11. Hukuk Dairesi 2016/9965 E. , 2018/4947 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 29/01/2013 gün ve 2010/354 - 2013/12 sayılı kararı temyiz istemini reddeden Daire"nin 05/04/2016 gün ve 2015/4747 - 2016/3679 sayılı kararı aleyhinde asıl davada davalı-birleşen davada davacı ile asıl davada davalı ... vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin davalı ..."in gösterdiği ve davalı ..."ya ait evi 160.000,00 TL"ye alma konusunda anlaştıklarını, satım bedelinin 80.000,00 TL"sini peşin, kalanının ise banka kredisi kullanarak ödemeyi planladığını, taşınmazın daha önceden davalı .... lehine ipotekli olması nedeniyle kredinin bu bankadan kullanıldığını, bunun sebebinin ev üzerindeki ipoteğin bankaya ait olması ve kredi karşılığında satıcının borcunun kapatılarak ipoteğin de kaldırılacak olması olduğunu, davalı ..."e 9.250,00 TL elden, bakiye 70.750,00 TL"nin de çeşitli tarihlerde EFT ile ödendiğini, konut kredisi işlemleri ile davalı ..."in ilgilendiğini, tapu işlemleri sırasında davalı banka lehine 182.871,25 TL 1. derecede ipotek olduğunun tapu memuru tarafından söylendiğini, banka yetkilileri ile görüştüğünü ve bankanın da alınacak kredi karşılığında ipoteğin teminatı olduğunu, davalı ..."ya ait kredinin kapatılacağını ve ipoteğin de kaldırılacağını teyit ettiğini, bunun üzerine kendi kullanacağı kredi karşılığı davalı banka lehine 2. derecede ve 106.927,47 TL"lik ana para ipoteği tesis edilmiş olarak evi üzerindeki davalı banka lehine tesis edilmiş 1 ve 2. derece ipotekle aldığını, 2 hafta sonra banka tarafından aranarak kredinin alınması gerektiğinin söylendiğini, oysa kredinin davalı ..."a ödenerek borcunun kapatılması gerektiğini, davacının güven kurumu olan bankaya güvenerek hareket ettiğini, rayici 160.000,00 TL ve tapu değeri 58.000,00 TL olan taşınmazı teminatı ile 1 ve 2. derece toplam 289.798,72 TL kredi kullandırmasının bankacılık geleneklerine de uygun olmadığını, davalı bankanın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaptığını, icra dosyasına ödeme yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin manevi açıdan da zarara uğratıldığını ileri sürerek, 30.000,00 TL"sinin 26.09.2007, 22.878,00 TL"sinin ise 24.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte ve yine bankaca ipotek borcuna mahsup edilmeyip vadesiz hesapta bekletilen 85.000,00 TL"nin ve 31.08.2007-25.09.2007 tarihleri arasındaki faizinin ve 45.560,00 TL"nin 25.09.2007-07.07.2008 tarihine kadar işleyecek faizi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalılar vekilleri, asıl davanın reddini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili, davalının şikayeti üzerine müvekkili hakkında kamu davası açıldığını, beraat ettiğini, davalının bu tutumunun haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iftira ve karalama niteliğinde bulunduğunu, yaşadığı çevrede herkes tarafından tanınıp bilindiğini belirterek, 15.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada ... ve ... hakkındaki davanın reddine, davalı .... hakkındaki davanın kısmen kabulüne, 52.878,00 TL"nin 24/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalı ... hakkındaki davanın kısmen kabulüne ve davalı .... ile tahsilde tekerrür oluşturmamak üzere, 45.388,00 TL"nin 24/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, diğer istemler ve birleşen davanın reddine dair verilen kararın asıl davada davacı-birleşen davada davalı ..., asıl davada davalı .... ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı ... vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Asıl davada davalı-birleşen davada davacı ile asıl davada davalı ... vekili bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1- Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, asıl davada davalı-birleşen davada davacı ... vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2- Asıl davada davalı ... vekilinin karar düzeltme istemine gelince, mahkemece asıl davada davalı İbrahim Adanır aleyhine açılan davanın reddine karar verildiği, Dairemizin 05/04/2016 tarihli ilamıyla asıl davada davacı- birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz isteminin reddine, asıl davada davalı- birleşen davada davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddine, asıl davada davalı .... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın asıl davada davalı .... yararına bozulduğu anlaşıldığından, aleyhine verilmiş bir karar bulunmayan bu suretle de karar düzeltme isteminde bulunmakta hukuki yararı olmayan asıl davada davalı ... vekilinin karar düzeltme dilekçesinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı- birleşen davada davacı ... vekilinin karar düzeltme isteminin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davalı ... vekilinin karar düzeltme dilekçesinin REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 14,00 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 314,79 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen asıl davada davalı-birleşen davada davacı ..."dan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 28/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.