3. Hukuk Dairesi 2014/13643 E. , 2015/5830 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : GAZİANTEP 7. ASLİYE HUKUK(TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/04/2014
NUMARASI : 2014/111-2014/292
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; müvekkilinin, davalı müteahhit ile yapmış olduğu 02.01.2006 tarihli adi yazılı şekilde düzenlenmiş gayrimenkul satış sözleşmesi gereğince Gaziantep ili .. ilçesi, 1727 ada 8 parselde kayıtlı taşınmazda yapılan inşaatın 3. katında bulunan 7 numaralı dairesini, 105.000 DM (Alman Markı) karşılığında satın aldığını, satış bedelini 53.685,60 Euro olarak davalıya ödediğini, ancak taşınmazın davalı tarafından davacının bilgisi dışında 3. kişiye satılarak tapusunun devredildiğini ileri sürerek, davacının davalıya ödediği 53.685,60 Euro"nun ödeme anındaki rayiç değeri üzerinden Türk Lirası karşılığının dava tarihi itibariyle işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin geçersiz olduğunu, geçersiz bir sözleşmeye dayanarak tarafların verdiklerini geri alabilmelerinin sebepsiz zenginleşme hükümleri ile sağlanacağını, dava konusu sözleşmenin 2001 yılında düzenlendiğini ancak davacı tarafın 2006 olarak değiştirdiğini, bu durumun satış bedeli olarak öngörülen Alman Markı ifadesinden kolayca anlaşılabileceğini zira Alman Markının 2002 yılında tedavülden kaldırıldığını, müvekkilinin satış bedelini tahsil etmediğini, tahsil etmiş olsa bile zamanaşımı süresi olan iki ve on yıllık sürenin geçtiğini ileri sürerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, esas yönünden de davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ""...6098 sayılı TBK m. 82.maddesindeki "sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde zamanaşımı süresi, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her hâlde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren on yıldır. Ancak, zenginleşme, zenginleşenin bir alacak hakkı kazanması suretiyle gerçekleşmişse diğer taraf her zama n bu borcunu ifadan kaçınabilir." hükmü gereğince, bu davada
zaman aşımının dolduğu, zira gerek sözleşme, gerekse tapu kaydına göre, davacının bu yerdeki dairenin kendisine teslim edilmemesi nedeni ile davalının sebepsiz zenginleştiğini en geç 31/12/2007 tarihinde öğrendiğinin kabulünün gerektiği, ancak o tarihten bu yana iki yıldan fazla bir sürenin geçtiği"" gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanmaktadır.
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme resmi biçimde yapılmadığından hukuken geçersizdir (TMK"nun md.706, BK.md.213, Tapu Kanunu md.26 ve Noterlik Kanunu md.60). O nedenle geçerli sözleşmelerde olduğu gibi taraflarına hak ve borç doğurmaz. Bu durumda taraflar verdiklerini haksız iktisap kuralları gereğince geri isteyebilirler. Ancak, taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan dava BK.nun 125.maddesine (6098 sayılı BK."nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımına tabidir.
Mahkemece davanın zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, 07.06.1939 tarih, 1936/31 Esas ve 1939/47 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre tapulu taşınmazın harici satış sözleşmesine konu edilerek ödenen satış bedelinin, sözleşmenin geçersiz olması nedeniyle iadesine ilişkin BK"nun 125. maddesine (6098 sayılı BK.nun 146.maddesine) göre 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihi, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği gözönüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarihtir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, dava konusu taşınmazın 31.12.2007 tarihinde dava dışı 3. kişi A.. B.."a satıldığı, daha sonra 23.06.2008 tarihinde yine dava dışı Ö.. İ.. S.."a satıldığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; taraflar arasındaki harici satım sözleşmesinin ifasının imkansız hale geldiği tarih, dava konusu taşınmazın dava dışı üçüncü kişiye (Ali Bulut) satış tarihi olan 31.12.2007 tarihidir. Somut olayda; dava 03.02.2014 tarihinde açılmıştır.
Hal böyle iken, mahkemece, taraflar arasındaki harici taşınmaz satış sözlemesinin ifasının imkansız hale geldiği 31.12.2007 tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde davanın açıldığı gözetilerek, işin esasına girilip, toplanacak deliller doğrultusunda hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ; Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 08.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.