Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/9372
Karar No: 2018/4449
Karar Tarihi: 12.06.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/9372 Esas 2018/4449 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/9372 E.  ,  2018/4449 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 09/12/2015 tarih ve 2015/802-2015/1081 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 17/04/2018 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. ... ile davalılardan ... ve diğerleri vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, davalılardan ..., ..., ..., ..., ..."ın 10.07.2006 tarihli anasözleşme ile ... A.Ş. unvanlı şirketi kurduklarını, şirketi temsil ve ilzama yetkili olarak diğer davalı ..."i genel müdür sıfatıyla atadıklarını, şirketin 22.12.2006 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermayesinin 2.500.000,00 TL"ye çıkarılmasına karar verildiğini, müvekkillerinden ..."ın babası ..."ın da amcası olan ..."ın davalı ... ... ve eşi ... ile tanışıklığının bulunduğunu, bu davalıların, kurulan şirketin gelecekte çok başarılı olacağını, kızının şirket hastanesinde görev alabileceğini, şirket sermayesinin 1.000.000,00 TL"ye yükseltiğini, bu sermayenin tamamının ödendiğini, kurucu ortaklardan bir kısmının hisselerini satmak istediklerini, bu konuda davalı ..."i yetkilendirdiklerini, pay satın almak istemesi durumunda yardımcı olabileceklerini söylemesi üzerine ..."ın ödenmiş olduğu belirtilen 10.000.000,00 TL"lik sermayenin %15"ine denk gelen 1.050.000,00 ABD dolarını 30.03.2007
    tarihinde davalı ..."in hesabına, davacılar adına hisse satın almak için havale ettiğini, buna karşılık davalı ..."in Makbuz ve Beyanname adı altında şirket genel müdürü sıfatıyla bir tutanak tanzim edip verdiğini, 12.04.2007 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında şirket sermayesinin 10.000.000,00 TL"ye çıkarılmasına karar verildiğini, hisse devirlerine yönelik devir ve ferağ senedi düzenlenip 19.04.2007 tarihinde şirket defterlerine işlenildiğini, ancak 17.06.2009 tarihli şirket yazısı ile müvekkillerinden ödenmemiş sermaye borcunun ödenmesinin istenildiğini, bunun üzerine müvekkillerinin davalı ... ve ..."e durumu sorduklarını, davalıların şirkete yeni ortaklar alınması nedeniyle durumun karışık olduğunu, işlemlerin düzeltilebilmesi için hisselerini sembolik bedelle davalı ..."e devretmelerinin gerektiğini, hisseler için ödedikleri paranın müvekkillerine faiziyle iade edileceğini söylediklerini, müvekkillerinin 1,00 TL gibi bir bedelle hisselerini davalı ..."e 02.07.2009 tarihli temliknamelerle devrettiklerini, davalı ..."in devraldığı hisseleri 24.07.2009 tarihinde dava dışı ..."a devrettiğini, davalı ... ve ..."in tüm bu işlemler sırasında müvekkillerini, çeşitli telkinlerle ikna edip kandırdığını, davalıların müvekkillerinin güvenini kötüye kullandıklarını, diğer davalıların da bu kişilerle birlikte hareket etiklerini, en son 13.03.2011 tarihli gazete ilanıyla şirketin olağanüstü toplantıya çağırılmasıyla, davalı ... ve ..."in şirket hastanesinden ayrıldıklarını, paylarını büyük oranda devrettiklerini öğrendiklerini davalıların daha sonra telefonlara dahi cevap vermemeleri üzerine hilenin farkına vardıklarını, ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıya 1.050.000,00 ABD dolarının 30.03.2007 tarihli döviz kuru üzerinden karşılığı olan toplam 1.455.000,00 TL"nin davacı ... yönünden; 388.000,00 TL"lik kısmının davalı ..., 194.000,00 TL"lik kısmının davalı ..., 97.000,00 TL"lik kısmının davalı ..., 485.000,00 TL"lik kısmının davalı ..."dan, davacı ... yönünden; 485.000,00 TL"lik kısmının ..., 2.425.000,00 TL"lik kısmının davalı ..."dan ödeme tarihi olan 30.03.2007 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline, davalı ... yönünden; tahsilde tekerrür olmamak üzere 1.455.000,00 TL"nin 30.03.2007 tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, davanın hile hukuki sebebine dayalı açıldığını, davada hak düşürücü sürenin dolduğunu, davacıların iddialarının yersiz olduğunu, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüklerin bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların ... ve ... ile muvazaa yaparak gerçekte 1.0500,00 USD olan devir bedelini görünürde 1 TL ile yaptıklarını ispat etmeleri gerektiği, muvazaa iddiasının sözleşmenin tarafı olmayan 3. kişiler tarafından her türlü delil ile ispat edilebileceği, ancak sözleşmenin tarafları tarafından yazılı delil ile ispat edilmesi gerektiği, davacılar tarafından muvazaa iddiasının yazılı belge ile ispat edilemediği, diğer davalılar yönünden verilen red kararının kesinleştiği gerekçesiyle, davalılar ... ve ..."e yönelik açılmış olan davanın reddine, diğer davalılara karşı açılmış olan davanın reddine ilişkin karar kesinleşmiş olduğundan bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalılar ... ve ..."e verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden alınmasına, 12/06/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Hile hukuksal nedenine bağlı olarak açılan, ödenen şirket hisse bedelinin iadesi davasında yapılan yargılama sonucunda yerel mahkemece 2011/388 esas, 2014/434 karar sayı 18.12.2013 günlü kararla "hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine" karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairenin 10.06.2014 gün 2014/5322-11469 sayılı kararı ile sair temyiz itirazları red edilerek davalılar ... ve ... yönünden, iddianın muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak taraf muvazaasının yazılı delille ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin, bu karar aleyhine temyiz istemi de çoğunluk görüşü doğrultusunda red edilmiştir.
    Sayın çoğunluğun gerekçesine katılamıyorum.
    Dairenin bozma ilamına yerel mahkemece uyulması sonucu artık davalılar yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş olup, artık bu aşamadan sonra davacılar ile davalılar ... ve ... yönünden uyuşmazlığın "muvazaa hukuki nedeni" çerçevesinde çözümlenmesi gerekmektedir.
    Davacıların, dava dışı ... A.Ş."den 30.03.2007 % 15 hisseyi 1.050.000 USD bedelle, haklarındaki red kararı kesinleşen diğer davalılardan satın aldıkları, davacıların aynı hisseleri bu kez 02.07.2009 tarihinde davalı ..."e temlik ettikleri, 02.07.2009 tarihli temliknamede 2.00 TL bedelle devrettikleri konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Sorun, 30.03.2007 tarihinde 1.050.000 USD bedelle temellük edilen şirket hisselerinin, 02.07.2009 tarihinde 2.00 TL bedelle devredilmesine ilişkin temliknamenin muvazaalı olduğu hususunda başka yazılı delil aranıp aranmayacağına yöneliktir.
    Dava dışı şirketin % 15 hissesinin 02.07.2009 tarihinde 2.00 TL bedelle devredilebilmesi için şirketin iflas etmesi veya aciz halinde bulunması gerekir.
    Şirketin bu durumuna ilişkin dosyada somut bir bilgi-belge bulunmamaktadır.
    Bu şekilde şirketin % 15 hissesinin 2.00 TL gibi bir rakamla devredilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır.
    02.07.2009 tarihli temlikname zaten başlı başına muvazaayı gösteren bir belgedir.
    Davacılardan, muvazaaya ilişkin başka bir yazılı delil istemek, 02.07.2009 tarihli temliknamenin niteliğine aykırıdır.
    Açıklanan nedenle yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken, davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile kararın onanmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi