3. Hukuk Dairesi 2017/5982 E. , 2018/1628 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kiralayanın 08.04.2012 başlangıç tarihli ve iki yıl süreli kira sözleşmesine dayanarak kendisi hakkında ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/3405 Esas sayılı dosyası ile ikinci yıl kira bedelinin tahsili için icra takibi yaptığını, kendisinin ilk yıl kira bedelini peşin olarak ödediğini ve kiralananı 2013 yılı Mart ayında tahliye ettiğini,kendisinin takibe konu dönemde kiracı olmadığını, 08.04.2013 tarihinden önce kiralananın boşaltılarak davalıya teslim edildiğini ileri sürerek, söz konusu icra takibi nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti ile %40 kötüniyet tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının ikinci yıl kira bedelini 25.04.2013 tarihinde ödenmesi gerekirken ödemediğini ve bu sebeple hakkında icra takibi yapıldığını, kiralananın terk edildiğini, ancak anahtarının kendisine teslim edilmediğini, kiracılık ilişkisinin devam ettiğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Yargıtay 6.H.D.nin 15.12.2015 tarih ve 2015/717 E.- 2015/11073 K. sayılı ilamı ile""... davacı kiracı sözleşmede kararlaştırılan bir aylık feshi ihbar koşuluna uymadan kiralananı erken tahliye ettiğine göre, mahkemece davacının tahliye tarihine kadar olan kira bedeli ile tahliye tarihinden itibaren bir aylık makul süre kira parasından sorumlu olduğu gözetilmeden ikinci yıl kira bedelinin tamamından borçlu olmadığının tespitine karar verilmesinin doğru olmadığı..."" gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Mahkemece,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise,davanın kısmen kabulü ile; davacının (borçlunun) ... 1.İcra Dairesi"nin 2013/3405 sayılı takip dosyasıyla hakkında 4.760,00 kira alacağı, 45,77 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.805,77 TL miktarlı icra takibinden davalıya (alacaklıya), 3.411,36 TL kira bedeli,kira alacağının takip tarihine kadar işlemiş olan faizinden 32,80 TL ki toplam 3.444,16 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine;davacının % 40 kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Ancak,mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmakla,davalı lehine reddedilen kısım üzerinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan ... uyarınca hesaplanan maktu 900 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına 7. bent olarak ""Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte olan ... uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 900 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine"" ifadelerinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.