3. Hukuk Dairesi 2016/9347 E. , 2018/1518 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının tarımsal sulama abonesi olduğunu, 16/09/2013 ve 02/12/2013 tarihlerinde borçtan kesik elektriği mühür kırmak suretiyle kullanması nedeniyle kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini, aboneliğini iptal ettirmediği sürece kullanımdan sorumlu olduğunu, kaçak tahakkukunu ödememesi nedeniyle başlatılan icra takibine itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; aboneliğinin bulunduğu tarlayı 09/03/2011 tarihinde ... isimli kişiye sattığını, bu tarihten itibaren ... ve kardeşlerinin kullandığını, kendisinin tarlayı kullanmadığını, davacı şirkete dilekçe verdiğini ve üç adet ihtar gönderdiğini, davacı tarafın elektrik vermeye devam ederek haksız borca neden olduğunu, önceki bir icra dosyasında tarlayı kullanan kişinin borcu kabullendiğini savunarak davanın reddine ve kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davalının aboneliğin bulunduğu tarlayı kullanmadığına yönelik davacıya dilekçe verdiği ve ihtarname gönderdiği, 09/12/2011 tarihli icra borcunun İlker isimli kişinin kabullendiği, haksız fiilin ... ve kardeşleri tarafından gerçekleştirildiği, taraflar arasındaki sözleşmede haksız fiilden sorumlu olacağına dair hüküm bulunmadığı, aboneliğin iptal edilmemesi nedeniyle normal kullanımdan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak elektrik kullanımdan kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Elektrik abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davalı abone, tesisatta kullanılan elektrik bakımından elektrik dağıtım şirketine karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, elektrik sayacının muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı ve normal kullanım bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
Dosyanın incelenmesinde; davalının 14/01/1999 tarihinden itibaren tarımsal sulama abonesi olduğu, hakkında 19/12/2011, 02/10/2012, 28/05/2013, 08/07/2013 ve davaya konu 16/09/2013 ve 02/12/2013 tarihli “borçtan kesik elektriği mühür kırarak kullanma” eylemi nedeniyle kaçak tespit tutanakları düzenlendiği, davalının cevap dilekçesine ekli olarak 25/11/2011 tarihli dilekçe, 22/11/2013, 12/12/2013 ve 14/01/2014 tarihli ihtarnameler ibraz ettiği, bu dilekçe ve ihtarnamelerde dava konusu elektriğin tarlanın satıldığı ... Kaya ve kardeşleri tarafından kullanıldığının belirtildiği, işbu dosyada söz konusu dilekçe ve ihtarnamelerle ilgili davacı tarafından gönderilen abonelik dosyasında bilgi bulunmadığı, davacı şirketin ... Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği yazı da ise “söz konusu abonenin 17/04/2006 tarihinde müraacatı bulunmakta, ancak dilekçesine ulaşılamadığından ne gibi bir işlem yapıldığının tespit edilemediğinin” iletildiği, ayrıca cevap dilekçesinde ekli olarak ... 1. İcra Müdürlüğünün 2011/3021 sayılı takip dosyasında ...’nın borcu kabul ettiğine ilişkin taahhüt tutanağı düzenlendiği görülmektedir.
Yargılama süresince; davalı tarafından ibraz edilen dilekçe, ihtarnameler ve icra taahhüt tutanaklarının araştırılmadığı, bu dilekçe ve ihtarnamelerle ilgili davacı ... şirketince her hangi bir işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmediği, tapu kaydının tedavülleriyle celp edilmediği, dava konusu aboneliğin tüketim ve tahsilat bilgilerinin incelenmediği, dava dilekçesinde aboneliği borç nedeniyle kapatılmadığı belirtildiğine göre dilekçe ve ihtarname tarihleri itibariyle aboneliğin borç durumunun tespit edilmediği, böylelikle eksik araştırma neticesinde karar verildiği anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber elektrik dağıtım şirketine karşı kaçak elektrik kullanımı sorumlu olduğu dikkate alınarak, davalı tarafından ibraz edilen dilekçe ve ihtarnamelerin içeriklerinin araştırılarak işlem yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, icra dosyaları, tapu kayıtları ve abonelik tüketim ve borç bilgilerinin celp edilerek ilgili dilekçe, ihtar ve kaçak elektrik tespit tutanak tarihleri karşılaştırılarak aboneliğin kapatılma şartlarının oluşup oluşmadığının tespit edilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma neticesinde yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere
22/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.