21. Hukuk Dairesi 2016/4100 E. , 2017/6785 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere, kanuni gerektirici nedenlere göre; temyiz talebinde bulunan davalı ... vekilinin tüm; davalılardan ..., Güven ... işletmesi"nin ortak vekili tarafından sunulan temyiz itirazlarının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair yönler reddine,
2-Dava, iş kazasına dayanan maluliyet nedeniyle maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda 16.881,09TL maddi, 5.000,00TL manevi tazminatın 25.01.2003 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerden; iş kazasının 25.01.2003 günü gerçekleştiği, bu kazada davacı işçinin %4,3 oranında malul kaldığı, olayda davacının %25 oranında müterafik kusurunun bulunduğu, dava dilekçesinde 5.000,00TL maddi 5.000,00TL manevi tazminat talebinde bulunulduğu ve davanın kısmi talepli açıldığı, 05.04.2015 günü davacının maddi tazminat talebini toplam 16.881,09TL ye çıkardığı ve talep artırımına yönelik davalılardan ... ve Güven ... adlarına ortak vekil tarafından süresinde zamanaşımı def"inin açıkça ileri sürüldüğü ve temyiz dilekçesinde bu durumu temyiz konusu yaptığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu bu tür davalarda 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 146. maddesi (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu m. 125.) gereğince uygulanmakta olan 10 yıllık zamanaşımı süresinin hangi tarihte başlatılması gerektiği noktasında toplanmaktadır.
Uygulama ve öğretide kabul edildiği üzere, zamanaşımı, failin ve zararın öğrenildiği tarihten başlatılmalıdır. Zarar görenin, zararın varlığı, mahiyeti ve esaslı unsurları hakkında bir dava açma ve davanın gerekçelerini göstermeye elverişli bütün hal ve şartları öğrenmiş olması demektir. Vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan zarar, ancak bakım ve tedavi sonucunda düzenlenen hekim raporuyla belirli bir açıklığa kavuşur. Bedensel zararın gelişim gösterdiği durumlarda zamanaşımına başlangıç olarak hastalık seyrinin yani gelişimin tamamlandığı tarihin esas alınması gerekir. Davaya konu olayda, davacının iş kazası neticesinde gelişen bir duruma bağlı maluliyet değişiminin ve zararının olmadığı açıktır.
Somut olayda maddi tazminatın, 10.08.2011 tarihli dava dilekçesinde fazlaya ilişkin talep hakları saklı tutularak kısmi dava olarak talep edildiği ortadadır. Bu duruma göre zamanaşımı süresi dava dilekçesi ile talep edilen maddi tazminat yönünden dava tarihi itibariyle kesilerek, bakiye alacak miktarı yönünden işlemeye devam edecektir.
Hal böyle olunca, 05.04.2015 günü talep artırım dilekçesine karşı davalılardan ... ve Güven ... adlarına ortak vekil tarafından süresinde zamanaşımı def"inin açıkça ileri sürüldüğü değerlendirilerek, maddi tazminat istemine ilişkin dava dilekçesinde talep edilen miktarla sınırlı olarak bir karar verilmesi gerekirken; ıslah edilen kısmı da kapsayacak şekilde maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan hüküm kurulması usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalılardan ... ve ..."e iadesine,
aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davalılardan Sedef ... İnş. A.Ş"ne yükletilmesine, 25.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.