Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3638
Karar No: 2017/1583
Karar Tarihi: 16.09.2014

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2016/3638 Esas 2017/1583 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2016/3638 E.  ,  2017/1583 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; davalı iş yerinde 2005"ten 03/10/2014 tarihine kadar çalıştığını, son iş yerinin Şok Market Hendek Şubesi olduğunu, 03/10/2014 tarihinde iş sözleşmesinin 4857 Sayılı İş Kanunu"nun 17.maddesi uyarınca işveren tarafından sona erdirildiğini iddia ederek haksız feshin geçersizliğine, davacının işe iadesine yasadan doğan hakların ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    B) Davalı Cevabında Özetle:
    Davalı davacının iş sözleşmesinin 16/09/2014 tarihinde fesih bildirimi tebliğ edilmiş olmasına rağmen yazılı olarak almaktan imtina ettiğini, bu durum fesih yazısının altına şerh düşülmek suretiyle tutanak altına alındığını, davanın bu nedenle hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacının iş sözleşmesinin ekonomik durum gözetilerek kapatma kararı gereği geçerli nedenle fesih edildiğini savunarak davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, fesih bildirimi tarihi olan 16/09/2014 tarihinde oynama yapılmış ise de 26/09/2014 tarihli işten ayrılış bildirgesinde davacının işten ayrılış tarihinin 16/09/2014 tarihi olarak belirtildiği, davacıya ait Eylül 2014 ayına ait ücret bordrosunda en son 16/09/2014 tarihi nazara alınarak maaş hesabının yapıldığı, davacının maaş alacağına ilişkin eksik ödendiğine ilişkin itirazının olmadığı anlaşıldığı bu durumda resmi kayıtlarda ve maaş bordrosu nazara alındığında davacının iş sözleşmesinin 16/09/2014 tarihinde fesih edildiği, davacı tanığı ... beyanında davalı işyerinde 6 ay çalıştığını, mağaza kapandığını ve mağazada davacı, ... ve kendisinin çalıştığını, aynı tarihte çıkış verildiğini, çıkışa ilişkin belgeyi imzalayarak kendisinin bölge sorumlusuna verdiğini, davalı tanığı ... ise mağazanın geçen yıl Ağustos ayı civarında kapandığını, fesih bildirimindeki tarihlerin doğru olduğunu beyan ettiği, davacı tanığı ... ve ..."ın hizmet cetvelleri incelendiğinde, işten ayrılış tarihlerinin 16/09/2014 tarihi olduğu, ayrıca davacı tanığı ..."ın işe giriş tarihinin 08/03/2014 tarihi olduğu bu durumda 6 ay çalıştığını beyan ettiğinden 6 ay sürenin 08/09/2014 tarihinde sona erdiği, iş yerinde çalışanlara ait maaş ödeme tarihleride nazara alındığında davacının ve aynı mağazada diğer çalışanların sözleşmelerinin 16/09/2014 tarihinde fesih edildiği , davanın ise 27/10/2014 tarihinde açıldığı anlaşıldığından ve 1 aylık dava açma süresi içinde açılmadığından davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    E) Gerekçe:
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, resen dikkate alınması gerekir.
    İşveren fesih bildiriminde bulunmuş, ancak bunu tebliğ etmemiş olmasına rağmen, örneğin, işçi, işvereni şikâyet ederek, fesih bildiriminin yapıldığı tarihi kesin olarak belirleyecek bir işlem yapmışsa, artık bu tarihin esas alınması uygun olacaktır. Bu anlamda işverenin fesih bildiriminin tebliğden imtina edildiği tutanakların tutulduğu tarih, tutanak düzenleyicilerinin doğrulaması halinde tebliğ tarihi sayılacaktır. Bunun yanında feshe ilişkin belgenin düzenleme tarihi kural olarak fesih bildirimini yapıldığı tarih olarak kabul edilemez. Önemli olan düzenleme tarihi değil, belgenin işçiye tebliğ edildiği tarihtir. şçinin kayıtlardaki fesih bildirim tarihi ile gerçek fesih bildirim tarihinin farklı olduğunu, davanın süresinde açıldığını iddia etmesi durumunda, bu iddiası ile ilgili delilleri toplanmalı, gerçek fesih bildirim tarihi araştırılmalı, özellikle hak düşürücü sürenin bertaraf edilip edilmediğine dikkat edilmelidir. İşçiyi yanıltıcı nitelikte değişik tarihler içeren fesih bildiriminin tebliğ tarihinin hak arama yolunu açacak şekilde işçinin lehine yorumlanması İş Hukukunun işçiyi koruma özelliğinin gereğidir.
    İş sözleşmesinin önel verilerek feshi halinde, dava açma süresi önelin sona ereceği tarihte değil, işverenin fesih bildirimini tebliğ ettiği tarihten başlar.
    4857 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 109. Maddesine göre ise “Bu Kanunda öngörülen bildirimlerin ilgiliye yazılı olarak ve imza karşılığında yapılması gerekir. Bildirim yapılan kişi bunu imzalamazsa, durum o yerde tutanakla tespit edilir. Ancak, 7201 sayılı Kanun kapsamına giren tebligat anılan Kanun hükümlerine göre yapılır”. Bu hükme göre tebliğin imza karşılığı ve tebligat hükümleri nedeni ile tebliğ edildiği tarihinde düzenleme tarihide olsa ayrıca açıkça yazılması gerekir.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı iş akdinin işverence 03.10.2014 tarihinde feshedildiğini belirterek 27.10.2014 tarihinde işe iade davası açmıştır. Dosyaya ibraz edilen ve davacının imzadan imtina ettiğinin dinlenen tanıklardan Atilla Öner tarafından yazıldığı fesih yazısında tarih kısmına 16.09.2014 tarihi el ile yazılmışsa da bu yazının tahrif edildiği,gün kısmında daha önce atılmış başka bir tarihin üzerine 16 rakamının yazıldığı açıkça görülmektedir. Nitekim davacı da bu tarih kabul etmemekte ve davalı işyerinde 3.10.2014 tarihine kadar çalıştığını iddia etmektedir. Mahkemece yukarıda belirtildiği gibi tanık beyanlarına ve dosyaya sunulan imzasız maaş bordrolarına itibarla davanın süresinde açılmadığının kabulüyle davanın reddine karar verilmişse de bu sonuç dosya kapsamıyla örtüşmemektedir.
    Öncelikle davacının imzasını taşıyan usuülüne göre düzenlenmiş bir fesih yazısı ve imzadan imtina tutanağı yoktur. Dosyaya sunulan ve davacının imzadan imtina ettiği belirtilen belgede tahrifat yapıldığı açıkça görülmektedir. Bu tahrifatlı belgeye ve tanık beyanlarının yorumlanması yoluyla çıkan sonuca göre davanın süresinde açılmadığı belirtilerek reddedilmesi hatalıdır.
    İşveren yazılı fesih bildiriminin hangi tarihte yapıldığını kesin olarak ispat edememiştir. Dosya içeriğine göre davalı işverenin davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu’nun 17 ve 18. maddesi uyarınca feshettiği, ancak fesih bildirimin yazılı yapmadığı, davacıya tebliğ edilmeyen, davacının imzasını taşımayan ve usuülüne uygun imzadan imtina tutanağı düzenlenmeyen belgenin fesih bildirimi olarak kabul edilemeyeceği, davalı işverenin fesih bildirimini yazılı olarak yapma yasal zorunluluğuna riayet etmediği bu nedenle feshin geçersiz olduğu anlaşıldığından davanın kabulü yerine yazılı şekilde reddi hatalıdır.
    4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
    HÜKÜM: Yukarda açıklanan gerekçe ile;
    1. Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
    2. Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
    3. Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
    4. Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
    5. Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
    6. Davacının yaptığı 97,00 TL. yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
    7. Davacı vekil ile temsil ile temsil edildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT"si uyarınca belirlenen 1.980,00. TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
    peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine,
    Kesin olarak 13.02.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi