Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/5189
Karar No: 2019/4293
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2018/5189 Esas 2019/4293 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2018/5189 E.  ,  2019/4293 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, yurtdışında Türk Vatandaşlığı döneminde geçen borçlanmaya esas süreleri 3201 sayılı Yasa uyarınca başvuru tarihindeki asgari prim miktarı üzerinden borçlanabileceğinin tespiti, istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemenin, borçlanma bedelinin borçlanma talep tarihindeki prim tutarı üzerinden belirlenmesi gerektiğinin tespitine dair hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Mahkemesince 22.04.2015 günlü 2014/978E. 2015/624K. Sayılı ilamı dairemizin 26.11.2015 günlü 2015/22702E. 2015/20668K. Sayılı ilamı ile,”.. Somut olayda, izinle çıkarak Türk Vatandaşlığını kaybeden davacının, 10.10.2013 günlü borçlanma başvurusu, talep tarihinde Türk Vatandaşı olmadığı gerekçesiyle ve hukuka aykırı şekilde 14.11.2013 günlü kurum yazısıyla reddi üzerine eldeki bu davanın açıldığının anlaşılması karşısında; anılan 14.11.2013 günlü red yazısının davacıya tebliğine ilişkin tebliğ belgesi getirtilip, tebliğ tarihi belirlenerek, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde yeniden yapılacak değerlendirme sonucuna göre karar verilmesi ...”gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmaya uyularak 14.11.2013 günlü red yazısının davacıya tebliğ tarihinin tespiti için inceleme yapılmış olduğu ancak tebliğ tarihinin tespit edilemediği anlaşılmaktadır. Bu durumda yine bozmada da belirtildiği üzere Kurumun red cevabı hukuka uygun olmadığı takdirde “...prime ilişkin uyuşmazlığın makul süre gözetilerek çözümlenmesi gerekir. Makul sürenin belirlenmesinde, 5510 sayılı Yasanın 42. maddesinden yararlanılabilir. Anılan maddede, “Kurum, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanacak gelir, aylık veya toptan ödemeleri, gerekli belgelerin ve incelemelerin tamamlandığı tarihten itibaren en geç üç ay içinde hesap ve tespit ederek sonuçlarını yazı ile bildirir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Benzer düzenlemeye Mülga 506 sayılı Kanunun 116. maddesinde de yer almakta idi. Ayrıca, 3201 sayılı Yasanın 4. maddesinde de üç aylık ödeme süresi belirlenmiş olup; tüm bu düzenlemeler, 3201 sayılı Yasayla ilgili uyuşmazlıklarda üç aylık sürenin makul süre olarak alınabileceğini göstermektedir.
    Buna göre, Kurumun hukuka aykırı işlemine karşı, Kurum işleminin tebliğ tarihinden itibaren üç aylık makul süre içinde dava açılması durumunda, borçlanılacak prim miktarının başvuru tarihindeki primler esas alınarak belirlenmesi; üç aylık makul süre geçtikten sonra dava açılması durumunda ise, dava yeni borçlanma iradesi sayılarak davanın açıldığı tarihindeki primler esas alınarak borçlanma bedeli belirlenmesi gerekir. Örneğin, Türk Vatandaşlığından izinle çıkan kişilerin, Türk Vatandaşı oldukları dönemde yurtdışında geçen süreleri borçlanma hakkının varlığı gözetildiğinde, başvuru tarihinde Türk Vatandaşı olunmadığı gerekçesiyle borçlanma başvurularının reddi hukuka aykırı olacağından, ödenecek borçlanma bedelinin burada belirtilen kriterlere göre belirlenmesi gerekir.
    Diğer bir olasılık da, Kurumun borçlanma talebini değerlendirmeyip cevapsız bırakmasıdır. Bu durumda, 5510 sayılı Yasanın 42. maddesinde belirtilen üç aylık süre geçtiğinde Kurumun talebi reddetmiş olduğu esas alınarak, anılan üç aylık bekleme süresine yukarıda belirtilen üç aylık makul süre (3 + 3 =6 ay) eklenmeli; davanın kuruma başvuru tarihinden itibaren 6 aylık süre içinde açılması durumunda yine Kuruma ilk başvurunun yapıldığı tarihteki prime esas kazancın esas alınması; başvuru tarihinden itibaren altı aylık sürenin geçmesinden sonra dava açılması durumunda ise, makul sürenin geçtiği ancak Kurum tarafından da başvuruya bir cevap verilmediği gözetilerek borçlanma bedelinin davanın açıldığı tarihteki prime esas kazanç miktarı esas alınarak belirlenmesi ...” gerekir.
    Somut olayda, davacıya yapılan tebligatın tebliğ tarihinin belirlenememesi karşısında Kurum tarafından hiç cevap verilmediği kabul edilecek olursa, altı aylık makul süreye göre değerlendirme yapılması gerekecektir. Bu nedenle Mahkemece, davanın 06.05.2014 tarihinde açılması karşısında, yukarıdaki ilkeler çerçevesinde, borçlanma bedelinin dava tarihi itibariyle geçerli günlük prime esas kazanç üzerinden belirlenmesi gerekirken, borçlanma başvuru tarihindeki günlük prime esas kazanç üzerinden belirlenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi, yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
    SONUÇ : Hüküm fıkrasının 1. parağrafında “ başvuru tarihindeki “ ifadesinin silinerek yerine ”dava tarihindeki” ifadesinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi