3. Hukuk Dairesi 2014/19904 E. , 2015/6241 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİDİM(YENİHİSAR) 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/06/2014
NUMARASI : 2012/647-2014/464
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 14.04.2015 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.M.. D.. geldi. Karşı taraf davacı vekili Av. D.. Ö.. geldi. Açık duruşmaya başlandı ve işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin 18.05.2012 tarihli harici gayrimenkul satış sözleşmesiyle sözleşmeye konu dubleks meskeni 280.000 İngiliz Sterlini karşılığında müvekkiline satıp, teslim ettiğini, müvekkilinin davalıya 145.000,00 TL ödeme yaptığını ancak taşınmazın ayıplı olduğunu ve davalının tapu devrini yapmadığını belirterek; davalıya ödenen 145.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince satışa konu meskenin davacıya teslim edildiğini, davacının 6 ay boyunca meskende oturduğunu, müvekkilinin tapu devrini yapmak istemesine rağmen davacının satış parasını ödemekten kaçındığını, ödediği paranın %30"unun kesilerek bakiyenin kendisine 90 gün içinde iade edilmesini talep ettiğini, müvekkilinin davacının bu istemini kabul ederek 90 gün içinde ödenenin paranın %30"unu uhdesinde bırakarak bakiyesi olan 101.500,00 TL"yi 05.12.2012 tarihinde davacıya ödediğini, böylece davacıya her hangi bir borcunun kalmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; taraflar arasındaki sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmemesi nedeniyle geçersiz olduğu, tarafların verdiklerini iadeyle yükümlü bulundukları, davacının davalıya ödediği 145.000,00 TL"nin davacıya iade edilmesi gerektiği, davalının dava açıldıktan sonra 101.500,00 TL"yi iade ettiği belirtilerek, davanın kabulü ile bakiye 43.826,00 TL"nin 05.12.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm, davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dava; harici satış sözleşmesi gereğince ödenen paranın iadesi istemine ilişkindir.
4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un Amaç başlıklı 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde "Bu kanun, 1.maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir.
Anılan kanunun 3.maddesinde, mal; alışverişe konu taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti, satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında mal sunan gerçek veya tüzel kişileri, tüketici; bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi olarak tanımlanmıştır.
4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Tüm bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; dava konusu harici satım sözleşmesine konu taşınmazın mesken niteliğinde olduğu, 4077 sayılı yasada tanımlandığı şekilde, davalının satıcı, davacı alıcının tüketici olduğu; davaya bakmaya Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir.
Hal böyle olunca mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, ayrı bir Tüketici Mahkemesinin bulunması halinde görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davalı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 14.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.