Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili tarafından 19 adet bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlu tarafından 1 bono hariç diğerleri yönünden bonoların vadesi gelmediğinden bahisle takibin iptali istemiyle mahkemeye başvurulduğu ve mahkemece istemin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Takip tarihi itibariyle takibe konu edilen bonoların henüz vade tarihlerinin dolmadığı görülmektedir.
HGK"nun 13.10.2004 tarih ve 2004/12-454 sayılı kararında da belirtildiği üzere, İİK"nun 257/2. bendine dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alınması halinde vadesi gelmemiş senetlerle ilgili olarak muacceliyet şartının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Somut olayda 25.01.2011 tarihinde başlatılan bu takiple ilgili olarak takip tarihinden önce alınmış bir ihtiyati haciz kararı bulunmamaktadır. Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2011/50-5 D.iş sayılı ihtiyati haciz kararı (takip tarihinden sonra) 27.01.2011 tarihinde alınan bir karardır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilip sonuçlandırılacağından takip tarihinden sonra alınan bu ihtiyati haciz kararı ile muacceliyet şartı gerçekleşmez.
Muacceliyet şartı, ayrıca bir sözleşmede belirlenmedikçe, anılan kayıt ilgililer yönünden hiçbir sonuç doğurmaz (Pr. Dr. Fırat Öztan Kıymetli Evrak Hukuku 2. baskı sayfa 487 ve 1002). Bono haricinde düzenlenen ve bonoya açıkça atıf yapılan bir sözleşme ile belirlenen muacceliyet koşulu da geçerlidir.
Somut olayda, takibe konu bonolarda keşideci olarak şikayetçi-borçlu-S... A."nın yer aldığı, lehtarın dava dışı takip borçlusu A.. U.. A.. olduğu ve lehtarın cirosu ile takip alacaklısı Z.. U.."ın yetkili hamil olduğu görülmektedir.
Alacaklı tarafından bu bonolara ilişkin olarak muacceliyet şartının gerçekleştiğine ilişkin ve muacceliyet kaydı içeren 26.02.2010 tarihli bir protokol ibraz edilmiş ise de, bu sözleşme alacaklı ve şikayetçi borçlu arasında aktedilmemiş olup, dava dışı senet lehtarı diğer borçlu A.. U.. A... ile muteriz borçlu arasında düzenlenmiştir.
Alacaklı ve muteriz borçlu arasında bono haricinde düzenlenen ve bonoya açıkça atıf yapılan bir sözleşme ile belirlenen muacceliyet koşulu geçerli olup böyle bir belge de sunulamadığından, İİK"nun 257/2. maddesi gereğince alınmış bir ihtiyati haciz kararı da bulunmadığından mahkemece istemin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi isabetsizdir.
Diğer taraftan;
İİK.nun l70/a maddesi gereğince icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz nedeniyle, usulü dairesince kendisine intikal eden işlerde, takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re"sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Borçlunun, İİK.nun 168. maddesinde yazılı yasal 5 günlük sürede borca ya da imzaya itiraz etmesi veya zamanaşımı itirazında bulunması durumunda, takip konusu belgenin kambiyo senedi vasfını haiz olmadığı ve dolayısıyla alacaklının kambiyo senetlerine özgü yol ile takip hakkının bulunmadığının tespit edilmesi halinde, mahkemece diğer itiraz nedenleri incelenmeksizin aynı kanunun170/a maddesi uyannca re"sen takibin iptaline karar vermesi gerekir.
TTK.nun 688/6.maddesinde, bonoda tanzim yerinin yazılı olması gerektiği, aynı kanunun 689/son maddesinde ise tanzim edildiği yer gösterilmeyen bir bononun tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde tanzim edilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır. Tanzim yeri olarak idari birim adı yazımı yeterli olup aynca adres gösterilmesi zorunlu değildir.
Somut olayda takip dayanağı bonolardan 30.01.2011 - 28.02.2011 - 30.03.2011 - 30.04.2011 - 30.05.2011 - 15.06.2011 - 30.06.2011 - 30.07.2011 - 30.08.2011 - 30.09.2011 - 30.10.2011 - 30.11.2011 - 30.12.2011 - 30.04.2012 - 30.05.2012 - 30.06.2012 vadeli bonolarda tanzim yeri gösterilmediği gibi tanzim eden S.. A.."nın isminin yanında herhangi bir idari birim adının da yazılı olmadığı, görülmektedir. Bu durumda TTK"nun 688/6 ve 689/son maddelerine göre tanzim yeri bulunmayan bu belgeler kambiyo senedi vasfında değildir. HGK"nun 02.10.1996 gün ve 1996/12-5 sayılı kararı ile de benimsendiği üzere, İİK"nun 170/a-2 maddesi gereğince bu husus mahkemece re"sen nazara alınarak anılan bonolar yönünden takibin belirtilen gerekçe ile iptaline karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de doğru değildir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.