22. Hukuk Dairesi 2015/28617 E. , 2018/6358 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkili davacının davalı ..."ün yetkilisi olduğu davalı şirkette pişirici ustası olarak 07.05.2012-01.11.2013 tarihleri arasında çalıştığını, davacının işyerinde iş arkadaşı ile şakalaşma sonucu meydana gelen kaza ile bileğini sakatladığını, aynı gün hastaneye giderek iş göremezlik raporu aldığını, söz konusu raporu 01.11.2013 günü işverene ibraz etmek istediğinde işveren tarafından iş akdinin feshedildiğini beyanla kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, haftalık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalılar vekili, iş akdinin feshi konusunda davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının haklı bir nedene dayanmadan tek taraflı olarak iş akdini sonlandırdığını, davacının talep konusu işçilik alacaklarına hak kazanmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar süresi içerisinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, belgelere ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2.Taraflar arasında husumet yöneltilen davalılar yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı tarafından hem ...."ye hem de şirket yetkilisi olarak şahıs ..."e husumet yöneltilmiştir. Mahkemece, davalı şirket adına işyeri temsilcisi olarak ..."ün avukata vekalet vermesi nedeniyle davalıların birlikte işveren oldukları gerekçesiyle her iki davalının da müşterek müteselsil sorumluluğu yönünde hüküm kurulmuştur. Ancak dosya kapsamında yer alan davalı şirket adına düzenlenmiş 26.03.2013 ve 04.05.2015 tarihli vekaletnamelerde, ..."ün şirketi birlikte temsile yetkili kişilerden biri olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar yargılama aşamasında yetkili şirket avukatı, ..."ün şahsı adına da vekil olmaya yetkili olup bu şekilde şirketten bağımsız olarak ayrıca ... adına 09.05.2013 tarihli vekaletname düzenlenip ibraz edilmiş ise de, böyle bir vekaletnamenin varlığı tek başına davalıların birlikte işveren oldukları anlamına gelmez. Davalı ..."in işyeri yetkilisi olduğu davacı tanık beyanlarından da anlaşılmakta olup, davalıların ortak işveren olduğu yönünde başkaca bir delil dosyada yer almamaktadır. Bu sebeple ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gererirken, davalıların müşterek müteselsil sorumluluğu yönünde yazılı gerekçe ile hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3. Taraflar arasında davacının hizmet süresi yönünden uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda, davacı 07.05.2012-01.11.2013 tarihleri arasında davalılar nezdinde çalıştığını belirtmiş ise de; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda Sosyal Güvenlik Kurumu hizmet cetvelindeki kayıtlar esas alınmak suretiyle davacının 06.08.2012-11.11.2013 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilerek talep konusu işçilik alacakları hesaplanmıştır. Davacı 07.05.2012 tarihinde işe başladığını ispatlayamamış olduğundan SGK kayıtları uyarınca davacının 06.08.2012 tarihinde çalışmaya başladığının kabulü yerinde olmakla birlikte, iş sözleşmesinin sona erme tarihi bakımından talebi aşacak şekilde davacının belirttiği 01.11.2013 tarihi yerine 11.11.2013 tarihinin esas alınması hatalı olmuştur. Davacı talebiyle de bağlı kalınarak davacının 06.08.2012-01.11.2013 tarihleri arasında çalıştığı kabul edilmek suretiyle işçilik alacaklarının yeniden hesaplanması gerekmektedir. Bu sebeple yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 12.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.