3. Hukuk Dairesi 2017/12860 E. , 2018/1463 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın işyeri tahliyesine yönelik karar verilmesine yer olmadığına, eklenti ve ortak alanlara yönelik davanın reddine dair verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 27/05/2014 tarihinde dava konusu taşınmazın mülkiyetini iktisap ettiğini, süresinde keşide edilen ihtarname ile ihtiyaç nedeniyle kiralananın tahliye edilmesini davalıya bildirmiş olmasına rağmen tahliyenin gerçekleşmediğini belirterek işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiş, yargılama esnasında davaya konu kiralananın tahliye edildiğini, ancak davalının halen taşınmaza bağlı depo olarak kullanılan ortak alanları kullanmaya devam ettiğinden, davalının bu yerlerden de tahliye edilmesini istemiştir.
Davalı; taşınmazın tahliye edildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davaya konu iş yerinin (dükkanın) tahliye edilmesi sebebiyle tahliye davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bağımsız bölüme tabi eklenti ve ortak alanlardaki yerden davalının tahliyesine dair verilen karar, Yargıtay 6.H.D.nin 10/11/2016 tarih ve 2015/13286 E-2016/6627 K sayılı ilamı ile, davacının dava dışı olan ek taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile bağımsız bölüme tabi eklenti ve ortak alanlardaki yerlerden davalının tahliyesine karar verilmesi doğru görülmediğinden bahisle bozulmuş, Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; ‘Davalı tarafından kiralanan ... ili, ... ilçesi, ... Kurukemer mevkii, 1578 ada, 1 parsel 4/64 arsa paylı zemin kat 13 numaralı bağımsız bölüm tahliye edildiğinden karar verilmesine yer olmadığına, Davacı tarafın; davalının dava konusu bağımsız bölüme bağlı ortak alanlardan tahliyesine ilişkin talebinin reddine, yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına’ karar verilmiş, söz konusu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonucunda bozma ilamında gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararındaki esaslar çerçevesinde işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir. (9.5.1960 gün 1/9 sayılı YİBK).
Mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile, bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturmaktadır (4.2.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
Somut olayda Mahkemece, 11/02/2015 tarihli 2014/925 E- 2015/141 K sayılı kararda davacı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmiş olduğu ve bu hususun davalı tarafından temyiz edilmediği anlaşıldığından bu durumun davacı taraf lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğu izahtan varestedir. Bu nedenle Mahkemece bozma sonrası kurulan hükümde davacı lehine vekalet ücretine yönelik karar verilmemiş olması ve ayrıca yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına yönelik hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HMUK’un 438/7 maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenle temyiz olunan hükmün üçüncü fıkrasında yer alan ‘Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,’ ibaresinin hükümden çıkarılarak yerine ‘Yargılama gideri 56,50 TL harç,18,00 TL iki adet tebligat ücreti olmak üzere toplam 74,00 TL" nın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,"" ibaresinin yazılması ve yine hüküm fıkrasına ‘Davacı kendini bir vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan ... gereğince 750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,’ ibaresinin eklenmek suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.