Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/25263
Karar No: 2015/12266
Karar Tarihi: 02.06.2015

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2014/25263 Esas 2015/12266 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2014/25263 E.  ,  2015/12266 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi

    ...... ile...... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair..... Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 28.12.2012 gün ve 395/780 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili, tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25.02.2015 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat .. .. .. geldi, başka kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan, hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Davacı Kudret vekili, 1 ada 32 parselde kayıtlı taşınmazın 4/80 pay maliki.........."in 1938 yılanda öldüğünü, davacının dava konusu 4/80 payın kapsadığı sahayı koşullarına uygun olarak 30 yıla yakın zamandan beri malik niyetiyle sürüp ektiğini açıklayarak TMK"nun 713/2. maddesi gereğince 4/80 paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı..... ile pay maliki görünen diğer davalılara usulüne uygun şekilde tebligatlar yapılmış, duruşmalara gelen veya cevap veren olmamıştır.
    Mahkemece, dava konusu taşınmazda davacının zilyet olduğu anlaşılmakta ise de TMK"nın 713/2. maddesinde iki sebebin yazılı olduğu, kayıt malikinin mirasçısının bulunduğu, gaip olmadığı, dolayısı ile kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu 1 ada 32 parsel, 1949 yılında yapılan kadastro çalışmalarında Hazine adına tesbit edilmiş, 10.09.1964 tarihinde hükmen paylı olarak gerçek kişiler adına tesbit ve tescile karar verilmiştir. Bu paydaşlar arasında 4/80 pay sahib........ görünmektedir. Sonraki tarihlerde diğer pay maliklerinin payları satın alma, hibe, taksim gibi sebeplerle el değiştirmiş,....... payı ise intikal görmemiştir. Paydaşlar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasında pay maliklerinden....."e verilen yetki ile açılan ve kesinleşen isim tashihi davası sonunda, Adana . Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 25.12.2008 tarih, 2008/631 Esas, 2008/517 Karar sayılı ilamı ile ...."in soyisminin... olarak tashihine karar verilmiş, bu karar 13.10.2009 tarihinde tapuda infaz edilmiştir. Taşınmaz, 07.09.2010 tarihinde kesinleşen 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 22-a maddesine göre yapılan yenileme çalışmaları sonucu, yenilemenin tescili ve birleştirme ile 12033 ada 112 parsel numarasını almış olup, taşınmazda..oğlu .. .. .."nun 1/20 payı, davacı K.. A.."ün ise 146/1600 payı bulunmaktadır. Dosyada bulunan mirasçılık belgesinden, dava konusu yapılan 4/80 pay maliki.... ....."nun 01.11.1938 tarihinde öldüğü ve geride tek mirasçısı olarak......"nin kaldığı anlaşılmaktadır.
    Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan “maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebebine dayalı olarak TMK"nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince tapunun hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
    Mahkeme gerekçesi de dikkate alındığında öncelikle TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan “…ölmüş…” ibaresinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle bu maddeye dayanılarak dava açılıp açılamayacağının irdelenmesi gerekmektedir.
    Davaya dayanak oluşturan TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan “…ölmüş…” sözcüğünün, Anayasa Mahkemesi"nin 17.3.2011 gün ve 2009/58 Esas, 2011/52 Karar sayılı kararıyla iptaline, bu sözcüğün uygulamasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal kararının sonuçsuz kalmaması için kararın Resmi Gazete"de yayımlanacağı güne kadar yürürlüğünün durdurulmasına 17.03.2011 gününde karar verilmiş olup, Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürüyemeyeceği, Türk Anayasa Yargısındaki iptal kararlarının genelde kurucu (inşai-yenilik doğurucu) nitelikte olduğu ileri sürülebilirse de, Hukuk Devleti kavramının temelini oluşturan unsurlardan biri olarak kabul edilen kazanılmış hak kavramının Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararlarının yada kanunların geriye yürümezliği ilkesinin istisnalarından biri olması, TMK"nın 713/5. maddesi son cümlesindeki "Mülkiyet, birinci fıkrada öngörülen koşulların gerçekleştiği anda kazanılmış olur." ilkesi karşısında bu tür davalar bakımından kazanılmış (müktesep) hakkın kabulünün gerektiği, uyuşmazlığa konu yapılan tapu kaydı; malikin ölüm tarihinden itibaren 20 yıllık kazanma süresi geçtikten sonra intikal görmüş ise bu tür intikal gören kayıt hukuken bir değer taşınmayacağı ve intikal maliklerine herhangi bir hak bahşetmeyeceği, yine dava açmamış ancak; Anayasa Mahkemesi"nin verdiği yürürlüğünün durdurulması karar tarihi olan 17.03.2011 tarihinden önce hak sahipleri yararına kazanma koşulları oluşmuş, malik 20 yıl önce ölmüş ve 20 yıllık kazanma süresi de dolmuş ise, bu tür hak sahiplerinin de dava açma yönünden kazanılmış haklarının olduğunun da kabulünün gerektiği Daire uygulamaları ile kabul edilmektedir. Bu gibi hak sahiplerinin 17.03.2011 tarihinden önce veya sonra dava açmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Bu açıklamalara göre Mahkeme gerekçesinin yerinde olmadığı açıktır.
    Ancak, eldeki dosyada TMK"nın 713/2. Maddesine göre mülkiyetin kazanılabilmesi için aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı diğer koşulların da davacı lehine gerçekleşmesi gerekir. Dava konusu 4/80 pay dışında 1 ada 32 parselde (yeni 12033 ada 112 parsel) başka pay malikleri de bulunmakta olup, davacı Kudret de 146/1600 pay sahibidir. 26.04.2012 tarihinde yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanıklar davacı vekilinin gösterdiği alanı davacının 30-35 senedir kullandığını ifade etmişler, bu yeri keşif tarihinde mısır ekili olarak bildirmişler, diğer pay maliklerinin de kullandıkları yerleri göstermişlerdir. 03.05.2012 tarihli teknik bilirkişi raporunda da davacının kullandığı yer 15.868 m2 olarak gösterilerek, taşınmazdaki pay karşılığı 23430 m2"ye göre 7562 m2 daha az yer kullandığı belirtilmiştir. Bu rapor üzerine davacı vekili, ölçümün yanlış olduğunu, diğer hissedarların fazla sürdükleri yerler için ecrimisil isteyeceklerini açıklamıştır.
    Her dava açıldığı tarihteki kurallara tabidir. Az yukarıda açıklanan durumlara göre davanın açıldığı tarih itibarıyla, davacı Kudret tarafından diğer pay malikleri aleyhine hisselerinden daha fazla yer kullandıkları iddiası ile açılmış bir dava olmadığı gibi dosya muhtevasına, toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarındaki açıklamalara göre davacının zeminde kullandığı yer 15868 m2 olup, davacının tapudaki payının karşılığı 23430 m2"den bile daha az yer kullandığına, davacının zeminde malik sıfatı ile kullandığı ve keşifte gösterilen yerin kendi pay karşılığı kullandığı yer olarak kabul edilmesi gerektiği, payından daha az yer kullandığı anlaşılan davacının dava konusu 4/80 payı malik sıfatı ile kullandığının kabul edilemeyeceği, sonucuna varılmaktadır. Açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddedilmesi doğru değil ise de ret kararı sonucu itibarıyla doğru olduğundan mahkeme kararının onanması uygun görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile sonucu itibarıyla doğru bulunan hükmün ONANMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 02.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi