21. Hukuk Dairesi 2017/3611 E. , 2017/7154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, Kurumca düzenlenen ödeme emirlerinin iptaliyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tepiti istemine ilişkindir.
Dairemizin, 10.10.2016 tarih ve 2016/16647-12414 E.K. sayılı bozma ilamı üzerine, mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, varılan bu sonuç, usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; 2012/10985, 2010/12525, 2010/12086 takip nolu dava konusu ödeme emirlerinin en eski tarihli borç döneminin 2011/04. ay ; en yeni tarihli borç döneminin 2011/09. ay dönemine ilişkin prim borçlarından dolayı davacı adına düzenlenmiş olup borcun davacıdan tahsili için davalı Kurum tarafından takibe geçildiği, ödeme emirlerinin davacıya 19.06.2012 tarihinde tebliğ edildiği, davanın yasal süresinde açıldığı, dava dışı borçlu şirketin 24.06.2009 tarihi itibariyle tescil edildiği, kuruluşta davacının yönetim kurulu 2.başkanı olarak yönetim kuruluna üye olduğu, 21.08.2009 tarihinde hissesini devrettiği, 08.09.2009 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı, 15.09.2009 tarihinde yayımlandığı, anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı ise 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88 ve 6183 sayılı Kanunun mükerrer 35. maddesi olup, davadaki sorunun bu maddeler ile birlikte değerlendirilerek çözüme kavuşturulması gerektiği ortadadır.
5510 sayılı Kanun"un yürürlük süresiyle ilgili 108/1-c maddesinde, Kanun"un 88. maddesinin 01/07/2008 tarihinde yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinde sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşlarının tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkililerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları, 5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesinde de Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcilerinin Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olacakları bildirilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88/20. maddesi 506 sayılı Kanunun 80/12. maddesinden farklı olarak, tüzelkişiliği haiz işverenlerin üst düzeydeki yönetici ve yetkilileri yanında, şirket yönetim kurulu üyelerini de sorumlu tutmaktadır. Diğer bir deyişle, Kurumun 01/07/2008 tarihinden sonraki sigorta primleri ve diğer alacakları ile ilgili olarak şirketlerin borçlarından müşetereken ve müteselsilen sorumlu olmak için şirketin Yönetim Kurulu üyesi olmak yeterlidir.
Öte yandan; 506 sayılı Kanun"un 80/1. maddesinde "İşveren, bir ay içinde çalıştırdığı sigortalıların primlerine esas tutulacak kazançlar toplamı üzerinden bu Kanun gereğince hesaplanacak prim tutarlarını ücretlerinden kesmeye ve kendisine ait prim tutarlarını da bu miktara ekleyerek en geç ertesi ayın sonuna kadar Kuruma ödemeye mecburdur." hükmü yer almakta olup, önce prime esas kazançlara ilişkin Kurum Tebliği, ardından bu tebliği yürürlükten kaldıran İşveren Uygulama Tebliği, bu süreyi "takip eden ayın sonuna kadar" olarak belirlemiştir. Tebliğ"de "Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalıları çalıştıran işverenler, bir ay içinde çalıştırdıkları sigortalıların prime esas kazançları üzerinden hesaplanacak sigortalı hissesi prim tutarlarını sigortalıların ücretlerinden keserek, kendi hissesine isabet eden prim tutarlarını da bu tutarlara ekleyerek en geç takip eden ay/dönemin sonuna kadar Kuruma ödeyeceklerdir.
Ödeme süresinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde, prim tutarları, en geç son günü izleyen ilk iş günü içinde Kuruma ödenecektir." hükmü düzenlenmiştir. Bu durumda örneğin, ocak ayında doğan prim borcunun, takip eden şubat ayı sonuna kadar ödenmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda aktifiyle pasifiyle dava dışı yönetim kurulu başkanı Erdinç Selvi adına işlem gören işyeri aktifiyle pasifiyle dava dışı borçlu Tades AŞ’ye devir olduğu kurum tarafından tespit edilmiştir. (18.08.2009 tarihli işyeri bildirgesinin devir bildirgesi olarak kabul edilerek) Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarına göre;dava dışı borçlu şirketin 24.06.2009 tarihi itibariyle tescil edildiği, kuruluşta davacının yönetim kurulu 2.başkanı olarak yönetim kuruluna üye olduğu ve şirketi temsil, ilzama yetkili olduğu, 21.08.2009 tarihinde hissesini devrettiği, 08.09.2009 tarihinde yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığı anlaşıldığından, yukarıda anlatılanlar ışığında, davacının 2009/4-5-6. dönem borçlarından sorumlu olacağı devamla dava konusu ödeme emirlerinden davacının sorumluluğunun tespiti yargılamayı gerektirdiğinden %10 haksız çıkma tazminatına hükmedilemeyeceği ve davacının yönetim kurulu üyeliğinden sonraki dönem borçlarını içeren ödeme emirleri için ise yapılandırma olsa bile sorumlu olmadığına karar verilmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle taraflar yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine 02/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.