Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16491
Karar No: 2018/13451
Karar Tarihi: 15.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2015/16491 Esas 2018/13451 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2015/16491 E.  ,  2018/13451 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, emlak işleri ile uğraşan davalı ... ile maliki olduğu ve bir kısmı önceden Belediye tarafından okul yeri olarak planlanmış 993 ada 3 parsel nolu taşınmazın 10 yıldır herhangi bir resmi işlem veya kamulaştırmaya tabi tutulmadığı gerekçesi ile imar işlerini hallederek yeniden eski normal statüsünün kazandırılması karşılığında pay verileceği üzere anlaştıklarını, akabinde davalı ..."ın bir sözleşme hazırlayıp evine gelerek sözleşmeyi sunduğunu, "Sevgi hanım bu sözleşmenin aynısı noterde düzenlettireceğim siz de gelip imza atarak bana bu konuda vekalet vereceksiniz ben bütün işlemleri halledeceğim" telkini üzerine ... 1. Noterliğinde 0004412 yevmiye nolu vekaletnameyi imzaladığını, metnin kendisine sunulan sözleşme ile aynı olduğunu sandığını, başka bir taşınmazın satışı için 28.06.2013 tarihinde Tapu Müdürlüğüne gittiğinde dava konusu taşınmazın davalı ... tarafından diğer davalı ..."a satış yolu ile temlik edildiğini öğrendiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile yeniden adına tescilini istemiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
    Davalı ..., yasal prosedür içerisinde bir hukuki ilişki ile taşınmaz iktisap ettiğini, diğer davalı ... ile halen ihtilaflı olduğunu belirterek mesnetsiz ve hukuki temellere dayanmayan davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, noter tarafından düzenlenen satış ve tapuda devir yetkisi içeren resmi vekaletnameyi hükümden düşürecek delil elde edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 993 ada 3 parsel sayılı taşınmaza 1/3 pay oranında ..., davacı ... ve dava dışı ..."in malik oldukları, ... ile ... ve ..."nin ayrı ayrı 29.01.2010 tarihinde taşınmazın davalı ..."e satılması koşulu ile yine dava dışı ..."ı ... 1. Noterliğinde vekil tayin ettikleri, vekilin bu vekaletnameleri kullanarak taşınmazın tamamını 01.02.2010 tarihinde davalı ..."e satış yolu ile temlik ettiği, Ferit"in ise 21.10.2010 tarihinde davalı ..."e satış yolu ile temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Borçlar Kanununun temsil ve vekalet aktini düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    6098 s. Türk Borçlar Kanununda (TBK) sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 506. maddesinde (818 s. Borçlar Kanununun 390.) maddesinde aynen; "Vekil, vekâlet borcunu bizzat ifa etmekle yükümlüdür. Ancak vekile yetki verildiği veya durumun zorunlu ya da teamülün mümkün kıldığı hâllerde vekil, işi başkasına yaptırabilir.
    Vekil üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür.
    Vekilin özen borcundan doğan sorumluluğunun belirlenmesinde, benzer alanda iş ve hizmetleri üstlenen basiretli bir vekilin göstermesi gereken davranış esas alınır." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Vekâletin kapsamı, sözleşmede açıkça gösterilmemişse, görülecek işin niteliğine göre belirlenir. (TBK"nin 504/1) Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu göz ardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin son fıkrası uyarınca sorumlu olur. Bu sorumluluk BK"de daha hafif olan işçinin sorumluluğuna kıyasen belirlenirken, TBK"de benzer alanda iş ve hizmetleri üslenen basiretli bir vekilin sorumluluğu esas alınarak daha da ağırlaştırılmıştır.
    Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Ne var ki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, TMK"nin 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olayda, mahkemece davalı ..."ın davacının teklifi üzerine yemin edasında bulunduğu ve satımdan önce diğer davalı ..."i tanımadığı tespit edilerek, iyi niyetli 3. şahıs olarak davacı ile davalı ..."i arasındaki hukuki ilişkiyi bilebilecek durumda olmadığı, tapu kaydına güvenerek bu yeri satın aldığı kabul edilip davanın tapu iptali ve tescil yönünden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacının bu yöne değinen temyiz itirazlarının REDDİNE;
    Ancak, davacının mahkemeye sunduğu 21.04.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi uyarınca, tapu iptali isteği kabul edilmediği takdirde davalı ..."in taşınmazı temlik ederken bedel ödemediği, bu davalı açısından bilirkişi marifetiyle tespit edilecek bedelin faizi ile birlikte tahsil edilmesine ilişkin isteğinin mahkemece göz ardı edildiği anlaşılmıştır.
    Hâl böyle olunca, yukarıdaki husus değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan, yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
    Davacının yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi