3. Hukuk Dairesi 2021/905 E. , 2021/3022 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 23/03/2021 tarihinde davacı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... geldiler. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile aralarında düzenledikleri 27.01.2001 tarihli protokol gereği Kayseri ... İlçesi ... Mahallesi 318 ada 10 parselde kayıtlı taşınmazın 96/168 hissesini davalıya devrettiğini, buna mukabil davalının Ülker grubuna olan 50.000-TL, Osmanlı Bankasına olan 25.000-TL teminat mektuplarını ödeyeceğini, yine ... Mahallesi 55 ada 2 parselde bulunan 13 nolu bağımsız bölümün 1454/16000 hissesini, ... Mahallesi 954 ada 288 parselde bulunan 270/4080 arsa paylı 4. kat 7 nolu bağımsız bölümü ve ... Mahallesi 1510 ada 901 parselde kayıtlı 12/192 arsa paylı 1. kat 1 nolu meskeni kendisine veya göstereceği şahıslara devretmeyi kabul ve taahhüt ettiğini, kendi taahhüdünü yerine getirdiği halde davalının edimlerini yerine getirmediğini, taşınmazları da başkalarına devrettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla devredilen üç gayrimenkul değeri olarak şimdilik 380.000,00-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, protokolün geçersiz olduğunu, dava konusu taşınmazın ½ hissesinin kendisine ait olduğunu, üzerindeki borç yükü ile birlikte bedelini ödeyerek satın aldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda dosya, rapor almak üzere bilirkişiye tevdi edilmiş, hazırlanan 06.11.2020 havale tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınarak; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 281.382,87-TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacının temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesince (kapatılan) verilen 18/09/2008 tarihli ve 2008/4370 E. 2008/10767 K. sayılı kararla "...Her ne kadar 27.1.2001 tarihli harici sözleşme TMK 706, BK 213, Tapu Kanunu 26. maddeleri gereği resmi şekilde yapılmadığı için geçersiz ise de, sözleşmedeki satışa konu davacıya ait hisse tapuda davalıya devredilmiştir. Bu durumda davacı, davalıya devrettiği taşınmazın devir tarihindeki bedelini isteyebilir. Mahkemece, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak davalıya devri yapılan taşınmazın devir tarihindeki değeri, sözleşmedeki tarafların diğer yükümlülükleri ile birlikte saptanıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir." gerekçesiyle, davacı yararına bozulmuştur.
Dairece verilen bozma kararıyla, davalıya devri yapılan taşınmazın devir tarihindeki değeri belirlenip, 27.01.2001 tarihli harici sözleşmedeki tarafların diğer yükümlülükleri ile birlikte değerlendirme yapılması gerektiğinin kabul edildiği açıktır. Mahkemece, taşınmazın devir tarihindeki değerinin tespiti için mahallinde mülk, emlak ve mimar bilirkişinin katılımıyla keşif yapıldığı, mülk, emlak ve mimar bilirkişilerin düzenledikleri 23.02.2015 tarihli kök rapor ve ek raporların hükme esas alınamayacağı kabul edilerek dosyanın hesap bilirkişine tevdii edildiği, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, dava dışı kişiler arasında düzenlenen 10.02.2012 tarihli protokole göre has altın değeri esas alınmak suretiyle hesaplama yapıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyulmasına açıkca karar verilmesiyle, taraflardan birisi yararına usule ilişkin kazanılmış hak doğar. Bundan sonra mahkemenin yapacağı iş, bozma kararı uyarınca ve o doğrultuda işlem yapmak ve gerekli kararı vermekten ibarettir. Usuli kazanılmış hak müessesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay inançları ile kabul edilmiş usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir.
Buna göre; mahkemece, uyulan bozma kararı gereğince, taşınmazın devir tarihindeki değerinin tespiti için fen ve kadastro bilirkişisi eşliğinde; mülk, emlak ve inşaat-mimar bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetiyle birlikte mahallinde keşif yapılarak, taşınmazın emsallere göre TL değeri belirlenip, bilirkişi heyetinden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bozma kararının gereği tam olarak yerine getirilmeden eksik inceleme ve dava dışı 10.02.2012 tarihli protokol dikkate alınarak hazırlanmış olan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nın 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.