3. Hukuk Dairesi 2014/20772 E. , 2015/6380 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ALAŞEHİR 2. ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/06/2014
NUMARASI : 2013/460-2014/210
Taraflar arasındaki tedbir davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; tarafların 6 yıldır ayrı yaşadıklarını, davalının başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu, davalının davacıya yardım etmediğini belirterek; aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının davalıya ait evde oturduğunu, evin elektrik ve su giderlerinin davalı tarafından karşılandığını, davacının iddialarının doğru olmadığını, davacının yaşlı bir kişiye bakarak ve babasından kalma bağdan gelir elde ettiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları gerekçe gösterilerek davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren 250,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ayrı yaşamda haklılık olgusuna dayalı olarak açılmış tedbir nafakası istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 195.maddesi uyarınca, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi halinde eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. Aynı yasanın 197.maddesine göre de; eşlerden biri, ortak hayat sebebiyle kişiliği, ekonomik güvenliği veya ailenin huzuru ciddi biçimde tehlikeye düştüğü sürece ayrı yaşama hakkına sahiptir.
Birlikte yaşamaya ara verilmesi haklı bir sebebe dayanıyorsa hâkim, eşlerden birinin istemi üzerine birinin diğerine yapacağı parasal katkıya, konut ve ev eşyasından yararlanmaya ve eşlerin mallarının yönetimine ilişkin önlemleri alır.
Tedbir nafakasında eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katkıda bulunmaları gerekir (Türk Medeni Kanunu md. 186/son).
Bu bağlamda; tedbir nafakası miktarı tayin edilirken, birliğin giderlerine katılmada eşlerin "ekonomik güçleri" ile müşterek yaşam sırasında davalının eş ve çocuklarına sağlamış olduğu yaşam düzeyi dikkate alınmalı, hakim; eşlerin birlikte yaşarken sürdürdükleri hayat seviyelerinin ayrı yaşamaları halinde de korumaları gerektiğini gözetmelidir.
Tarafların sosyal ve ekonomik araştırmasına göre; davacının yatalak hastaya baktığı, aylık 600,00 TL gelirinin bulunduğu, davalının ise bağkur emeklisi olduğu, aylık 860,00 TL emekli maaşının bulunduğu, düğünlerde yemek yaptığı, düğün başı 150,00-200,00 TL kazandığı, ayrıca erkek şapkası sattığı, bu işten aylık 150,00 – 200,00 TL gelir elde ettiği, kendisine ait evde oturduğu görülmektedir.
Somut olayda; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları günün ekonomik koşulları, davacının ihtiyaçları, tedbir nafakasının niteliği, tarafların birlikte yaşadıkları hayat seviyesinin ayrı yaşama halinde de korunması gerektiğinin gözetilmesi, davalının belirlenen gelir durumu nazara alındığında, hükmolunan nafaka miktarı az olup, TMK"nun 4.maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine göre daha yüksek oranda nafakaya hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.