Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/15147
Karar No: 2018/4948
Karar Tarihi: 28.06.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15147 Esas 2018/4948 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2015/15147 E.  ,  2018/4948 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29/09/2015 tarih ve 2014/1672-2015/868 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 06/12/2016 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılardan ... A.Ş. vekili Av. ..., davacılar vekili Av. ... ile davacılardan asil ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Asıl davada davacılar vekili, müvekkillerinin murislerinin 21.05.2006 tarihinde tüpgaz zehirlenmesi neticesi ölmeleri nedeniyle desteklerinden yoksun kaldıklarını, manevi üzüntü yaşadıklarını, davalı ...Ş. ve tüpgaz sorumluluk sigorta poliçesini düzenleyen davalı ... ... Sigorta AŞ"nin sorumlu olduğunu ileri sürerek, ... ... mirasçısı eş ..."in 60.000 TL maddi, 20.000 TL manevi, oğlu ... için 24.000 TL maddi, 10.000 TL manevi, anne ... için 15.000 TL maddi, 10.000 TL manevi, kardeş ... için 10.000 TL manevi, muris ... mirasçısı baba ... için 15.000 TL maddi, 10.000 TL manevi, anne ... için 20.000TL maddi, 10.000 TL manevi, ... mirasçıları baba ... için 20.000 TL maddi, 10.000 TL manevi, anne ... için 22.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiş, 01.06.2010 tarihli
    ıslah dilekçesi ile bilirkişi raporunda davacı ... için eşi ... ve kızı ..."dan dolayı 78.812,79 TL destek tazminatı hesaplandığından aradaki fark 18.812,79 TL"nin, ... için 19.800,26 TL hesaplandığından aradaki fark 4.800,26 TL"nin ve ... için 25.232,52 TL hesaplandığından aradaki fark 5.232,52 TL"nin ıslahla arttıldığını belirterek davalılardan müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Birleşen davada davacılar vekili, 18.05.2011 tarihli bilirkişi raporunda hesaplanan destek tazminatları uyarınca davacı ... için muris ... ..."den dolayı 4.814,69 TL, kızı ..."dan dolayı 1.628,75 TL olmak üzere toplam 6.443,44 TL, Adnan Kürşat için 758,06 TL, ... için 1.460,60 TL, muris ..."in annesi ... için 2.116,95 TL, muris ..."ün annesi ... için 1.519,81 TL, babası ... için 1.425,60 TL"nin faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, teknik bilirkişilerin raporlarında müterafık kusurun bulunmadığı, gaz kaçağının davalı ... firmasına ait tüp veya tüplerden kaynaklandığını belirttiği, dava konusu olayda zamanaşımı olmadığından, dava zamanında açıldığından davalı vekillerinin zamanaşımı define taleplerine itibar edilmediği, davacıların murislerinin tüp patlaması sonucu vefat etmeleri nedeni ile murislerinin desteklerinden yoksun kaldıklarından teknik bilirkişi raporlarında belirtildiği şekilde tazminatın kabulüne karar vermek gerektiği, davacılar murislerinin ölümü nedeniyle acı ve elem yaşadıkları gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile bu davanın ve bu dava ile birleşen ... 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/726 esas, 2011/547 karar sayılı davanın destekten yoksun kalma tazminatı yönünden ... ... mirasçısı ... için: 69.051,47 TL, oğul ... için 13.579,74 TL, anne ... için 26.737,76 TL, ... mirasçıları baba ... için 27.155,23 TL, anne ... için 34.760,36 TL, ... mirasçıları baba ... için 22.253,11 TL, anne ... için 25.567,94 TL"nin kabulüne, bu davanın ve bu dava ile birleşen ... 4 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/726 esas, 2011/547 karar sayılı davanın manevi tazminat yönünden kısmen kabulü ile ... ... mirasçısı ... için 18.000 TL, oğul ... için 8.500 TL, anne ... için 8.500 TL, ... mirasçıları baba ... için 8.500 TL, anne ... için 8.500 TL, ... mirasçıları baba ... için 8.500 TL, anne ... için 8.500 TL"nin davalı ... A,Ş yönünden olay tarihi 21.05.2006 tarihinden itibaren, ... Sigorta A.Ş. için 24.09.2007 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile ... Sigorta A.Ş ürün ve 3. şahıslara karşı mali mesuliyet poliçesindeki madde 1/son hükmüne göre manevi tazminattan sorumlu olacağından her iki davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
    1- Asıl ve birleşen davalar, davacıların murislerinin ölümü nedeniyle maddi ve manevi tazminat ist... ilişkindir.
    Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK 388 ile yürürlükteki 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddeleri uyarınca mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Anayasanın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da Yargıtay incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, Yargıtay incelemesi ancak bir kararın somut olaya uygun gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
    HMK"nın 297/1-c maddesi gereğince hükümde; taraflar arasındaki çekişmeli vakıalar, bu vakıalar hakkında toplanan delillerin neler olduğu, toplanan delillerin ne suretle tartışılıp değerlendirildiği, bunun sonucunda hangi vakıaların sabit görüldüğü, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin neler olduğunun gösterilmesi zorunludur.
    HMK"nın 266. maddesi uyarınca mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilebilecektir. Aynı yasanın 281 ve 282. maddeleri uyarınca Hâkim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirebilmekle birlikte bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden, yeni sorular düzenlemek suretiyle ek rapor alabileceği gibi, tayin edeceği duruşmada, sözlü olarak açıklamalarda bulunmasını da kendiliğinden isteyebilir, gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabilir.
    Somut olayda davacılar, murislerinin ölümünden dolayı tüp üreticisi davalı ... ve Tüpgaz Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ve 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesini düzenleyen ... ... AŞ’ye davalarını yöneltmişledir. Davalı ... vekili, dava konusu ölümlerin meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, ceza soruşturması sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporuna göre ölümlerin karbonmonoksit ve diğer boğucu gazların bulunduğu ortamda kalınmasına bağlı oksijensizlikten meydana geldiğinin bildirildiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuş, davalı ... şirketi vekili ise dava konusu zararın teminat dışı olduğunu, teminat kapsamında görülse dahi poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu bulunduğunu, zamanaşımı gerçekleştiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın çözümünün özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği gözetilip bu doğrultuda 4 ayrı heyetten rapor alınmış, 18.06.2009 tarihli raporda “gaz kaçağının davalı ...’ye ait tüp vaya tüplerin ayıplı olmasından kaynaklandığı, davacıların murislerinin müterafik kusuru bulunmadığı” bildirilmiş, 29.04.2010 tarihli raporda “...’ye ait tüplerden birinin sızdırması sonucu ölümün meydana geldiği, kullanıcılardan kaynaklanan kusur bulunmadığı” bildirilmiş, 13.02.2013 tarihli raporda “dava konusu olayda ölümlerin karbonmonoksit ve propan ile bütan gazı kaçağı nedeniyle meydana geldiği, ev içinde kurallara aykırı şekilde fazla sayıda tüp bulundurulması nedeniyle ölen ... ... ve ...’in %10’ar olmak üzere toplam %20, olay yeri inceleme tutanağında ...’ye ait tüpten koku geldiği bildirilmekle ... ve sorumluluk sigortacısı ... ... AŞ’nin %80 kusurlu bulundukları” bildirilmiş, 03.09.2014 havale tarihli raporda ise “birinci seçenekte ...’nin %80, ölenlerin %20 kusurlu olduğu, ikinci seçenekte ...’nin %20, ölenlerin %80 kusurlu olduğu, üçüncü seçenekte ...’nin %50, ölenlerin %50 kusurlu olduğu kabul edilerek her üç seçeneğe göre ayrı ayrı tazminat hesabı” yapılmıştır.
    Ancak mahkemece, yukarıda anılan Anayasa ve kanun hükümleri nazara alınmadan, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilmeden, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden, son bilirkişi raporu kendi içinde dahi ihtimalli görüş bildirmesine rağmen hangi rapora niçin itibar edildiği açıklanmadan, somut olayda tüp patlaması olayı mevcut olmadığı halde “...teknik bilirkişilerin raporu usul ve yasaya uygun olduğundan hükme esas alındığı, teknik bilirkişilerin raporlarında müterafık kusurun bulunmadığı, davacıların murislerinin tüp patlaması sonucu vefat etmeleri nedeni ile davacılar murislerinin desteklerinden yoksun kaldıklarından teknik bilirkişi raporlarında belirtildiği şekilde tazminatın kabulüne karar vermek gerektiği kabul edilerek yazılı şekilde tazminata hükmedilmiştir....” denilmek suretiyle somut olaya ve dosya kapsamına uygun düşmeyen, Yargıtay temyiz denetimine uygun olmayan bir karar verilmiştir.
    Bu durum karşısında, mahkemece tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilerek, tarafların hukuki durumlarına göre kusurları bulunup bulunmadığı konusunda ve kusurları bulunması halinde buna uygun tazminat raporu alınarak, maddi olaya uygun, denetime elverişli gerekçeli karar oluşturulmak gerekirken Anayasa, mülga HUMK 388 ile 6100 sayılı HMK"nın 297 ve 298. maddelerinde belirtilen unsurlardan yoksun, maddi olaya uygun düşmeyen ve denetime elverişli bulunmayan bir karar verildiğinden davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
    2-Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına, takdir olunan 1.630,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalı ...Ş."ye verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 28/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi