9. Hukuk Dairesi 2015/36110 E. , 2016/3045 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
İHBAR OLUNAN :........
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti, ücret alacağı, izin ücreti ve uçak bileti ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı Talebinin Özeti:
Davacı vekili, davacının 01/12/2008-06/10/2010 tarihleri arasında, davalı şirketin .........."da bulunan şantiyelerinde, kalite kontrol mühendisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin işveren tarafından gerekçe gösterilmeksizin haksız olarak feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile izin ücreti, ücret, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ve uçak bileti gideri alacaklarını talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının davalı şirketin işçisi olmadığını, davacının .........."da bulunan ................"nin işçisi olduğunu, bu şirket ile davalı şirket arasında organik ve yapısal bir bağ bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti ve Yargılama Süreci:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, iş sözleşmesinin işveren tarafından haksız olarak feshedildiği, davacının fazla çalışma yapmasına, hafta tatili günlerinde çalışmasına rağmen bu çalışmaların karşılığının ödenmediği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu bağlamda, izin ücreti talebi reddedilmiş, diğer talepler ise rapor doğrultusunda kabul ya da kısmen kabul edilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerine hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir .......
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda taktiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir. Hakkın özünü ortadan kaldıracak oranda bir indirime gidilmemelidir.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerinin, davacı tanıkları .......... ve ..."nın beyanlarına göre tespit edildiği anlaşılmaktadır.
Her iki davacı tanığınında, davalı işverene karşı açtıkları işçilik alacaklarının tahsiline yönelik davaları olup, tarafsızlıkları konusunda şüphe bulunan bu tanıkların beyanlarına göre söz konusu alacakların tespit edilmesi isabetli değildir.
Dosyada, yukarıda belirtilen iki tanığın beyanları dışında, davacının fazla çalışma yaptığına ve hafta tatili günlerinde çalıştığına dair hiçbir delil olmadığından davacı fazla çalışma yaptığını ve hafta tatili günlerinde çalıştığını ispat edememiştir.
Ayrıca, davacı işçi ile aynı şartlarda çalışan diğer işçilerin davalı aleyhine açtıkları işçilik alacaklarının tahsiline dair bir kısım davalarda, mahkemelerce fazla çalışma ve hafta tatili ücretlerine ilişkin talepler reddedilmiş ve bu kararlar Dairemizce onanmıştır.
Tüm bu nedenlerle, davacının fazla çalışma ücreti ve hafta tatili ücreti taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3- Taktiri indirim nedeniyle reddedilen miktar haricinde, reddedilen alacak miktarı bulunmasına rağmen, davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
4- Kabule göre davacı, dava dilekçesinde 100 ABD doları fazla çalışma ücreti ve 100 ABD doları hafta tatili ücreti talep etmiş, ıslah dilekçesi ile diğer bir kısım taleplerini ıslah etmiş ancak fazla çalışma ve hafta tatili ücreti alacaklarını ıslah etmemiştir. Mahkemece söz konusu alacakların ıslah edilmediği gözetilmeden ve talep aşılarak, 1.586,29 ABD doları fazla çalışma ücretinin ve 480 ABD doları hafta tatili ücretinin hüküm altına alınmasıda hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 17/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.