4. Ceza Dairesi 2020/3477 E. , 2020/14064 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle ve 62. maddeleri gereğince 5 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2018 tarihli ve 2016/233 esas, 2018/186 sayılı kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 19/06/2020 gün ve 94660652-105-34-239-2020-Kyb sayılı istemleri, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 30/06/2020 gün ve 2020/54455 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesi ile Daire"ye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
İstem yazısında; Dosya kapsamına göre, sanık hakkında müşteki ... ..."ı tehdit ettiğinden bahisle açılan kamu davası sırasında 02/02/2017 tarihli 2. oturumda atılı suçun uzlaştırma kapsamına girdiği gerekçesiyle gerekli evrakların uzlaştırma bürosuna gönderilmesine karar verildiği ve yargılama sonunda taraflar arasında uzlaşma sağlanamadığından bahisle sanığın mahkumiyetine karar verildiği anlaşılmış ise de; dosyanın incelenmesinden, uzlaştırma işlemlerine yönelik raporun anılan kararın kesinleşmesinden sonra 26/10/2018 tarihinde mahkemeye ibraz edildiği ve 20/05/2018 tarihli rapora göre taraflar arasında uzlaşmanın sağlandığı, 29906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi gereğince atılı tehdit suçunun uzlaşma kapsamına alındığı, dolayısıyla kamu davasının uzlaşma nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmiştir.
Hukuksal Değerlendirme:
Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
Uzlaştırma, 6763 sayılı Kanun"la değişik CMK"nın 253. maddesinde ayrıntılarıyla düzenlenmiş, mahkeme tarafından uzlaştırmaya ilişkin anılan Kanunun 254. maddesinde "(1)Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası, uzlaştırma işlemlerinin 253. maddede belirtilen esas ve usûle göre yerine getirilmesi için uzlaştırma bürosuna gönderilir. (2)Uzlaşma gerçekleştiği takdirde, mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arzetmesi halinde; sanık hakkında, 231. maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilir. Geri bırakma süresince zamanaşımı işlemez. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından, 231. maddenin onbirinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır." denilmiştir.
İncelenen dosyada; 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde sanık ..."a yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alındığı ve uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerektiği anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından dosya uzlaştırmacıya tevdii edilmiş, sanık ... ve mağdur ... ... edimsiz uzlaşmıştır. Ancak, mahkeme uzlaşma işlemlerine ilişkin raporu beklemeksizin, 13.03.2018 tarihinde sanığın mahkumiyetine dair karar vermiş, uzlaşmanın gerçekleştiğine yönelik uzlaştırma raporu ise, hükümden sonra 20.05.2018 tarihinde mahkemeye sunulmuştur.
Bu açıklamalar karşısında; sanık ... ve mağdur ... ..."ın edimsiz uzlaştıkları gözetilerek, sanığın mağdura yönelik tehdit eyleminden dolayı cezalandırılması talebiyle açılan kamu davasının, uzlaşma nedeniyle düşmesine karar verilmesi gerekirken mahkumiyet hükmü kurulması hukuka aykırıdır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1)Tehdit suçundan sanık ... hakkında, İstanbul Anadolu 37. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/03/2018 tarihli ve 2016/233 esas, 2018/186 sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2)Anılan Kanun maddesinin 4/d fıkrası uyarınca karardaki hukuka aykırılık, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirdiğinden; sanık ... ile mağdur ... ... arasında uzlaştırmanın gerçekleştiği anlaşıldığından, açılan kamu davasının 5271 sayılı CMK"nın 254/2 ve 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE,
3)Kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 27/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.