
Esas No: 2016/9492
Karar No: 2018/5926
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/9492 Esas 2018/5926 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
.........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi ..., .........ile ... ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..........sınırları içinde yer alan ve tapulama sırasında tesbit dışı bırakılan Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bir parça taşınmaza davalının haksız yere müdahale ederek kullandığı ve üzerinde ev yaptığını ileri sürerek müdahalesinin men’i ve taşınmaz üçerindeki evin kal’i istemiyle dava açmıştır. Davalı ve karşı davacı ..., taşınmaz üzerinde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, Hazinenin davasının reddine, ...’in davasının kabulü ile 19.4.2010 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 2.993,78 m²"lik alan içinde bulunan ve Hazine adına imar yolu ile tapu kaydı oluşan;
a) 458 ada 6 nolu parselin 40,87 m²"lik
b) 467 ada 3 nolu parselin 219,00 m²"lik
c) 468 ada 5 nolu parselin 52,10 m²"lik
d) 468 ada 6 nolu parselin 0,21 m²"lik kısımlarının ve
e) 467 ada 1 ve 2 nolu parselin tamamının Hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 2 nolu hüküm bendi kapsamı dışında kalan ve fakat krokide (A) harfi ile gösterilen 2.993,78 m²"lik alan içinde bulunan (Hazine adına kayıtlı olmayan) kısımlar üzerinde davacı ..."in zilyetlik ve mülkiyet hakkı olduğunun tesbitine karar verilmiş, hüküm Hazine ve zilyetliğin ve mülkiyetin tesbitine karar verilen alan içinde kalan 467 ada 3 ve 6 sayılı parsellerin malikleri ... ve ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 10.02.2014 tarih, 2013/10098- 1552 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında: ""1) ... ve ..."in temyiz itirazları bakımından; Her ne kadar, çekişmeli 467 ada 3 ve 6 sayılı parsellerin malikleri olan ... ve ... tarafından hüküm temyiz edilmiş ise de, temyiz edenlerin davanın tarafı olmadıkları, hüküm ise, ancak davanın taraflarınca temyiz edilebileceğinden temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; Taraflar arasında görülen tescil, müdahalenin men"i ve kal davasının yapılan yargılaması sırasında yörede imar uygulamasının yapıldığı, imar uygulamasında davalı taşınmazın yukarıda belirtilen ada ve parsellere ifraz edildiği, kısmen de haritada imar yolu olarak ayrıldığı, imar uygulamasında 458 ada 6, 467 ada 1, 2 ve 468 ada 5 ve
..........
6 sayılı parsellerin Hazine adına, 467 ada 3 sayılı parselin ..., 467 ada 6 sayılı parselin ... adına tapuya tescil edildiği ve imar uygulamasının kesinleştiği anlaşılmaktadır. Mahkemece Hazine adına tapuya kaydedilen taşınmazlar ile ... adına tescil edilen 467 ada 3 sayılı parsel yönünden tapu iptali ve tescil, dava dışı diğer kişiler adına kaydedilen taşınmazlar yönünden ise davacının zilyetlik ve mülkiyet hakkının tesbitine karar verilmiştir. Ne var ki, zilyetliğin ve mülkiyetin tesbitine karar verilen alan içinde kalan 467 ada 3 ve 6 sayılı parseller ... ve ... adlarına tapuya kaydedildikleri halde bu kişiler davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlanmamıştır. Taraf teşkili, dava şartlarından olup mutlak bozma nedenidir"" şeklinde gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde Hazinenin davasının reddine,
2-............. sınırları içinde bulunan ve fen bilirkişi ....... tarafından hazırlanan 19/04/2010 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen ve 2.993,78 m²"lik alan içinde bulunan ve hazine adına imar yolu ile tapu kaydı oluşan;
a) 458 ada 6 nolu parselin 40,87m²"lik
b) 467 ada 3 nolu parselin 219,00m²"lik
c) 468 ada 5 nolu parselin 52,10m 2"lik
d) 468 ada 6 nolu parselin 0,21m²"lik kısımlarının ve
e) 467 ada 1 ve 2 nolu parselin tamamının hazine adına olan tapu kayıtlarının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline; 2 nolu hüküm bendi kapsamı dışında kalan ve fakat krokide (A) harfi ile gösterilen 2.993,78 m²"lik alan içinde bulunan (Hazine adına kayıtlı olmayan) kısımlar üzerinde davacı ..."in zilyetlik ve mülkiyet hakkı olduğunun tespitine, karar verilmiş hüküm ...,......ile ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tescili, müdahalenin men’i ve kal istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 23.09.1969 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 09.07.2012 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu 1965 yılında yapılmış, çekişmeli taşınmaz çalılık niteliğiyle tapulama harici bırakılmıştır.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır şöyleki;
4721 sayılı Medeni Kanunun 713/3. maddesi uyarınca tescil davalarının, Hazineye ve ilgili kamu tüzel kişilerine veya varsa tapuda malik gözüken kişinin mirasçılarına karşı açılması gerekir. Hüküm tarihinden önce 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun 1/2. maddesi ile ....... sınırları il mülkî sınırları olarak genişletilmiş bu sınırlar içinde kalan köy ve beldelerin tüzel kişilikleri sona ererek bağlı bulundukları ilçe belediyelerine mahalle olarak katılmışlardır.
Bu durumda; 5216 sayılı Kanun hükümleri ve 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince...........sınırları içinde yer aldığ......... huzuruyla davanın görülmesinde yasal zorunluluk bulunduğu halde anılan kurum davaya dahil edilmeden, davanın esası hakkında hüküm kurulmuştur. Taraf sıfatı 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 114/1-d maddesi uyarınca dava şartı olup istek olmasızın re"sen gözetilmelidir. Bu usul eksikliğinin giderilmesi, ileri doğabilecek telafisi mümkün olmayan hukuki sonuçlar ve usuli kazanılmış haklar bakımından zorunludur. Bu sebeplerle; 4721 saylı Türk Medeni Kanununun 713. maddesinin üçüncü fıkrası gereğince açılan tescil davalarında Hazine yanında yasal hasım konumunda olan Orman yönetimi ile ilgili belediye başkanlığının yanı sıra büyükşehir belediye başkanlığı da davaya dahil edilmeli, taraf teşkili sağlanmalı, husumet yaygınlaştırılmalı, açılan davaya karşı diyecekleri sorulmalı savunma hakkı verilerek ileri sürecekleri yazılı delilleri toplanmalı bundan sonra işin esası hakkında toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
........
Ayrıca çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapılan imar çalışmaları ve 23.09.1969 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 09.07.2012 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması çalışması ve çekişmeli taşınmaza ait memleket haritası ve hava fotoğrafları incelenmiş olup ancak raporlar denetlemeye elverişli olmadığı gibi en eski tarihli ve dava tarihinden 15-20 yıl önceki hava fotoğrafları memleket haritası stereoskopik olarak incelenmediği gibi taşınmazın öncesinde ne olarak kullanıldığı imar ihyaya ne zaman başlandığı ve hangi kısımlarının hangi tarihte imar ihyasının tamamlandığı açıklığa kavuşturulmamıştır. Yine dahili davalı ... ve ..."ın dayandıkları ortak murisleri babaları tarafından açılan dava dosyası ve krokiside keşif sırasında uygulanmamış, dava konusu taşınmazla aynı yer olup olmadığı ve işbu dava açısından sonucu değerlendirilmemiştir.
O halde Mahkemece öncelikli olara......... davaya dahil edilmeli taraf teşkili sağlanmalı, husumet yaygınlaştırılmalı, açılan davaya karşı diyecekleri sorulmalı, savunma hakkı verilerek ileri sürecekleri yazılı delilleri toplanmalı bundan sonra imar çalışması yapılmış ise buna ilişkin bilgi ve belgeler dosya içine alınmalı, yörede yapılan imar çalışmaları ve 23.09.1969 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu daha sonra 09.07.2012 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması çalışması uygulama çalışmalarına ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği, çekişmeli taşınmaza komşu parsellere ilişkin kadastro tutanak örnekleri ile dayanakları ve tapu kayıtları ile şayet varsa 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan yenileme kadastrosuna dair paftaların ayrıca dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, tüm tahdit tutanakları ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları ve dahili davalılar ... ve ..."ın dayandıkları mahkeme dosyası ve krokileri bulunduğu yerlerden istenerek, önceki bilirkişiler dışında halen ...... Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir fen elemanı ve bir ziraat mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte,
2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması, imar çalışması ve varsa 22/2-a madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro
........
paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Daha sonra en eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritaları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; taşınmazın tahdit içinde kalan ve kalmayan kısımları belirlendikten sonra 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ile yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bir orman, bir fen ve bir ziraat bilirkişi kurulu aracılığıyla incelenerek dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, taşınmazların niteliği üzerindeki ağaçların yaşı, cinsi, kapalılık oluşturup oluşturmadıkları ve tasarruf sınırlarının bulunup bulunmadığı imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan ........hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı; yine imar ve ihya üzerinde durulup, bu konuda ve zilyetliğin tespiti yönünden tanık beyanlarına başvurulmalı; parselin öncesinin ne olduğu, imar ve ihyanın hangi
........
tarihte tamamlanıp bittiği, zilyetliğin hangi tarihte başlayıp kimler tarafından ne biçimde sürdürüldüğü, kullanımın ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların imar-ihya ve zilyetlik olgusunu hangi olaylarla nasıl hatırladıkları saptanmalı; çekişmeli taşınmaza ilişkin imar çalışması yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, davacıların belgesiz zilyetlik yoluyla kazandığı toprak olup olmadığı, varsa cinsi ve miktarı tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden çekişmeli taşınmaz dışında, başka taşınmazlar için salt zilyetlik nedenine dayalı olarak açtıkları bir başka tescil davalarının bulunup bulunmadığı mahkemeler yazı işleri müdürlüğünden sorulup tespit edilmeli; yine ... ve ..."ın dayandıkları dava dosyası ve krokisinde gösterilen taşınmazın dava konusu taşınmaz olup olmadığı araştırılıp tüm kanıtlar toplanıp birlikte değerlendirilmeli; oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Belirtilen hususlar gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.