14. Hukuk Dairesi 2016/16828 E. , 2018/4346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.02.2016 gününde verilen dilekçe ile ... iptali ve tescil, ikinci kadamede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine dair verilen 11.03.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, yüklenicinin temlikine dayalı ... iptal ve tescil davasıdır.
Davacı vekili dava dilekçesinde, adi yazılı emlak alım satım sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafından yapılacak olan binanın kuzey cephesindeki ve güney cephesindeki toplam iki dairenin davacıya satımının kararlaştırıldığını, davacının sözleşmede kararlaştırılan bedelin bir kısmını ödediğini, geriye kalan kısmını ise ödeyeceğini yazılı ve sözlü olarak davalıya bildirdiği halde davalının sözleşmeyi feshettiğini, ancak dairenin fiilen davacıya teslim edildiğini beyanla ... iptal ve tescil ile ikinci kademede tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili, satım sözleşmesinin adi yazılı şekilde yapıldığını bu nedenle geçerli olamayacağını ayrıca asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacı ile davalının adi yazılı bir sözleşme akdettikleri, 6502 sayılı yasa kapsamında bir uyuşmazlık bulunmadığı, taşınmaz satışı ve satış ilişkisi doğuran hakların TBK 237 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, bu hali ile genel mahkemelerin görevli olduğu, ayrıca taşınmazın aynından kaynaklı davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan ... Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsamaktadır.
Konut satış sözleşmeleriyle devre tatil ve uzun süreli tatil hizmeti sözleşmeleri de kanun kapsamına alınmıştır.
Anılan kanunun 3. maddesinin (k) bendindeki tanıma göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, (l) bendindeki tanıma göre de tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 73. maddesinin (1) bendi gereğince de bu kanun uygulaması ile ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılması gerekir.
Arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen inşat sözleşmesi gereğince yükleniciden bağımsız bölüm temlik alınmasına dayalı olarak açılan ... iptali ve tescil davaları ile ilgili olarak kanunlarımızda bir düzenleme mevcut olmadığından bu konulardaki uyuşmazlıkların çözümünde uygulanan 30.09.1988 tarihli ve 1987/2 1988/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tapuda kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetini devir borcu doğuran ve ancak yasanın öngördüğü biçim koşullarına uygun olarak yapılmadığından geçersiz olan sözleşmeye dayanılarak açılan bir cebri tescil davasının kural olarak kabul edilemeyeceği; bununla beraber Kat Mülkiyeti Kanununa tabi olmak üzere yapımına başlanan taşınmazdan bağımsız bölüm satımına ilişkin geçerli bir sözleşme olmadan tarafların bağımsız bölüm satımında anlaşarak alıcının tüm borçlarını eda etmesi ve satıcının da bağımsız bölümü teslim ederek alıcının onu malik gibi kullanmasına rağmen satıcının tapuda mülkiyetin devrine yanaşmaması hallerinde, olayın özelliğine göre hakimin, Medeni Kanunun 2. maddesini gözeterek açılan tescil davasını kabul edebileceği" benimsenmiştir.
Yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat yapmakta olduğu veya arsa sahibinin aynı zamanda yüklenici sıfatıyla hareket ederek (yapsatçı konumunda) inşa etmekte olduğu binalardan bağımsız bölüm satın alınması halinde Borçlar Kanununun 163. maddesi (TBK m. 184) gereğince üçüncü kişiye yapılacak temlikin yazılı olması yeterlidir, ayrıca resmi şekil şartı aranmaz.
Somut olayda; davalı şirket emlak alım satım sözleşmesine konu 3 ve 4 nolu bağımsız bölümlerin aynı zamanda ... kayıt maliki olsa da; aslında davacı ile aralarında akdedilen sözleşme gereğince yüklenici sıfatı ile hareket etmiş olup, yukarıda belirtildiği üzere sözleşmenin adi yazılı veya resmi şekilde yapılması da farketmeksizin; dava yüklenicinin temlikine dayalı olarak ... iptali ve tescil davası niteliğindedir. Bu nedenle o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluk olduğundan; mahkemece görevli olduğu halde asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle verilen görevsizlik kararı usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.