3. Hukuk Dairesi 2014/13172 E. , 2015/6328 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/03/2014
NUMARASI : 2005/424-2014/134
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesi ile; davacının tatilini geçirmekte olduğu, otelde iken 27/08/2004 tarihinde çocukları ile birlikte gerçekleştirilen banana bot turuna katıldığını, botu sürenin genç bir personel olduğunu ve yanında bayan arkadaşı bulunduğunu, onunla sohbet ve eğlenceye daldığını ve motoru hızlı kullandığını, banananın motorun arkasından sürüklenmeye başladığını, bu hızla devrildiğini ve suyla şiddetli çarpışma yaşadığını, müvekkilinin burnundan ciddi şekilde yaralandığını iddia ederek toplam 1.258,49 Euro maddi, 10.000 Euro manevi olmak üzere toplam 11.258,49 Euro tazminatın aynen davalıdan tahsiline mümkün olmadığı takdirde fiili ödeme günündeki TC Merkez Bankasının döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığına ve kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; söz konusu davanın temelini istihdam edenlerin mesuliyeti oluşturduğunu, davanın haksız eylemi işleyen şahsa ve işletmeyi sigorta eden sigorta şirketine karşı açılması gerektiğini, davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açılmadığını, bananadan düşmenin etkinliğin doğal bir sonucu olduğunu ve vekilinin kusursuz olduğunu, devrilme esnasında davacının tutunma yerini bırakmamasından dolayı denize düşen bir başka müşteri ile çarpışmasından meydana geldiğini, davacının kendi kusuru ile olaya sebebiyet verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalının %50 olan kusur durumuna göre 536,27 Euro tedavi giderinin ve 1.000 Euro manevi tazminatın fiili ödeme tarihindeki TC Merkez Bankasının ve rayiç kur karşılığının 3095 SY"nın 4/a maddesi gereğince ve Merkez Bankasının yabancı paraya uygulanacak o dönemki faiz oranı belirlenmek suretiyle davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak;
Borçlar Kanunu"nun 47.maddesi (TBK"nun 56.md.) gereğince hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Dava konusu olayda; davacı Sabine, davalı şirket tarafından düzenlenen banana bot turuna katılmış, davalının çalışanı tarafından botun takılı olduğu motorun aşırı hızlı kullanılması nedeniyle davacının hızla denize düşerek burnu kırılmış, burnu alçıya alınmış ve davacı tatilini alçılı vaziyette tamamlamıştır. Olayda; davacı ve davalı tarafların %50 oranında kusurlu oldukları belirlenmiştir.
Yaralanmanın derecesi, tarafların kusur oranı, tarafların sosyal ekonomik durumları ve davacıda yarattığı üzüntü dikkate alındığında hakkaniyete uygun bir miktara karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu davacı lehine düşük miktarda manevi tazminata karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.