Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/12295
Karar No: 2015/5329
Karar Tarihi: 01.04.2015

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2014/12295 Esas 2015/5329 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2014/12295 E.  ,  2015/5329 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 25/03/2014
    NUMARASI : 2013/267-2014/101

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkilerinin murisi F.. S.." nun 2012 Aralık ayında vefat ettiğini, Bursa, .., .. Mahallesi, 4012 ada, 14 parselde kayıtlı olan ve içinde oturduğu evin 1993 yılında davalı olan oğluna sattığını, davalının taşınmazı satarak .. Mahallesi, 423. Sk. No.5 adresindeki binayı yaptığını; murisin, 10 yıl önce İsmetiye Mahallesi, .. Sk Siteler alanında bulunan arsasını da üçüncü kişi olan S.. Ç.." e sattığını, aldığı parayı davalıya verdiğini, davalının aldığı yerin 4. katını bu para ile yaptığını; davalının, .. Mahallesinde yer almaya ya da üzerinde 4 katlı bina yaptırmaya yetecek geliri bulunmadığını; murisin, taşınmazları satmaya ihtiyacı bulunmadığını; eğer taşınmazlar gerçekten satılmış olsa idi, terekeden bu değere yakın bir paranın çıkması veya vefatından önce yaşam düzeyinde yükselme olması gerektiğini; ancak, böyle bir durumun mevcut olmadığını ve durumun satış işleminin muvazaalı olduğunu gösterdiğini; davalının taşınmazı 3. kişiye sattığı ve 3. kişinin kötü niyetine ilişkin kanıtları bulunmadığından, tapu iptali tescil davası açamadıklarını; bu nedenle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile miras paylarına karşılık olarak 68.000,00 TL"lik maddi tazminatın Aralık 2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava konusu .. Mahallesi, 412 ada 14 parselde kayıtlı arsanın, satış işleminden iki yıl önce alındığını, arsa üzerine müvekkilince 2 katlı ev yapıldığını; murislerinin, evin yapımında hiçbir katkısı olmadığını, katkı yapacak durumunun da bulunmadığını; murisin taşınmazı oğlu olan müvekkiline sattığını, parasını nakit olarak aldığını, yaşlılığını daha rahat geçirmek istediğini, murisin aldığı parayla yeniden gayrimenkul edinmek zorunda olmadığını; arsanın, müvekkilince annesinden alınmasının nedeninin üzerinde bulunan binayı kendisinin yapmış olması olduğunu, satışın gerçek satış olduğunu; .. Mah 423. Sk No:5 adresinde müvekkilinin bina yaptığı iddiasının asılsız olduğunu, müvekkili tarafından böyle bir arsa alınmadığını ve ev yapılmadığını; müvekkilinin, annesinden aldığı taşınmazı 3-4 yıl oturduktan sonra sattığını, halası H.. A.." a ait İstabul" da bir ev aldığını, burada da 3-4 yıl oturduktan sonra şu an oturduğu .. Mah 4123 Sk No.5 .. Bursa adresindeki arsayı aldıklarını; muris F..S.."nun, .. Mah. .. Sk. Siteler alanında bulunan arsasını üçüncü şahsa sattığını ve parasını aldığını; ancak, bu para ile müvekkilinin binasının 4. katını yaptırdığı iddiasının yersiz olduğunu; müvekkilinin, İstanbul"daki taşınmazını sattıktan sonra katları kendi imkanı ile çıktığını, müvekkilinin maddi olarak kimseye ihtiyacı olmadığını, Yugoslavya"dan 1966 yılında geldiklerinde hiçbir mal varlığı olmadığını; ancak, hamallık ve tekstil hurdacılığı yaparak hayatını ve ailesini geçindirdiğini, hurdacılıktan iyi bir kazanç sağladığını, dava konusu yerden önce müvekkilinin ayrı ayrı iki adet arsa alıp, ev yapıp karlı bir şekilde sattığını, müvekkilinin sağ iken anne ve babası ile birlikte oturduğunu, dava konusu arsa da dahil olmak üzere muhtelif zamanlarda annesine para dahi verdiğini; davacıların maddi durumlarının iyi olmadığını, hayatları boyunca sabit bir işte çalışmadıklarını, müvekkili ve diğer kardeşlerine manevi baskı uygulayıp kendilerine maddi destek sağladıklarını; anne ve babaları ile görüşmediklerini, anneleri vefat eden davacıların müvekkilinden para alabilmek için işbu davaya açtıklarını; ancak, müvekkilince muris Fehmiye Sultansu" nun kimden ne kadar para aldığını veya hayat standartını bilecek durumda olmadıklarını savunarak; davanın reddini istemiştir. Mahkemece, satışın muvazaalı olduğu düşünülecek olursa, talep edilen miktarın fahiş olduğunu, arsanın değeri ve davalıların saklı paylarının hesap edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
    Mahkemece; davalı, her ne kadar, tasarruflarını çalışarak elde ettiği iddiasında bulunsa da, annesinin birikimlerinden de yararlandığı; davacıların, murislerinden yasal olarak kendilerine intikal etmesi gereken, ancak davalı tarafça değerlendirilen miras haklarını talep etme hakları bulunduğu; davalı ile murisi olan annesinin, muvazaalı satış ve mal kaçırma amacı güdülmese dahi, birlikte yaşamalarının verdiği dayanışma hissi ile birlikte tasarrufta bulundukları anlaşılmakla; davacıların, davalarının kısmen kabulüne; davacı N.. S.. için 30.164,20 TL, davacı Z.. S.. için 30.164,20 TL olmak üzere toplam 60.328,40 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa hisseleri oranında ödenmesine, fazlaya ilişen talebin reddine karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili süresinde temyiz etmektedir.
    Davacı tarafça, dava konusu taşınmazlardan Bursa, .., .. Mahallesi, 4012 ada, 14 parselde kayıtlı taşınmazın muvazaalı işlem ile davalıya devredildiği iddia edilmiştir.
    TBK"nun 19.maddesi (BK"nun 18.maddesi) gereğince muvazaa, tarafların 3. kişileri aldatmak amacıyla ve fakat gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç meydana getirmeyen bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır. Muris muvazaası ise, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmayı hedefleyen mirasbırakanın gerçek amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği taşınmazını tapuda yaptığı sözleşmede iradesini satış doğrultusunda açıklamak suretiyle devrini gerçekleştirmesidir.
    Muvazaa ispat edildiği takdirde, sonradan yapılan sözleşme mutlak butlan ile batıl olacağından hiç bir hüküm ve sonuç doğurmayacaktır. Muvazaa iddiasına yönelik olarak, Hukuk Genel Kurulu"nun 2013/1-108 E, 2013/1397 K sayılı kararında; "...Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır..." ifadesi kullanılmıştır.
    Somut olayda; dava konusu taşınmazlardan 4012 ada, 14 parsele yönelik muvazaa iddiasının bu ilkeler kapsamında ispat edildiği söylenemez. Zaten, mahkeme de "...davalı ile murisi olan annesinin, muvazaalı satış ve mal kaçırma amacı güdülmese dahi,..." ifadesini kullanarak muvazaalı satış olmadığını kabul etmiştir. Dolayısıyla bu parsele yönelik davanın reddi gerekirken, kısmen kabulüne ilişkin hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    Dava konusu .. Mahallesi, 4013 ada 19 parsel sayılı taşınmazın ise; satıldıktan sonra bedelinin davalıya verildiğinin iddia edildiği; bu konuda, mahkemece, tanık anlatımlarına başvurulduğu, fakat olayın aydınlatılması açısından yapılan araştırmanın eksik olduğu anlaşılmıştır. Bu taşınmaz yönünden, mahkemece; davalıların tüm delilleri toplanmalı, gerekirse taraflara yeniden delil sunma imkanı sunulmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilip, tartışılmalı hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi