3. Hukuk Dairesi 2018/1142 E. , 2018/1813 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar; murisleri ..."ün 19/07/2011 günü yol yapımında çalışırken kamyonun damperinin yüksek gerilim hattına değmesi suretiyle akımına kapılarak vefat ettiğini, yüksek gerilim hattının yoldan geçen kısmının gerekli yükseklikte olmamasının söz konusu olayın meydana gelmesinde en büyük etken olduğunu, bu olay nedeniyle maddi ve manevi zararlarının meydana geldiğini, geçimlerini murislerinin karşıladığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, ... için 10.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, ... için 4.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi, ... için 6.000,00 TL maddi, 20.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05/10/2015 tarihli dilekçe ile ... için maddi tazminat talebini 42.078,54 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı; davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı ... için 42.078,54 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 19/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacılar ... ile ... yönünden maddi tazminat taleplerinin reddine, açılan manevi tazminat davasının kısmen kabulüne, davacı ... için 10.000,00 TL, davacılar ... ile ... yönünden ise ayrı ayrı 5.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 19/07/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; desteğin ölümü nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
HMK 266.maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması gerekir.
HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme yaptırabileceği açıklanmıştır
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hâkim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Somut olayda, mahkemece dava konusu olayda davalının kusur durumunun belirlenmesi açısından üç elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, bu rapor yeterli görülmeyerek önceki heyetten farklı üç elektrik mühendisi bilirkişiden rapor alınmış, ancak davalının sorumlu olduğu kusur yönünden iki rapor arasındaki çelişki giderilmeksizin, davalının ..."ın olayın meydan gelmesinde %30 oranında kusurlu olduğu gözetilerek hüküm kurulmuştur.
Hâl böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddî ve hukukî olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın önceki bilirkişiler dışında konusunda uzman üç kişiden oluşacak bilirkişi heyetinden iki rapor arasındaki çelişkiyi giderecek şekilde; somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, daha sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davalı ... yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.