Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/28607
Karar No: 2018/6353
Karar Tarihi: 12.03.2018

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/28607 Esas 2018/6353 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/28607 E.  ,  2018/6353 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkili davacının 01/08/2006 tarihinde ..."nün alt işvereni olan .. Güvenlikte güvenlik elemanı olarak işe başladığını, 06/11/2012 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, söz konusu tarihte iş akdinin haksız bir şekilde sona erdirildiğini beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücretleri ile ödenmeyen ücret alacaklarının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı ... vekili, husumet itirazında bulunarak davacı ile aralarında hizmet sözleşmesi bulunmadığını, davacının hakettiği ödemelerin yükleneci firmaya ödendiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ... Özel Güvenlik Hizmetleri Şirketi vekili, davacının işyeri kurallarına uymadığını, işe sürekli geç geldiğini, bu sebeple iş akdinin haklı nedenle idare tarafından feshedildiğini, işe alım ve çıkartmada tek yetkilinin ihale makamı olan idare olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Karar süresi içerisinde davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında davacının fazla mesai alacağının hesabında zamanaşımı itirazının dikkate alınıp alınmayacağı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Zamanaşımı, alacak hakkının belli bir süre kullanılmaması yüzünden dava edilebilme niteliğinden yoksun kalmasını ifade eder. Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere zamanaşımı, alacak hakkını sona erdirmeyip sadece onu "eksik bir borç" haline dönüştürür ve "alacağın dava edilebilme özelliği"ni ortadan kaldırır.
    Uygulamada, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması, dava açma tekniği bakımından, tümü ihlal ya da inkâr olunan hakkın ancak bir bölümünün dava edilmesi, diğer bölümüne ait dava ve talep hakkının bazı nedenlerle geleceğe bırakılması anlamına gelir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ilkeye göre, kısmi davada fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmuş olması, saklı tutulan kesim için zamanaşımını kesmez, zamanaşımı, alacağın yalnız kısmi dava konusu yapılan miktar için kesilir.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01/10/2011 tarihinden sonraki uygulamada, 371/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
    Somut olayda, davacı 10.02.2015 tarihinde fazla mesai alacağını da içerecek şekilde ıslah talebinde bulunmuş olup, ıslah dilekçesi 25.02.2015 tarihinde davalı alt işveren Em-ka Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti."ne tebliğ edilmiştir. Bunun üzerine ilgili alt işveren şirket, 25.02.2015 tarihinde uyapa kayıtlı dilekçe ile ıslah ile arttırılan miktarlar bakımından ıslaha konu alacakların tümü bakımından zamanaşımı definde bulunmuştur. Mahkemece ıslah sonrası zamanaşımı defi dikkate alınmak suretiyle bilirkişiden ek rapor alınmış ise de, fazla mesai alacağı yönünden söz konusu rapordaki miktar değil, ıslah öncesindeki kök raporda belirtilen miktar esas alınmak suretiyle ilgili alacak hüküm altına alınmıştır. Fazla mesai alacağının da ıslah zamanaşımı defi dikkate alınmak suretiyle hüküm altına alınması gerekirken bu hususa dikkat edilmemesi hatalı olmuştur. Ayrıca hüküm, asıl işveren Vakıflar Genel Müdürlüğünce de temyiz edildiğinden, asıl işverenin sorumluluğunun da alt işverenin sorumluluğu ile sınırllı olduğunu ve alt işveren Emk-ka Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. Tarafından yapılan zamanaşımı savunmasının asıl işverene sirayet ettiğinin de kabulü gerekir. Açıklanan nedenle, ıslaha karşı zamanaşımı savunması davalılar yönünden dikkate alınmak suretiyle fazla mesai ücreti alacağının hüküm altına alınması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    3-Taraflar arasında davacı işçinin ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödenip ödenmediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını iddia eden işçi, bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda yer alan bayram ve genel tatil ücreti ödemesinin yapıldığı varsayılır. Bordroda ilgili bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını her türlü delille ispat edebilir.
    Ulusal bayram ve genel tatillerde çalışıldığının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, yazılı delil niteliğindedir. Ancak, sözü edilen çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda, tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bununla birlikte, işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
    İmzalı ücret bordrolarından, ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından daha fazla çalışıldığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin alacağının bordroda görünenden daha fazla olduğu yönünde bir ihtirazi kaydının bulunması halinde, ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıt taşımaması durumunda dahi, işçinin bordroda yazılı olanın dışında ulusal bayram ve genel tatil çalışmalarının yapıldığını yazılı delille ispatlaması imkân dahilindedir.
    Somut olayda, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, iddia ve tanık beyanları doğrultusunda çalışma çizelgeleri de esas alınmak suretiyle davacının çalıştığı ulusal bayram ve genel tatil günleri değerlendirilerek hesaplama yapılmıştır. Dosya kapsamında yer alan imzasız ücret bordrolarında fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuku bulunmakta ise de, fazla çalışma ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti tahakkuku bulunan aylar bakımından banka kayıtları getirtilerek ücret bordrolarındaki söz konusu tahakkukların zamlı olup olmadıkları ile belirtilen miktarın ödenip ödenmediği belirlenmeli ve tahakkuk var ise; ücret bordroları imzasız olduğundan o aya ilişkin hesaplanan ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından yapılan ödemeler mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi