1. Hukuk Dairesi 2015/13624 E. , 2018/13280 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ, TERKİN, TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali, terkin ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Tapu Müdürlüğü ve davalı ... tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 09.10.2018 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile diğer temyiz eden davacılar ... 5. Bölge Tapu Müdürlüğüne izafeten ... Muhakemat Müdürlüğü vd. vekili Avukat ..., temyiz edilen dahili davalılar ... vd. vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen davalı ... ve davalı ... gelmediler yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, sahtecilik ve muvazaa nedenlerine dayalı tapu iptali, terkin ve tescil isteklerine ilişkindir.
Asıl ve birleşen davanın davacıları; dava konusu 709 nolu parselin ... adına kayıtlı iken, ölümünden çok sonra düzenlenen sahte vekaletname ile oğlu ...tarafından ..."a temlik edildiğini, ondan da ..."e aktarıldığını ileri sürerek tapunun iptaline, eski hale iadesine ve ... mirasçıları adına tesciline karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı ..., iyiniyetli alıcı olduğunu belirtip davaların reddini savunmuş; diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Getirtilen kayıtlardan; dava konusu 709 nolu parselin 1979 yılında ölmüş olan ... adına kayıtlı iken, 12.06.1989 tarihli ve 15422 yev s. vekaletname ile vekil kılınan oğlu ... tarafından 21.06.1989 tarihli resmi akitte ..."a satıldığı, ..."un da bu taşınmazı 23.06.1989 tarihli resmi akitte ..."e sattığı görülmektedir.
Mahkemece, temlikte kullanılan vekaletnamenin sahteliğinin kesinleşen 1994/3 es.s. Ağır Ceza Mahkemesi dosyasıyla sabit olduğu, davalı ..."in de iyiyinyetli sayılamayacağı gerekçesiyle her iki davanın da kabulüne karar verilmiştir.
Gerçekten de, dosya içeriği, toplanan deliller ve ... 7. Ağır Ceza Mahkemesinin 1994/3 es.s. dava dosyası birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu taşınmazın vekil ... tarafından ..."a satışında kullanılan vekaletnamenin sahte olduğu ve ... ile ilk el konumundaki ..."un el ve işbirliği içerisinde hareket ettikleri anlaşıldığına göre, ... adına oluşan kaydın yolsuz nitelik taşıdığı tartışmasızdır.
Ancak, taşınmazı ..."tan satın alan ..."in üçüncü kişi(ikinci el) konumunda bulunmasından ötürü, koşulların gerçekleşmesi halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun(TMK) 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanabilecektir.
Ne var ki, mahkemece bu konuda hükme yeterli bir araştırma yaptığı söylenemez.
Bilindiği üzere, hukukumuzda diğer çağdaş hukuk sistemlerinde olduğu gibi kişilerin huzur ve güven içerisinde alış verişte bulunmaları, satın aldıkları şeylerin ilerde kendilerinden alınabileceği endişelerini taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlama düşüncesiyle, alan kişinin iyi niyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bu amaçla TMK"nın 2. maddesinin genel hükmü yanında menkul mallarda 988. ve 989. maddelerinin ve tapulu taşınmazların el değiştirmesinde ise 1023. maddesinin özel hükümleri getirilmiştir.
Öte yandan, bir Devleti oluşturan unsurlardan biri insan unsuru ise, bunun kadar önemli olan ötekisi topraktır. İşte bu nedenle Devlet, nüfus sicilleri gibi tapu sicillerinin de tutulmasını üstlenmiş, bunların aleniliğini (herkese açık olmasını) sağlamış, iyi ve doğru tutulmamasından doğan sorumluluğu kabul etmiş, değinilen tüm bu sebeplerin doğal sonucu olarak da tapuya itimat edip taşınmaz mal edinen kişinin iyi niyetini korumak zorunluluğunu duymuştur. Belirtilen ilke TMK"nın 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" şeklinde yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki 1024. maddenin 1.fıkrasında "Bir ayni hak yolsuz olarak tesçil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde öngörülmüştür.
Bunun yanında, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma, toplum düzenini sağlama uğruna tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden, iktisapta bulunan kişinin iyi niyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır. Gerçekten, bir yanda tapu sicilinin doğruluğuna inanarak iktisapta bulunduğunu ileri süren kimse, diğer yanda ise kendisi için maddi hatta bazı hallerde manevi büyük değer taşıyan ayni hakkını yitirme tehlikesi ile karşı karşıya kalan önceki malik bulunmaktadır. Bu nedenle yüzeysel ve şekilci bir araştırma ve yaklaşımın büyük mağduriyetlere yol açacağı, kişilerin Devlete ve adalete olan güven ve saygısını sarsacağı ve yasa koyucunun amacının ilk bakışta şeklen iyi niyetli gözükeni değil gerçekten iyi niyetli olan kişiyi korumak olduğu hususlarının daima göz önünde tutulması, bu yönde tüm delillerin toplanıp derinliğine irdelenmesi ve değerlendirilmesi gerekmektedir. Nitekim bu görüşten hareketle, "kötü niyet iddiasının def"i değil itiraz olduğu, iddia ve müdafaanın genişletilmesi yasağına tabii olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve mahkemece kendiliğinden (resen) nazara alınacağı"" ilkeleri 8.11.1991 tarih 1990/4 esas 1991/3 sayılı İnançları Birleştirme Kararında kabul edilmiş, bilimsel görüşler de aynı doğrultuda gelişmiştir.
Hal böyle olunca, toplanmış ve toplanacak deliller ile tüm dosya içeriği yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirilerek son kayıt maliki ..."in TMK"nın 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde açıklığa kavuşturulması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ile yetinilip yazılı biçimde hüküm kurulması isaetsizdir.
Davalı ..."in temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik yer olmadığına, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekillerinden davalı ... vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin karşı temyiz edenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 09.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.