21. Hukuk Dairesi 2016/19559 E. , 2017/6804 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün HMK’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının “hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal“ olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde dahi, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanmaları mümkün olduğundan, bu gibi hallerde bile gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabulü yada reddi söz konusu olsa bile tarafların kararın gerekçesini temyiz etmekte hukuki yararları bulunabileceğinden, bu gibi durumlarda bile gerekçeli kararın yöntemince taraflara tebliği zorunludur.
Dosya kapsamından her ne kadar gerekçeli karar başlığında davalılar arasında ... Nakliyat .. San.ve Tic. Ltd. Şti.gösterilmiş ise de taraflarca aşamalarda ibraz edilen belgelerle üzerlerindeki kaşeler incelendiğinde aslında davalının bir tüzel kişi olmadığı bir şahıs firması olan ... Nakliyat"ın sahibi ... olduğu anlaşılmaktadır. Kaldı ki adı geçen ..."ın aşamalarda istifa eden vekilinin ibraz etmiş olduğu dilekçelerinde de müvekkilinin gerçek kişi olduğu ve bu isimde bir şirketi bulunmadığını beyan ettiği görülmektedir. Bu bakımdan gerekçeli kararın aslında varolmayan ... Nakliyat .. San.ve Tic. Ltd. Şti."ne tebliğ edilmeye çalışılması hatalı olmuştur. Tebligatların ne şekilde yapılması gerektiğine yönelik 7201 sayılı Tebligat Kanununda ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelikte ayrıntılı olarak belirlenmiştir.
Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda,
1-Davalı ..."a yöntemince gerekçeli karar ve aşamalarda istifa eden vekilinin istifa dilekçesinin 7201 sayılı yasanın 10. maddesi dikkate alınarak öncelikle aşamalarda ... vekilinin ibraz ettiği vekaletnamede yazılı olan Uğurmumcu .... adresine tebliğ edilmesi,
2-Bu tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde adı geçen davalının T.C. kimlik numarasının ... olduğu dikkate alınarak adres kayıt sistemindeki adresinin araştırılması, adres kayıt sistemindeki adresi tespit edildiği takdirde bu adreste gerekçeli karar ve aşamalarda istifa eden vekilinin istifa dilekçesinin 7201 sayılı yasanın 21/2. maddesine göre tebliğ edilmesi,
3-Adres kayıt sisteminde kayıtlı bir adresi olmadığının anlaşılması halinde bu davalıya aşamalarda dava dilekçesi tebliğ edildiği anlaşıldığından, dava dilekçesi tebliğ edilen adresine 7201 sayılı yasanın 35. maddesine göre gerekçeli karar ve istifa dilekçesi tebliğ edilmesi,
4-... inşaatının bitmiş ve dava dilekçesi tebliğ edilen o adreste artık tebligatın mümkün olmadığının anlaşılması halinde ise davalının adresinin 7201 sayılı yasanın 28. ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 48/1-2. maddeleri gereğince mahkemece araştırılması, adı geçen davalının adresinin meçhul olduğunun anlaşılması halinde gerekçeli karar ve istifa dilekçesi tebliğinin aynı maddeler gereğince ilanen yapılması,
Tebligat parçası veya duruma göre ilanen tebliğ yapılmış ise ilgili belgeler eklendikten ve temyiz süresi geçtikten sonra, gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432 ve 433. maddelerindeki prosedür işletilip gönderilmek üzere,
Dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 26/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.