3. Hukuk Dairesi 2020/7517 E. , 2021/3100 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 19. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen alacak davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; avukat olduğunu, davalıyı ortağı olduğu Teknik 20 Mak. ve Elek. Ltd. Şti.’ne ve bu şirketin ortaklarına karşı açılan çok sayıda davada temsil ettiğini, davalıyı temsil ettiği tüm dava ve takiplerde gerekli dikkat ve özeni gösterdiğini, ancak davalının vekalet ücretini ödememek amacıyla haksız olarak kendisini azlettiğini, sonrasında davalının tüm dava ve icra takiplerinden sulh sebebiyle feragat ettiğini ileri sürerek, vekil olarak görev yaptığı ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/48 Esas sayılı davasında ödenmesi gereken akdi ve karşı yan vekalet ücreti ile Bursa 11. İcra Müdürlüğü’nün 2014/1482 Esas sayılı takip dosyasında ve... Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/120 Esas sayılı davasında ödenmesi gereken karşı yan vekalet ücretinin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL’sinin azil tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne, 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, karar verilmiş; hükme karşı, taraflar istinaf talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi"nce, davacı ve davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava, vekalet ücretinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece; azlin haksız olduğu, davacının Avukatlık Kanunu’nun 174. maddesine göre vekalet ücretinin tamamına hak kazandığı, davacının duruşmadaki beyanından dava açılmadan önce davalıya masraf belgesi ibraz ederek 30.000 TL ödeme yapması halinde borcun kalmayacağını söylediğinin anlaşıldığı, davacının bu beyanı ile masraf belgesinde yer alan dosyalar yönünden vekalet ücreti alacağını 30.000 TL ile sınırladığını, masraf belgesinde belirtilmeyen dava konusu Bursa 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/48 Esas sayılı davası için 42.048,50 TL karşı yan vekalet ücreti ile Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/120 Esas sayılı davası için ise 1.500,00 TL karşı yan vekalet ücreti alacağının bulunduğu, buna göre davacının toplam vekalet ücreti alacağının 76.462,24 TL olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, tarafların karara karşı istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta öncelikle irade beyanı, icap(öneri) ve kabul kavramlarının açıklanması gerekmektedir. İrade beyanı, bir ruhî hâdiseden bir başkasını haberdar etmek üzere yapılan ve bununla özel hukuk alanındaki ilişkilerde değişiklik yapılması, yeni ilişkiler yaratılması veya bu gibi ilişkilerin ortadan kaldırılmasının istendiği, hayatta edinilen tecrübelere, örf ve âdete göre halin icaplarından anlaşılan iradenin hareket ve faaliyeti olarak tanımlanabilir. (Belbez, Hikmet: Akitlerde Sükutun Ehemmiyeti, AÜHF Dergisi, Yıl:1944, Sayı:2, Sahife:221) İrade beyanları açık (sarih) olabileceği gibi, örtülü (zımni) de olabilir. (Mülga 818 sayılı Türk Borçlar Kanunu m.1/II.fıkra) Beyanın anlam ve konusu hiçbir yoruma ve karışıklığa meydan vermeyecek şekilde beyan vasıtalarından, yani kullanılan söz, yazı veya işaretlerden anlaşılıyorsa, bu, açık bir irade beyanıdır. Zımni irade beyanı ise, iradenin varlığını gösteren davranışı ifade eder. Bu anlamda, açık olmayan her türlü irade beyanı, zımni irade beyanıdır. İrade beyanının anlamının, yani sonuç (işlem) iradesinin doğrudan doğruya söz veya işaretlerden çıkmaması, anlaşılmaması halinde, zımni irade beyanı söz konusu olur. Başka bir deyişle, zımni irade beyanlarında beyan sahibinin davranışı, işlem iradesini dolaylı bir şekilde ifade eder; onun davranışından, dolaylı olarak işlem iradesine sahip olduğu sonucu çıkar. (Eren, Fikret: Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 11.Baskı, ...2009, Sahife:124)
İcap, bir akdi meydana getirmek amacı ile bir şahsın teklifini ihtiva eden ve karşı tarafa yöneltilen bir irade beyanıdır. Kabul ise, yapılan bir öneriye karşılık karşı taraf(muhatap) tarafından önerene yöneltilen ve sözleşmeyi öneriye uygun olarak meydana getirme arzusunu kesin olarak ifade eden irade beyanıdır. Kanunun veya tarafların anlaşması ile yapılacak sözleşme için bir şekil öngörülmüş olmadıkça ya da önerene kabul için bir şekle uyulmasını şart kılmış olmadıkça, kabul beyanı bir şekle bağlı değildir; sözle, yazı ile veya kanaat verici bir davranışla yapılabilir. (Oğuzman/Öz:Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, ...2012, Sahife:51, 66)
Bilindiği üzere sözleşme; iki tarafın karşılıklı ve birbirine uygun surette irade açıklamasıyla meydana gelmektedir. Bir tarafın bir şeyi teklif etmesi (icap-öneri) ve karşı tarafın onu kabul etmesi (kabul) ile sözleşme kurulur. İcap, tek taraflı ve karşı tarafa varması ile sonuç doğurabilen, sözleşmenin objektif-subjektif yönden bütün esaslı
unsurlarını ihtiva etmesi gereken bir irade açıklamasıdır. İcap, icapçının bir sözleşme yapma konusundaki iradesini “ciddi surette" yansıtmalıdır. Diğer yandan kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan kişiye yapılan icabın hemen kabul edilmemesi halinde; icapçı icabıyla bağlılıktan kurtulmaktadır. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 4)
Somut olayda; davacının 27.02.2017 tarihli celsedeki beyanından, dava açılmadan önce davacının hazır olan davalıya 30.000 TL ödenmesi halinde vekalet ücret alacağının sona ereceğini bildirdiği anlaşılmaktadır. Davalı ise, davacının vekalet ücret sözleşmesi kurulması amacıyla yapıldığı anlaşılan icap nitelindeki bu beyanını kabul etmeyerek, davacıyı azletmiştir. TBK’nın 4. maddesine göre davacı, vekalet ücretinin 30.000 TL olarak kararlaştırılması yönündeki talebini içeren icabının davalı tarafça kabul edilmemesi üzerine, icabının bağlılığından kurtulmuştur. O halde, mahkemece, açıklanan hususlar dikkate alınarak davalının derhal kabul beyanında bulunmaması üzerine, davacının dava ve azil tarihinden önce vekalet ücret sözleşmesi kurulması amacıyla yapmış olduğu icabıyla bağlı olmadığı dikkate alınarak bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacının davalı tarafından kabul edilmeyen icabıyla vekalet ücret alacağını 30.000 TL ile sınırladığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
İlk derece mahkemesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmiş olduğundan, HMK"nın 373. maddesinin birinci fıkrası uyarınca, iş bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin bölge adliye mahkemesi kararının da kaldırılmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun reddine dair ...Bölge Adliye Mahkemesi 19. Hukuk Dairesinin 21.09.2018 gün 2017/2135 Esas, 2018/1524 Karar sayılı kararının kaldırılarak Bursa 3. Tüketici Mahkemesi’nin 2016/278 Esas, 2017/263 Karar sayılı kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın isten halinde davalıya iadesine, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 25/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.