Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14162
Karar No: 2018/13278
Karar Tarihi: 09.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/14162 Esas 2018/13278 Karar Sayılı İlamı

Özet: (Bu özet Yapay Zeka tarafından yazılmıştır. Hukuki olarak geçerliliği yoktur.)


Tapu iptali ve tescil davası, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayanıyor. Davacı, 631 parsel sayılı taşınmazı davalıya satmış ancak davalı ödeme yapmadan taşınmazı iade etmemiştir. Davacı, tapu kaydının iptali ve adına tescilini istemiştir. Mahkeme, satış bedeli alındığının resmi senette belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, taşınmazın davalıya satışı esnasında aldatmaca yapıldığı ve taşınmazın adına tescil edilmesinin hileli hareketlerle gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu nedenle, davanın kabul edilmesine ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Davacının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, aldatma (hile) kavramı Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1. (818 s. Borçlar Kanunu'nun 28/1.) maddesinde açıklanmaktadır. Taraflardan biri diğerinin kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Aldatılan taraf hukuki ilişkiyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
1. Hukuk Dairesi         2015/14162 E.  ,  2018/13278 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istemli temyiz edilmiş olmakla; duruşma isteğinden feragat edilip, dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nin raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, aldatma (hile) hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 631 parsel sayılı taşınmazı davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ancak davalının kuyumcuya gidip bileziklerini bozdurduktan sonra ödeme yapacağını belirtmesine rağmen satış bedelini ödemediği gibi taşınmazı da iadeye yanaşmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, satış bedeli karşılığı ödediği 15.400,00 TL’nin tarafına iade edilmesini, satış işleminin iptalini istemiştir.
    Mahkemece, satış bedeli alındığının resmi senette belirtildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 631 parsel sayılı tarla vasıflı taşınmazın tamamı davacı adına kayıtlı iken, dava dışı vekili ... tarafından 21.04.2014 tarihinde davalıya satış suretiyle devredildiği sabittir.
    Bilindiği üzere aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hatada yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 6098 s. Türk Borçlar Kanununun (TBK) 36/1. (818 s. Borçlar Kanunun (BK) 28/1.) maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse yanılma (hata) esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatmanın öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olayda, çekişmeli taşınmazın 21.04.2014 tarihli resmi akitle 2.100,00 TL karşılığı davalıya satış suretiyle temlik edildiği, davalı tarafından dosyaya sunulan 20.04.2014 tarihli “Tutanak, Sözleşme” başlıklı belgede, taşınmazın 26.000,00 TL karşılığında davalıya satıldığı, 400,00 TL kaparo alındığının belirtildiği, yapılan keşif sonucu elde edilen bilirkişi raporu ile taşınmazın dava ve keşif tarihindeki gerçek değerinin 14.972,00 TL olarak belirlendiği, mahkemece dinlenilen tek davacı tanığı ... beyanında; davalının altın bozdurup ödeme yapmak istediğini, satıcının da bunu kabul edip tapuda imzaların atıldığını, daha sonra davalının annesi ile kuyumcuya gideceklerini söyleyip ayrıldıklarını ve tekrar geldiklerini, bir süre sonra farkettirmeden yanlarından ayrıldıklarını beyan ettiği, öte yandan davalının 400,00 TL’lik kaparo haricinde ödeme yaptığı yönünde dosyaya bir delil sunamadığı, bu durumda davalının hileli hareketlerle taşınmazın adına tescilini sağladığının kabulü gerekir.
    Hal böyle olunca, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi