17. Hukuk Dairesi 2016/7875 E. , 2019/6367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalı tarafa ait, müvekkilinin sigortalısı olan MIB Mağazacılık Tic. A.Ş"nin kiracısı olduğu işyerine çatıdan sızan suların sirayet etmesi sonucu işyerinde zararın meydana geldiğini, oluşan bu zararın müvekkili tarafından sigortalı bulunan MIB Mağazacılık Tic. A.Ş"ye ödendiğini, yapılan bu ödemenin davalı taraftan rücu talebinde bulunduklarını ancak herhangi bir ödemenin yapılmadığını belirterek bunun üzerine ... İcra Müdürlüğünün ... E nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, fakat davalı şirketin yaptığı itiraz neticesinde takibin durduğunu beyan ederek, yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile ... İcra Müdürlüğü ... nolu dosyasındaki icra takibine yapılan itirazın asıl alacak miktarı olan 4.473,57 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davacının %20 icra inkar tazminatı talebinin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, Yangın Sigorta Sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken hususlardandır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu"nun 1472. maddesinde sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği, sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacının, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibin kaldığı yerden devam ettirebileceği hüküm altına alınmıştır.
Dava, sigorta şirketi tarafından sigortalısının halefi olarak açıldığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 4. maddesinde ise dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın kiralanan taşınmazların, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemesinin görevinde olduğu düzenlenmiştir.
Somut olayda, sigortalı işyerine çatıdan sızan suların sirayet etmesi sonucu işyerinde zararın meydana geldiği, meydana gelen zararın sigortacı tarafından kiracı olan sigortalı Şirkete ödenmiş olup, ödenen tazminatın işyerinin maliki olan davalı Dumankaya Yapı Malzemeleri San. ve Tic. A.Ş."den de tahsili talep edilmiştir. Dosya kapsamından anlaşıldığına göre dava dışı sigortalı şirket, zarar gören işyerinde kiracı, davalı Dumankaya Yapı Malzemeleri San.ve Tic. A.Ş. ise malikidir. Bu nedenle dava dışı sigortalı şirket ile davalı Dumankaya Yapı Malzemeleri San. ve Tic.
A.Ş. arasındaki temel hukuki ilişki kira sözleşmesine dayanmaktadır. Sigortalı ile davalı arasındaki uyuşmazlık kira ilişkisinden doğduğundan davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemesindedir. Bu nedenle sigortacı tarafından halefiyet yoluyla açılan davanın da sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
Bu nedenle mahkemece, uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinin görevine girdiği nazara alınarak, HMK 1/c maddesi gereğince mahkemenin görevli olmaması nedeniyle HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 20/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.