1. Hukuk Dairesi 2018/3695 E. , 2018/12996 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davacı ... vekili tarafından katılma yolu ile davalı ... mirasçıları ... ve ... vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacılar, 22 ada 22 parsel sayılı taşınmaz üzerinde toplam 4 adet bağımsız bölüm bulunduğunu, bu bağımsız bölümlerden birinin ... mirasçısı ... tarafından, diğerinin ... tarafından kullanıldığını, diğer iki bağımsız bölümün de davalılardan ... ve ... tarafından kullanıldığını, taşınmazda kat irtifakı kurulmadığı için kullandıkları dairelere isabet eden arsa payı oranında taşınmazı temlik aldıklarını, bu durumda kullandıkları dairelerine isabet etmesi gereken arsa payının 9/36 olması gerektiği halde kendilerine 6/36 pay devri yapıldığı, dava dışı satıcı ...’in 6/36 payı davalı eşi ... üzerinde bıraktığını, taşınmaz üzerinde bulunan 4 dairenin de büyüklüklerinin eşit olup, diğer iki dairenin arsa paylarının 9/36 olduğunu, bu nedenle kendilerinin aldığı dairelere isabet eden arsa payının da 9/36 olması gerektiğini belirterek, davalılardan Saime adına kayıtlı 6/36 payın iptal edilerek 3/36 payın ... ve kalan 3/36 payın da ... mirasçıları ... ve ... arasında paylaştırılarak tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., müteahhidin kendisine 4 daire yapacağını belirterek inşaat aşamasında dairelerden birini kendisine sattığını, bu dairenin karşılığı olarak arsanın ¼ ‘ü olan 9/36 payı tapuda kendisine devrettiğini, arsa üzerinde bulunan bina yönünden kat mülkiyetine geçilmesine itirazı olmadığını belirtmiştir.
Davalılar ... ve ..., her ikisinin taşınmazda toplam pay oranlarının 15/36 olduğunu, tapu kayıtlarında yanlışlık olmayıp, bu durumun kendi mülkiyet haklarından kaynaklandığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddiaların sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 22 ada 22 parsel sayılı taşınmazın 6/36 payı davacılardan ... ve ...’in mirasbırakanı . ..., 6/36 payı davacı ..., 9/36 payı davalı ..., 9/36 payı davalı ..., 6/36 payı davalı ... adına kayıtlı iken, ...’in yargılama aşamasında 29.07.2012 tarihinde ölümü ile sahibi olduğu 6/36 payın mirasçıları ... ve ...’a intikal ettiği, ...’ın intikal eden payını 05.09.2012 tarihinde satış suretiyle ...’a devretmesi nedeniyle ...’ın taşınmazda 5/12 paya sahip olduğu, ...’ın sahip olduğu bu payın ¼ ünü hükümden sonra 3.12.2013 tarihinde dava dışı ...’e satış suretiyle devrettiği, ...’in hükümden sonra 10.03.2014 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonra da sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesinde, (HUMK"nun l86. maddesinde) dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulî işlemler düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre; iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta, dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir. Bu usul kuralının kendiliğinden (re"sen) gözetilmesi gerektiği de açıktır.
Davalının, dava konusu hakkı yargılama sırasında devretmesine ilişkin yapılacak usulî işlemler 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 125. maddesi ile korunmuş, öte yandan bu madde ile 1086 sayılı Yasanın 186. maddesinden farklı olarak, dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını da getirmiştir.
Hal böyle olunca, öncelikle; dava konusu payın bir kısmının karar tarihinden sonra dava dışı 3.kişiye temlik edildiği gözetilerek, HMK"nın 125. maddesi hükmü uyarınca usuli işlemlerin yerine getirilmesi, hükümden sonra ölen ... mirasçılarının davada yer almalarının sağlanması, ondan sonra toplanan deliller uyarınca bir karar verilmesi için karar bozulmalıdır.
Tarafların değinilen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.