1. Ceza Dairesi 2018/2978 E. , 2018/4390 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : Sanık ... hakkında; maktul ..."e yönelik kasten öldürme suçuna yönelik yapılan istinaf başvurusunun CMK"nin 280/1-a. maddesi gereğince esastan
reddine,
TÜRK MİLLETİ ADINA
Sanık ... hakkında, kasten öldürme suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün, sanık müdafii, katılanlar ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine yapılan incelemede; Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 06.07.2017 tarih 2017/945 Esas, 2017/1100 Karar sayılı ilamında bozma nedeni dışında isabetsizlik görülmemiş olduğundan, katılanların sanık hakkında takdiri indirim hükmünün uygulanmaması gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen temyiz itirazının reddine,
Ancak; sanığın aksi kanıtlanamayan savunmasına göre, maktulün, sanığın annesine olay günü ve öncesi muhtelif zamanlarda hakaretlerde bulunduğu, olay günü de maktulün, evinin balkonundan sanığa el kol hareketleri yaptığı, konuşmak için yanına gittiğinde yine sinkaflı küfürler ettiği anlaşılmakla; maktulden kaynaklanıp, sanık ve annesine yönelen haksız eylemlerin ulaştığı boyut gözetilerek, sanık hakkında TCK.nun 29. maddesi uyarınca asgari oranda bir indirim yapılmak suretiyle cezalandırılması yerine, yazılı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, hükmün tebliğnamedeki düşünceye aykırı olarak BOZULMASINA, 25/10/2018 gününde Üye ..."ın karşı oyu ve oyçocukluğu ile karar verildi.
(M)
KARŞI OY:
Sanık ..."ın kendi beyanı ve adli sicil kaydına göre olay tarihinde uyuşturucu bağımlısı olduğu ve işsiz olduğu 1933 doğumlu olan maktul ... ile aynı mahallede ikamet ettikleri, maktulün olay tarihinde 82 yaşında olup tek başına yaşadığı, herhangi bir geliri bulunmayan sanığın yalnız yaşadığını bildiği maktulün parasını ve eşyalarını gasp ederek veya hırsızlayarak uyuşturucu temini için para elde etmeyi amaçladığı olay günü ve saatinde maktulün evde yalnız olduğunu ve etrafta kimsenin bulunmadığını tespit ettikten sonra tek başına maktulün evine gittiği fiziki güç olarak maktulden oldukça güçlü kuvvetli bulunan sanığın maktulü döverek hemen etkisiz hale getirdikten sonra maktulü yatağına yatırıp ellerinden ve ayaklarından bağladığı muhtemelen evde bulunan para veya değerli eşyaların yerini öğrenmek için elindeki tornavidayı maktulün vücuduna saplamaya başladığı sonuç alamayınca yine eline geçirdiği bıçakla maktulü vücudunun değişik yerlerinden bıçaklayarak öldürdüğü, kendi beyanına göre sadece maktule ait cep telefonunu katılan beyanlarına göre ise maktule ait tüfek ve bir miktar parayı da aldıktan sonra evin kapısını kapatıp hiçbir şey olmamış gibi temizlenip evine gittiği ve muhtemelen elde ettiği paralarla Antalya iline giderek orada saklandığı maktulün evinde ölü bulunmasından sonra olay yerinde ele geçirilen sanığa ait vücut kalıntılarının sanığın DNA"sı ile eşleşmesi üzerine sanığın yakalandığı ve suçunu ikrar ettiği olayda;
Her ne kadar sanığın haksız tahrik altında maktulü öldürdüğü iddiasıyla Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin kararın bozulması gerektiğine Dairemizce karar verilmiş ise de sanığın iddia ettiği ve sadece annesi tarafından doğrulanan küfür olayının 4 yıl önce gerçekleştiği ve bunla ilgili olarak sanığın annesinin herhangi bir merciiye şikayetinin bulunmadığı gibi sanığın da maktulle bir tartışmasının olmadığı sanığın kendisine yönelik gerçekleştiğini iddia ettiği hakaret olayını da yine kendi beyanlarından anlaşılacağı üzere ciddiye almadığı dolayısıyla sanığın bahsettiği hakaretler nedeniyle maktule yönelik olay günü ortaya çıkabilecek herhangi bir kızgınlık veya öfkesinden bahsedilemeyeceği, sanığın ilk aşamalarda beyan etmemesine rağmen yargılama aşamasında maktulün annesine sarkıntılıkta da bulunduğunu iddia ederek ilk beyanları ile çeliştiği yine sanığın bahsettiği maktulün balkondan kendisine yaptığı el kol hareketlerinin "ne var ne yok ne yapıyorsun?" şeklinde algılandığı bunun da sanığın üzerinde herhangi bir öfke yaratması için bir neden olamayacağı, sanığın olayı gerçekleştiriş biçimi, olaydan sonraki davranışları, maktulün evinden yaptığı hırsızlık eylemleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde yıllar önce gerçekleşen ve sanık ve annesi tarafından ciddiye alınmayan bir hakaret eyleminden olay günü öfkeye kapılıp maktulü hunharca öldürmesinin hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, mahkemenin aksi kanıtlanamayan her savunma ile bağlı olmadığı, savunmanın dikkate alınması için olayın oluş biçimi ve hayatın olağan akışı ile de bağdaşmasının gerektiği, somut olayda ise sanığın savunmasının hiçbir şekilde hayatın olağan akışı ile bağdaşmadığı, sanığın 1 yıl kaçtıktan sonra daha az ceza almak için ve haksız tahrikten faydalanmak için kendince bu şekilde bir savunma geliştirdiği anlaşılmakla savunmasına itibar edilemeyeceği ve hakkında TCK"nun 29. maddesi gereğince haksız tahrik hükümlerinin uygulanamayacağı görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun kararın bu nedenle bozulması yönündeki görüşüne katılmıyorum.
Muhalif Üye
...