21. Hukuk Dairesi 2016/4217 E. , 2017/7346 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, primi ödenmiş gün sayısının 9605 gün olarak kabulüyle emekliliğe karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava, davacının Bağ-Kur prim gün sayısının 9605 gün olduğu kabul edilerek emekliliğine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulü ile, .... kimlik numaralı ...."nin 49 yaşını tamaladığı 02/01/2014 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı tahsisine hak kazandığının tespitine karar verilmiştir.
01/04/1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20/04/1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasa"nın 24. maddesi değiştirilecek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22/03/1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 02/08/2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 25/11/1989-31/03/1992 ve 27/08/2000-31/12/2011 tarihleri arasında vergi mükellefiyetinin bulunduğu, 17/06/2008-10/07/2013 tarihleri arasında oda kaydının ve 17/06/2008-03/10/2013 tarihleri arasında esnaf sicil kaydının olduğu, 13/04/1992 tarihinde Kurum kayıtlarına intikal eden giriş bildirgesi gereğince vergi mükellefiyetinin başladığı tarih olan 25/11/1989 tarihi itibariyle Bağ-Kur sigortalılık tescilinin yapıldığı, 1990-1992 yıllarında iki adet prim ödemesinin bulunduğu, 2008 yılında toplu prim ödemesi yaparak ve 2011 yılında 6111 sayılı Yasa ile sağlanan yapılandırmadan faydalanarak bütün prim borçlarını ödediği, 17/12/2013 tarihli tahsis talebinin vergi kaydı olmayan dönemdeki sigortalılığının Kurum tarafından iptal edilmesi sebebiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Bağ-Kur Kanununda 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesine koşut geçmiş günlerin tespitine olanak sağlayan yasal düzenleme mevcut değildir. Başka bir anlatımla, Bağ-Kur Kanununda açık bir hüküm olmadığından geçmiş hizmetlerin tespitine olanak yoktur.
Somut olayda; davacının 25/11/1989-31/03/1992 ve 27/08/2000-31/12/2011 tarihleri arasında vergi mükellefiyetinin bulunduğu, vergi kaydının olmadığı 31/03/1992-27/08/2000 tarihleri arasındaki dönemde sigortalı olmasını gerektirecek herhangi bir kaydının bulunmadığı ve prim borçlarını düzenli olarak ödemediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının 31/03/1992-27/08/2000 tarihleri arasındaki dönemde sigortalılık koşullarını taşımadığı halde 2008 yılında toplu prim ödemesi yaparak ve 2011 yılında 6111 sayılı Yasa ile sağlanan yapılandırmadan faydalanarak prim ödemesi ile sigortalılık elde etmesi mümkün değildir. Davacının yaşlılık aylığı talebinin de bu koşullara göre yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05/10/2017 gününde oy birliğiyle karar verildi.