3. Hukuk Dairesi 2017/4969 E. , 2018/1456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira bedelinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının, taraflar arasında düzenlenen 01/12/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracısı olduğunu, en son aylık kira bedelinin 27.362,00- TL olarak ödendiğini belirterek hak ve nesafete göre aylık kira bedelinin 01/12/2012 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net 32.000,00 TL olarak tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine yönelik olarak verilen karar Yargıtay 6.H.D.nin 19/01/2015 tarih ve 2014/13995 E-2015/3814624 K sayılı ilamı ile, "Kira parasının miktarına ilişkin olarak taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunup mahkemeye müracaat edildiğine ve kira parasının dava yoluyla tespiti istenildiğine göre, kiracı olan taraf artırılması istenilen veya karar verilebilecek miktarı ve bundan daha fazlasını ödese bile dava red edilmeyip kira bedelinin tespitine karar verilmelidir. Taraflar arasında hükmen tespit edilmiş ya da sözleşme ile kararlaştırılmış bir kira parası olmadığı için davacının yeni dönem kira parasının mahkemece tespiti ile hüküm altına alınmasını istemekte hukuki yararı vardır. Davalının tespit edilecek miktarı ödeyip ödemediği hususu dava açılmasına sebep olup olmaması ve yargılama giderlerinden sorumluluğunun belirlenmesi yönünden sonuca etkilidir. O halde mahkemece davalının kabul ettiği miktardan az olmamak üzere kira bedelinin tespitine ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir’’ gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davanın kısmen kabulü ile aylık kira bedelinin 01/12/2012 tarihinden itibaren aylık brüt 32.153,75 TL olarak tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar verilmiş; söz konusu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Taraflar arasında 01/12/2008 başlangıç tarihli ve üç yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde keşif yapılmış, alınan 06/11/2013 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın yeniden boş olarak kiraya verilmesi durumunda aylık brüt 40.000,00 TL kira getirebileceği bildirilmiş, davalının itirazı üzerine alınan 27/01/2014 tarihli ikinci bilirkişi raporunda ise; taşınmazın aylık brüt 35.310,00 TL kira getirebileceği tespit edilmiştir. Mahkemece somut nedenleri açıklanmadan ve raporlar arası çelişki giderilmeden ikinci rapor doğrultusunda karar verilmiştir. Bilirkişi raporlarında belirlenen rakamların, aralarındaki çelişki nedeniyle hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda mahkemece; mahallinde yeniden keşif yapılarak "hak ve nesafet" kurallarına uygun kira parasının tespitine karar verilmelidir.
18.11.1964 gün ve 2/4 sayılı ... göre "hak ve nesafet" kurallarına uygun kira bedeli tespit edilirken, öncelikle tarafların tüm delilleri varsa emsal kira sözleşmeleri aslı veya onaylı örnekleri dosyaya alınmalı, kiralananın işyeri olarak kiraya verildiği de dikkate alınarak (inşaat mühendisi, mimar, mülk bilirkişi) bilirkişi kurulu oluşturulmak suretiyle, kiralanan taşınmaz ve varsa taraf emsalleri gezilerek incelenmeli, dava konusu yer ile karşılaştırılmalı, kira bedeline etki eden tüm nitelikleri incelenerek dava konusu yerin yeniden kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedeli belirlenmeli ve hakimce hak ve nesafete uygun olarak ve davalının kabul ettiği miktardan az olmamak üzere kira bedeline hükmedilmelidir.
Mahkemece, raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya ... ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına aykırı olup bozma nedenidir.
2- Bozma nedenine göre; davacı tarafın vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.