9. Hukuk Dairesi 2015/7448 E. , 2017/1600 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti, prim alacağı ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili; müvekkilinin davalı firma nezdinde 15/07/2004 tarihinden iş akdinin davalı işverenlikçe haksız feshedildiği 31/08/2009 tarihine kadar vergi ve denetim müdürü olarak çalıştığını, müvekkilinin davalı nezdinde karma ücret politikası ile çalıştırıldığını, Ağustos 2009 ayı maaşının aylık 8.250,00 TL net ücrete ek olarak ayrıca davalı şirketin kurumlar vergisinden arındırılmış cirosundan %3 yıllık prim tutarından oluştuğunu, ancak ücret bordrolarının ödenen tutardan daha düşük olduğunu, işveren şirketin bu konuda kanuna aykırı olarak davrandığını, müvekkilinin 31/05/2009 tarihinde SGK çıkışının yapıldığını, kıdem tazminatının ödendiğini ancak müvekkilinin 31/08/2009 tarihine kadar çalıştığını, ihbar tazminatının ödenmediğini, 31/05/2009 - 31/08/2009 tarihleri arasındaki kıdem tazminatının da ödenmediğini, 2008 yılı yıllık izninin bir kısmının kullandırılmadığını ve ücretinin ödenmediğini, 2009 Ağustos ayı ücretinin de ödenmediğini, 2009 yılına ait prim alacağı toplamı olan 34.855,00 TL"den 9.614,00 TL ödendiğini ancak geri kalan 25.241,00 TL"nin ödenmediğini ileri sürerek, bakiye kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, prim ve ücret alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili; davacının somut olaya ilişkin iddialarının tümünün gerçeğe aykırı olduğunu, reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği gibi kendisine vergi ve denetim müdürü unvanının verilmediğini, bu yöndeki iddialarının gerçek olmadığını, davacının bu unvanları kullanmaması konusunda müvekkili firma yetkilileri tarafından birkaç kez uyarıldığını, davacının müvekkili firmada çalışırken aynı zamanda ... Ltd. Şti."nin de ortağı olarak faaliyette bulunduğunu, sonra adını değiştirerek ... Ltd. Şti. unvanını aldığını, bu şirketin müdürü sıfatıyla da faaliyette bulunduğunu, bu durumda müvekkili firmadaki işlerini aksattığını, hukuka aykırı davranışlara sebebiyet verdiğini, davacının bir yeminli firmasında çalışırken aynı zamanda kendi adına şirket ortağı olması ve faaliyette bulunmasının meslek etik ve ahlak kurallarına aykırı olup meslekten ihraca dahi sebebiyet verebildiğini, taraflar arasındaki anlaşma ile 31/05/2009 tarihi itibari ile çıkış verildiğini, bu çıkış nedeni ile davacının tüm hak ve alacaklarının verildiğini, 31/05/2009 - 31/08/2009 tarihleri arasında davacının müvekkili firmada herhangi bir çalışmasının olmadığını, çalışma faaliyetini 01/06/2009 tarihinde ortağı ve müdürü olduğu firmada sürdürdüğünü, davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödendiğinden talebinin hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, davacının çalıştığı dönemde prim aldığı ve davacının aylık 8.250,00 TL aldığı şeklindeki iddiasının somut olaya ve gerçeğe aykırı olduğunu, çalışmadığı döneme ilişkin maaş iddiasının gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti ve prim alacaklarının davalıdan tahsiline, kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçi işyerinde 31/08/2009 tarihine kadar çalıştığını ileri sürmüş ise de, bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle mahkemenin taraflar arasındaki iş akdinin 31/05/2009 tarihinde sona erdiğinin kabulü yerinde ise de, prim ücretinin çalışma süresini de aşar şekilde 31/08/2009 tarihine kadar hüküm altına alınması hatalıdır.
3-Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi dava ve ıslah dilekçelerinde temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yönünde istekte bulunmuş olup, temerrüt ihtarnamesinin varlığına rağmen hüküm altına alınan alacaklara temerrüt tarihinden itibaren faiz yürütülmemesi bozmayı gerektirmiştir.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 13/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.