21. Hukuk Dairesi 2016/17688 E. , 2017/6243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının Haziran 1996-Haziran 2014 tarihleri arasında davalı işverene ait iş yerinde geçen ve Kuruma bildirilmeyen sigortalı çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacının davalı işyerinde 01/06/1996-01/06/2014 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti ile kuruma bildirilen süre ve primler dışlanarak bildirilmeyen süre ve primlerin tamamlatılmasına karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliğinin kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olusu her türlü delille ispat kazanabilirse de çalışmanın konusu niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 10/06/2001-27/08/2002 tarihleri arasında ... "ye ait ... sicil numaralı işyerinden, 28/08/2002-31/01/2008 tarihleri arasında ... "ye ait ... sicil numaralı işyerinden, 13/05/2008-29/12/2010 tarihleri arasında davalı şirkete ait ... sicil numaralı işyerinden ve 30/12/2010-2014/1. ay arasında davalı şirkete ait ... sicil numaralı işyerinden bildirimlerinin yapıldığı, davalı şirketin 09/10/2015 tarihinde ticaret sicil kaydının terkin edildiği, tanık beyanlarının alındığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda, davalı şirketin 09/10/2015 tarihinde ticaret sicil kaydının terkin edildiği anlaşıldığından şirketin ihyası yapılmadan ve taraf teşkili sağlanmadan, ayrıca davacının dava konusu dönemde davalı şirket dışında başka işyerlerinden bildirimlerinin yapıldığı anlaşıldığından bu işverenler ile davalı şirket arasında bağlantı bulunup bulunmadığı belirlenmeden ve dava konusu dönemin tamamında çalışan bordro tanıkları tespit edilip beyanları alınmadan eksik araştırma ile sonuc gidilerek karar verilmiş olması hatalıdır.
Yapılacak iş, davalı şirketin ihyasının sağlanması hususunda davacıya süre vermek, ihyadan sonra davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapmak, davacının dava konusu dönemde davalı şirket dışında başka işyerlerinden bildirimlerinin yapıldığı anlaşıldığından bu işverenler ile davalı şirket arasında bağlantı bulunup bulunmadığını araştırmak, dava konusu dönemde gerçek işverenin kim olduğunu tespit etmek, davacının bildirimi yapılan dava dışı işyerlerinin dava konusu döneme ait dönem bordrolarını Kurumdan getirtmek, dava dışı işyerlerinin ve davalı işyerinin dönem bordrolarında ihtilaflı dönemin tamamında kayıtlı ve tarafsız tanıklar saptanarak bunların bilgilerine başvurmak, bordolarda adı geçen kişilerin adreslerinin tespit edilememesi veya beyanları ile yetinilmediği takdirde, ... Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle söz konusu işyerine komşu işyerlerini tespit edip bu işyerlerinin uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı çalışanları, yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, davacının çalışmalarının hangi tarihlerde hangi işveren yanında geçtiğini belirlemek ve gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra davalı şirketin 10/09/2007 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş olması sebebiyle bu tarihten önceki dönem açısından şirket aleyhine hüküm kurulmasının mümkün olmadığını göz önünde bulundurarak sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 14/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.