Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3337
Karar No: 2020/980
Karar Tarihi: 13.02.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3337 Esas 2020/980 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2019/3337 E.  ,  2020/980 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : Adana 1. İş Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R

    A) DAVACININ TALEBİ :
    Dava, davacının 01/12/2008-16/09/2009 tarihleri arasında 4/a kapsamında sigortalılık hizmetlerini iptal eden Kurum işleminin iptali ile kesilen yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
    B) DAVALI KURUMUN CEVABI :
    Davalı ... Kurum vekili tarafından sunulan cevap dilekçesi ile Kurumca uygulanan işlemlerde herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu olmadığı özet olarak belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep ve beyan edilmiştir.
    C) İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI :
    İlk Derece Mahkemesince; “davanın kabulü ile davacının ... sicil numaralı işyerindeki 01/12/2008-16/09/2009 tarihleri arasındaki çalışmalarının gerçek ve fiili olduğunun tespiti ile aksi kurum işleminin iptaline, emekli aylığının kesildiği tarihten itibaren davacıya bağlanması gerektiğinin tespitine,” şeklinde karar verilmiştir.
    D) İSTİNAF MAHKEMESİNİN KARARI :
    Davalı Kurum vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme ve denetim neticesi ilk derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek “davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,” şeklinde karar verilmiştir.
    E) TEMYİZ BAŞVURUSU :
    Davalı Kurum vekili tarafından sunulan temyiz dilekçesi ile tanık beyanları ile sonuca gidildiği, tespit davalarında yasa gereği re"sen araştırma ilkesine dayalı olarak belirli araştırmalar yapılarak sonuca gidilmesi gerektiği belirtilerek eksik inceleme ve araştırma
    F) DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
    Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, ilk derece Mahkemesince yapılan değerlendirmenin hüküm kurmaya elverişli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden ; davacının 01/04/1999- 20/04/1999 ve dava konusu dönem olan 28/12/2007-16/09/2009 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa 4/a kapsamında sigortalılık hizmetlerinin bulunduğu, davacının yapmış olduğu yurt dışı hizmet borçlanmasına göre 19/12/1995-19/12/1998, 26/01/2003-30/05/2004, 21/11/2007- 07/11/2008, 27/01/2010-13/03/2011 tarihleri arasında 2320 günlük 4/a kapsamında sigortalılık hizmetinin bulunduğu, 22/07/1999-20/11/2007 tarihleri arasında 2127 gün isteğe bağlı Bağ-Kur sürelerinin bulunduğu, davacının yapmış olduğu 05/05/2011 tarihli tahsis başvurusu üzerine 01/04/1999-20/04/1999 tarihleri arasında 20 gün, 01/01/2009-16/09/2009 tarihleri arasında 133 gün olmak üzere toplam 153 günlük 506 sayılı Yasa ve 5510 sayılı Yasa 4/a kapsamında sigortalılık hizmet süreleri ; 2320 günlük yurt dışı hizmet süreleri, 2127 günlük isteğe bağlı Bağ-Kur hizmet süreleri birlikte değerlendirilmek üzere toplam 4600 gün hizmet süresi olup 3600 günden fazla primi ödenmiş gün sayısına sahip olmakla, 15 yıl sigortalılık süresi doldurmakla ve 58 yaşını doldurmuş olmakla yaşlılık aylığı şartlarını taşıyan davacıya 01/06/2011 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa Geçici 81c-bc maddesi hükümlerine göre yaşlılık aylığı bağlandığı, Kurumca yapılan denetim sonrası düzenlenen 19/12/2014 tarih ve 2014/75 sayılı raporda, davacının “Ben bahsi geçen işyerinde çalışmadım. O dönem Arabistan"da çalışıyordum. Emeklilik açısından prim gün sayılarım artsın diye para vererek sigorta bildirimi yaptırdım. Ancak daha sonra bunun yanlış bir şey olduğunu öğrendim. Yurt dışı borçlanması, askerlik borçlanması, Bağ-Kur primlerini saydırarak 2011 yılında emekli oldum” şeklindeki imzalı beyanı da dikkate alınmak suretiyle davacının 28/12/2007-16/09/2009 tarihleri arasında geçen hizmetlerinin fiili ve gerçek bir çalışma olmaması nedeniyle iptal edilmesi gerektiğinin belirtildiği, Kurum tarafından iptal edilen bu hizmet süreleri nedeniyle davacının 3201 sayılı Yasa gereği Türkiye"deki en son statüsü sigorta hizmet durumuna göre değerlendirme yapılması neticesi yaşlılık aylığı şartlarını taşımayan davacı hakkında yaşlılık aylığının başladığı tarihten itibaren iptal edilerek yersiz olarak ödenen aylıkların davacıya borç olarak çıkartıldığı anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Öte yandan, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa"nın 59. ve 100. maddeleri uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla; yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksi ancak yazılı delille kanıtlanabilir.
    Ne var ki, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan "tutanaklar" ile ifade edilen; Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, sigortalı veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkârına konu olmayan tutanaklardır.
    Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından yapılan incelemelere dayalı tutanakların değerlendirildiği ve varılan sonucun yazıya geçirildiği raporların, sadece memur veya müfettiş tarafından düzenlenmiş olmaları, anılan raporların 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 59 ve 100. maddeleri kapsamında aksinin yazılı delille kanıtlanması gereken belgeler olarak kabulleri için yeterli değildir.

    Buna göre, özellikle, rapor veya ekli tutanaklarda imzası bulunmayanlar yönünden, söz konusu tutanakların aksinin yazılı delille kanıtlanması yükümünden söz etmek mümkün değildir.
    Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları ve iş müfettişi raporlarının, rapora dayanak alınan tutanaklar ile birlikte değerlendirilmesi ve ancak belirtilen nitelikteki ekli tutanakların anılan Kanun kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunun kabulü, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesinin açık hükmü karşısında zorunludur.
    Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava irdelendiğinde; Kurum raporuna esas alınan ve davacı tarafından imzası inkar edilmeyen 20/11/2014 tarihli ifade tutanağında yer alan beyanı dikkate alındığında davacının fiili hizmetlerinin iptaline ilişkin Kurum işlemi yerinde ise de Kurum tarafından yaşlılık aylığı değerlendirmesinde dikkate alınan 01/01/2009-16/09/2009 tarihleri arasındaki 133 günlük 4/a sigortalılık hizmet süreleri dışlanmak suretiyle davacının tahsis talebinde bulunduğu 05/05/2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarını taşıyıp taşımadığı yönünde yapılacak değerlendirme sonucu bir karar vermek gerekir iken ilk derece Mahkemesince hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde kurulan hüküm hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, davacının 01/12/2008-16/09/2009 tarihleri arasında 4/a kapsamında sigortalılık hizmetlerini iptal eden Kurum işleminin iptaline ilişkin isteminin reddine karar vermek, kesilen yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması gerektiğinin tespitine ilişkin istemi yönünden ise yukarıda açıklandığı şekilde yapılacak değerlendirme sonucuna göre davacının borçlanma sürelerinin hangi kanun kapsamında değerlendirilebile- ceğini de dikkate alarak Mahkemece bir hüküm kurmaktan ibarettir.
    Bu kapsamda, temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesinin kararının, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı ORTADAN KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının davalı Kurum yönünden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G) SONUÇ:
    Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 13/02/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi