup, satışın geçerli olabilmesi için taşınmazın alıcıya teslim ve de zilyetliğinin devredilmesi gerekir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; dava konusu taşınmazın öncesinin tapusuz olduğu ve de davacı ile davalıların murisi arasında düzenlenen 18.10.1990 tarihli senet kapsamında kaldığı, dava konusu taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında 112 ada 71 ve 201 parseller olarak tespit gördüğü ve davalı olmaları nedeniyle malik hanesinin açık bırakıldığı, davalıların murisi Bayram Bulut tarafından açılan orman kadastrosuna itiraz davasına davacının da müdahil olarak katıldığı, yapılan yargılama sonucunda 112 ada 201 parselin tamamı ile 71 parselin 1.165 m² lik bölümünün orman niteliği ile hazine adına tesciline karar verildiği, hükmün Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.04.2005 günlü ve 2005/135 E. 2005/4272 K. sayılı ilamı ile ile 112 ada 201 parsel ile 71 parselin 1.165 m² lik bölümü yönünden onanmasına, 71 parselin 2.040 m² lik bölümü hakkında ise sicil oluşturulmamasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozulmasına karar verildiği, bozma kararına uyan mahkemece 112 ada 71 parselin 2.040 m² lik bölümünün payları oranında Bayram Bulut mirasçıları olan davalılar adına tesciline karar verildiği, hükmün davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.02.2013 günlü ve 2012/15558 E. 2013/1917 K. sayılı ilamı ile "...çekişmeli parselin hiçbir zaman davacı M.. M.."a teslim edilmediği belirlenerek davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı..." gerekçesiyle onandığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında; tapusuz olan dava konusu taşınmazın, davacı tarafından teslim ve zilyetliğinin devralınmadığı, dolayısıyla davacı ile davalılar murisi arasında düzenlenen 18.10.1990 tarihli satım sözleşmesinin geçersiz olduğu ortadadır. Yapılan satış geçersiz olduğuna göre herkes aldığını iade ile mükelleftir. 07.06.1939 günlü ve 1936/31 esas 1939/47 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, bu gibi uyuşmazlıklar 818 sayılı BK. nun 125. maddesine göre on yıllık zamanaşımına tabidir. Zamanaşımı süresinin başlangıcı ise, ifanın imkansız hale gelme tarihidir.
Buna göre, mahkemece; satıma konu edilen taşınmazın bir bölümü için ifa imkansızlığının 08.04.2005 tarihinde, bir bölümü için ise davanın açıldığı 29.03.2012 tarihinden sonra 26.02.2013 tarihinde ortaya çıkması nedeniyle davanın on yıllık zamanaşımı süresi dolmadan açıldığı gözetilerek, uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı tarafa iadesine, 31.03.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.