20. Hukuk Dairesi 2017/7885 E. , 2020/1040 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 28/04/2009 havale tarihli dava dilekçesi ile; ... ilçesi, ... beldesinde bulunan 4.979,92 m2 miktarındaki taşınmazın 1965 - 1970 yıllarında yapılan kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakıldığını, taşınmazın taşlık ve kayalık olmayıp 40 yıldan daha fazla bir süre önce imar ve ihya edildiğini, o tarihten itibaren hiçbir niza ve fasıla olmadan davacı tarafından zilyet ve tasarruf edildiğini, taşınmazın özel mülkiyete esas halde bir taşınmaz olup muz bahçesi olarak kullanıldığını belirterek, taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesine verdiği 26/04/2011 havale tarihli dava dilekçesi ile, ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/222 E. sayılı dava dosyasında açtıkları tescil davasının bilirkişi raporunda dava konusu edilen taşınmazın (C) ve (D) harfleri ile işaretli bölümünün ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/214 Esas sayılı dosya kapsamında kaldığının anlaşılması üzerine bu kısımlara ilişkin davaların atiye terk edildiğini, ancak, 2002/214 E. sayılı dosyanın davacısının dosyaya beyanda bulunarak bu yerlerin kendisine değil davacı ..."ya ait olduğunu ifade ettiğini, (C) ve (D) harfleri ile işaretli alanlara yönelik davasından vazgeçtiğini, 2009/222 Esas sayılı dava dosyasında atiye terk ettikleri (C) ve (D) harfleri ile işaretli alanlara yönelik yeni bir dava açarak işbu dosya ile birleştirilmesi için taraflara süre verildiğini belirterek, dosyanın ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/222 E. sayılı dava dosyası ile birleştirilmesini, dava konusu yerlerin davacı adına tapuya kayıt ve tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, davacının birleşen davasının ve iş bu dosyada açtığı davasının kabulüne, 13/11/2012 havale tarihli krokili raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmazların TMK"nın 713. maddesi uyarınca ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.12.2014 tarih 2014/5664-10440 E.K. sayılı kararı ile bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle "Mahkemece davanın ve birleşen dosya davasının kabulü ile 13/11/2012 havale tarihli krokili raporunda (A), (B), (C) ve (D) harfleri ile gösterilen taşınmazların davacı adına tesciline karar verilmişse de yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan hüküm kurulmuştur. Şöyle ki, dava konusu taşınmazın (C) ve (D) harfleri ile gösterilen kısımları daha önce dava dışı ... tarafından ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/292 E.- 212/341 K. (bozma kararı öncesi 2002/214 E. - 208/665 K.) sayılı dosyasında dava edilen alanlar içerisinde kaldığı, o dosyada mahkemece dava konusu taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden
olduğu, dava konusu taşınmazların orman sınırı dışında bırakıldıkları tahdit tarihi olan 24.05.1089 tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık süre dolmadığı gerekçesiyle red kararı verildiği ve kararın temyiz incelemesinden de onanarak geçtiği görülmüştür. O dosyada orman bilirkişisi tarafından verilen raporda dava konusu taşınmazın (A) harfli kısmının öncesi itibari ile yüksek eğimli çalılık makilik alan, (B) kısmının ise düşük eğimli makilik alan olarak değerlendirildiği, temyize konu dosyada (C) ve (D) harfleri ile gösterilen alanların büyük kısmının o dosyadaki (A) harfi ile gösterilen alanda kalmasına rağmen orman sayılmayan yerlerden olduğu, orman bilirkişi tarafından bildirilmiştir.
Bilirkişi raporları arasında bu anlamda dava konusu taşınmazların nitelikleri hususunda çelişki doğmuş olup, bu çelişki giderilmeden hüküm kurulmuştur.
Aynı zamanda dava konusu taşınmazın bulunduğu ... (...) beldesinde yapılarak kesinleşen orman kadastrosu tarihi ve dava konusu taşınmazların hangi tarihte yapılan tahdit dışında kaldığına ilişkin de açık bir bilgi bulunmamakatadır. Şöyle ki, orman bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların bulunduğu ... kasabasında 24.11.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi olduğundan ve dava konusu taşınmazların yapılan bu tahditte tahdit dışı bırakıldığından bahsedilmektedir. Dairemizin iade kararı ile yörede yapılan orman tahdidi ve askı ilânları istenmiş olup, dosyaya gelen müzekkere cevabından taşınmazın bulunduğu yerde hem 24.11.1988"de hem de 26.04.1985"te ilân edilerek kesinleşen orman tahdidi olduğu bildirilmiş ve askı ilân tutanakları gönderilmiştir. Bu durumda dava konusu taşınmazlar 1985 yılında yapılan tahditte tahdit dışında bırakılmış ise 20 yıllık süre bu tarihten; 1985"te yapılan çalışmada sınırlamaya alınmamış ve bunun üzerine 1988"de yapılan tahdit ile tahdit dışında bırakılmış ise 20 yıllık süre bu tarihten başlayacaktır. Orman bilirkişi raporu bu konuda bir açıklama içermemekte, dosya içerisinde çalışmalara ilişkin tutanaklar olmadığı için de bir değerlendirme yapılamamaktadır.
Bundan başka taşınmazların olduğu ... kasabasında bir imar planı olup olmadığı, taşınmazların bulunduğu alanın imar planı kapsamında kalıp kalmadığı hususunda da çelişki oluşmuştur. Şöyle ki, temyize konu bu dosyada, çekişmeli taşınmazların olduğu ... kasabasında 18. madde ve herhangi bir imar uygulaması yapılmadığı bildirilmiştir. Oysa, aynı gün temyiz incelemesi yapılan Dairenin 2014/3327 E. sayılı ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/555 E - 2014/21 K. sayılı dosyasında 19.02.2006 tarihli 1/5000 ölçekli nazım imar planı olduğu, ... Kaymakamlığı Mal Müdürlüğününün 02.02.1012 tarihli ve ... kasabası Fen İşleri Müdürlüğünün 23.05.2011 tarihli yazıları ile bildirilmiştir. Ayrıca, dava konusu taşınmazın bulunduğu ... kasabasında 07.08.1996 tarihinde nazım imar planının Bakanlıkça onaylandığı ve 05.06.1997 tarihinde meclis kararı ile onaylanarak yürürlüğe girdiği, ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/39 E. - 2010/198 K. sayılı dosyasında yapılan temyiz incelemesi sırasında anlaşılmıştır.
Temyiz incelemesi yapılan bu dosyalardan edinilen bilgilere göre, dava konusu taşınmazların olduğu belde de hangi tarihlerde yapılarak kesinleşen hangi imar planları olduğu konusunda kesin bir bilgiye ulaşılamamış olup, eğer taşınmazların bulunduğu yerde yapılarak kesinleşmiş bir imar planı var ve dava konusu taşınmaz imar planına alınmış ise; kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin imar planına alınma tarihine kadar davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği değerlendirilmemiştir.
O halde; mahkemece, dava konusu taşınmazların bulunduğu beldede yapılan imar planları (1/1000,1/10000-1/5000 ölçekli çalışmalar olup olmadığı ayrı ayrı sorulmak) olup olmadığı var ise hangi tarihte yürürlüğe girdiği araştırılmalı; bilâhare daha önce keşfe katılmamış bir fen ve üç orman bilirkişi ile taşınmaz başında yeniden keşif yapılmalı, en eski ve dava tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritaları ve hava fotoğrafları dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli
taşınmazın konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, (hem hava foğraflarında hem de memleket haritalarında dava konusu taşınmazların konumunu ayrı ayrı gösterecekleri) topoğrafik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, dava konusu taşınmazın öncesi itibari ile orman sayılan yerlerden olup olmadığı, yörede iki farklı tarihte yapılan orman kadastro çalışması bulunduğuna göre, dava konusu taşınmazın ilk tahditte mi yoksa ikinci tahditte mi çalışmaya dahil edildiği halde, orman sınırı dışında bırakıldığı tahdit tutanaklarından da yararlanmak sureti ile belirleyecekleri rapor alınmalı ve taşınmazın bulunduğu yerde yapılmış ve kesinleşmiş bir imar çalışması var ise bu tarihe kadar davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı denetlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.’’ gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda;
1-Davacının asıl dava ve birleşen davada davasının kabulüne,
2-Antalya ili, ... ilçesi, ... mahallesinde yer alan 04/11/2015 tarihli orman ve harita mühendisi bilirkişilerden müteşekkil heyet raporuna ekli 1 nolu krokide (A) harfi ile gösterilen 652,43 m2 taşınmaz, (B) harfi ile gösterilen 2131,39 m2 taşınmaz, (C) harfi ile gösterilen 727,57 m2 taşınmaz ve (D) harfi ile gösterilen 1528,80 m2 taşınmazın en son parsel numarası verilmek sureti ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, bilirkişi raporunun kararın eki sayılmasına, karar verilmiş hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 26.04.1985 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1960 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada taşlık ve çalılık olarak tapulama harici bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olmadığı gibi zilyetlikle kazanma koşulları oluştuğu belirlenerek hüküm kurulduğuna göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına
26/02/2020 gününde oybirliği ile karar verildi.