3. Hukuk Dairesi 2014/18996 E. , 2015/5335 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 7. AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/07/2014
NUMARASI : 2014/484-2014/985
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının, Sincan 1. Aile Mahkemesinin 2011/216 esas 2011/1078 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, 17/11/2011 tarihli karar gereği müvekkilinin davalıya aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ödediğini; davalı tarafın boşanma sonrasındaki ekonomik durumuna kıyasla, şu an çok daha iyi durumda olduğunu, maaşı uygun bir işte çalıştığını, yoksulluk nafakasına ihtiyaç duymayacak bir gelire sahip olarak yaşamını sürdürdüğünü ileri sürerek; Sincan 1.Aile Mahkemesinin 2011/216 esas 2011/1078 karar sayılı kararına istinaden devam etmekte olan yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili, 03/07/2014 tarihli beyan dilekçesinde ise, özetle; mahkemece, 26/06/2014 tarihli ara kararında, taraflarına nafakanın indirilmesi talebi yönünde beyanda bulunması için iki haftalık kesin süre verildiğini, mahkemenin kanaati 300,00 TL olan yoksulluk nafakasının kaldırılması yönünde olmaz ise, nafakanın 200,00 TL indirilerek 100,00 TL olmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacının, Sincan 1.Aile Mahkemesinin 2011/216 Esas ve 2011/1078 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını ve 17/11/2011 tarihli karar gereğince davacının müvekkiline aylık 300,00 TL yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü kılındığını; davacı tarafın, müvekkiline olan nafaka borcunu ödemediğini, bu duruma ilişkin Sincan İcra Ceza Mahkemesi 2014/87 Esas numarasıyla derdest şikayet başvurularının bulunduğunu; davacı tarafın, müvekkilinin, boşanma sonrasındaki ekonomik durumuna kıyasla hali hazırdaki ekonomik durumunun çok daha iyi olduğunu iddia ettiğini; ancak, söz konusu iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu; müvekkilinin, hayatın olağan akışında geçimini sağlamak için adeta çırpındığını, geçimini sağlamak üzere asgari ücret düzeyinde bir maaşla işe girdiğini; söz konusu bu işte sigortalı olarak çalıştığını ve maaşının 846,00 TL tutarında olduğunu; müvekkilinin, almış olduğu maaşının 400,00 TL"si ile kirada yaşadığı evin aylık kirasını karşıladığını, kalan miktarla geçimini sağlamasının bir hayli zor olduğunu, dosya içerisine sundukları Yargıtay kararlarından da anlaşılacağı gibi davalının hali hazırdaki ekonomik durumunun geçimini sağlamaya yetmemesi ve asgari ücretle çalışmasının yoksulluk nafakası alma hakkına engel teşkil etmediğinin ortada olduğunu beyanla; haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalı asgari ücretle çalışmakta olup, sosyal güvencesi bulunmaktadır ve geliri aldığı nafakadan daha fazladır. Bu durumda, davalının yoksulluk halinin ortadan kalktığı ve davanın kabulü ile nafakanın kaldırılması gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davalı, 2011 yılından beri çalıştığından, davacıda dava tarihine karar nafaka ödemelerine devam ettiğinden bu süre içerisinde ödenen nafakalar iyiniyetli isteğe bağlı yardım olarak kabul edilmiştir, gerekçesiyle; nafakanın karar tarihinden itibaren kaldırılmasına karar verilmiştir.
TMK"nun 176/3.maddesine göre; irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkeme kararıyla kaldırılması mümkündür.
Yine, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Somut olayda; tarafların boşandıkları, davalı kadının boşanma davası açıldıktan sonra asgari ücret düzeyinde gelir elde ettiği; davalının ise, elektrik ustası olduğu, 1.000 TL. civarında gelirinin olduğu, bir evinin olduğu, yeniden evlendiği, bu evlilikten bir çocuğunun olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yerleşik Yargıtay"ın uygulamalarına göre; asgari ücretin, yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK"nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. sayılı kararında olduğu gibi).
Bu nedenle, davalının geliri, yoksulluğu ortadan kaldırmayıp; bu durumun, sadece, nafaka miktarının tayininde nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin; yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş; tarafların sosyo-ekonomik durumları nazara alınarak, yoksulluk nafakasında hakkaniyete uygun bir indirim yapılmasından ibaret olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 01.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.