3. Hukuk Dairesi 2018/844 E. , 2018/1746 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; davalı şirket ile aralarında 15.01.2014 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, kira sözleşmesine göre kira bedellerinin ait olduğu ayın 15. günü akşamına kadar ödenmesi gerektiğini ancak kiracının 2015 yılı Eylül ayına ilişkin kira bedelini süresinde ödemeyerek sözleşmenin 4. maddesi gereğince ileriye doğru 3 aylık kira bedelinin de muaccel hale geldiğini, sözleşmede yer alan muacceliyet hükmünün geçerli olup, davalı kiracıya 08.10.2015 tarihinde ... . Noterliği"nin 20281 yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini ve ödenmemiş Eylül 2015 ayı kirası ile sözleşme gereğince muaccel hale gelen 3 aylık kira bedeli olan 19.020 TL "nın 30 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, iş bu ihtarnamenin 09.10.2015 tarihinde davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen kiracının belirtilen süre içerisinde muaccel olan kira bedellerini ödemediğini ve temerrüde düştüğünü, dava tarihi itibariyle davalının 9.510 TL kira borcu bulunduğunu ayrıca davalı kiracının sözleşme gereği muaccel olan ve ihtar tarihinden itibaren yasal sürede ödemesi gereken kira bedellerini ödemediğinden temerrüde düştüğünü belirterek vaki temerrüt nedeniyle kiracının tahliyesine, halen ödenmemiş olan 9.510 TL kira alacağının da davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, ihtarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden temerrüt nedeniyle tahliye koşullarının oluşmadığını ve kira bedellerinin ödendiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, temerrüt nedeniyle davalının tahliyesine, 4.755 TL alacağın tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına incelenmesinde,
Davalı tüzel kişiliğe haiz ticari şirket olup 7201 sayılı Tebligat Yasasının 12 ve 13 ve Tebligat Yönetmeliği tüzel kişilere yapılacak Tebligat usulünü düzenlemiştir. Anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması, yetkili temsilcinin herhangi bir sebeple orada bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda tebliğin tüzel kişinin memur ve müstahdemlerinden birine yapılması gerekir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belirtilen sıralı kişilere yapılmışsa, bunun nedenlerinin tebligat mazbatasına açıkça yazılması gerekir.
Somut olayda; borçlu şirketin adresine gönderilen temerrüt ihtarı, davalı şirkette "çalışanı” şerhi ile ... imzasına tebliğ edilmiştir. Davalı şirketin yetkili temsilcisi araştırılmadan ve işyerinde bulunup bulunmadığı belirtilmeden doğrudan çalışana yapılan tebligat, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler gereğince usulüne uygun değildir. Bu durumda tebliğ edilemeyen ihtarnameler hukuki sonuç doğurmayacağından bunlara bağlı olarak tahliye kararı verilemez. Bu nedenle davanın reddine karar vermek gerekirken bu husus gözardı edilerek tahliye kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.