22. Hukuk Dairesi 2017/26958 E. , 2020/1531 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı-karşı davalı vekili, davacının davalı işverene ait işyerinde 19.06.2006-21.04.2014 tarihleri arasında elektrik işçisi olarak ve en son aylık net 1.450,00 TL ücret karşılığı çalıştığını, her gün 07.30-18.00 saatleri arasında çalıştığını, iş sözleşmesinin fazla çalışma ücret alacağı ile yıllık ücretli izin alacağının ödenmemesi nedeni ile davacı tarafından iş haklı sebeple feshedildiğini, kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ile asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsilini; karşı davanın ise reddini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı-karşı davacı vekili, iş sözlemesinin davacı işçi tarafından değil, devamsızlık haklı sebebine istinaden davalı işveren tarafından feshedildiğini, davanın reddi ile ihbar tazminatı talebini içeren karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretine hak kazanıp kazanmadığı uyuşmazlık konusudur.
Davacı dava dilekçesinde, her gün 07:30-18:00 saatleri arasında, ayrıca ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını ve ücretinin ödenmediğini ileri sürmüş, Mahkemece bilirkişi raporunda hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tanık anlatımlarına göre davacının haftanın 6 günü 07:30- 17:00 saatleri arasında çalışması durumunda, günde 8,5 saat çalışarak (8,5-7,5=) 1 saat fazla çalışma yaptığı, haftalık fazla çalışma süresinin 6 saat, yıllık fazla çalışma süresinin ise 312 olduğu, böylece yıllık fazla çalışma süresinin 270 saati geçtiği kabul edilerek, 270 saat fazla çalışma ücreti hesaplanmıştır. Ancak yargılama sırasında dinlenen davacı tanıklarından birisi husumetli tanık olup, diğerinin ise 2012 yılına kadar davacı ile birlikte çalıştığı tespit edilmektedir. Tanıklardan birinin husumetli olduğu, diğerinin beyanına ise ancak davacı ile birlikte çalıştığı süre ile sınırlı olarak itibar edilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulması isabetsizdir.
Kabule göre de, fazla çalışma süresinin haftalık yerine günlük olarak hesaplanması hatalı olup, kararın bu sebeple de bozulması gerekmiştir.
3-Taraflar arasında, davacının yıllık izin ücreti alacağının miktarı noktasında uyuşmazlık vardır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde hâkim, uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir, soru sorabilir, delil gösterilmesini isteyebilir şeklinde düzenleme yapılarak hakime yargılama sonunda doğruya ulaşma görevini yüklemiştir. Anayasamızın 141. maddesine göre, yargı basit, çabuk ve ucuz gerçekleşmelidir. Devlet yargının basit, ucuz ve çabuk gerçekleşmesi için gerekli düzenlemeleri yapmak durumundadır. Zira hakkın tanınması ve korunmasındaki gecikmeler, hukuk devleti ilkesi ile uyumlu değildir, adil yargılanma hakkını ihlâl eder. Bu sebeple yargılama sonucunda ulaşılacak hüküm, doğru, gecikmemiş ve kendisinden beklenen etkiyi gösteren bir niteliğe sahip olmalıdır. Bundan dolayı belirsiz vakıaların açıklattırılmasına, eksikliklerin hâkim tarafından işaret edilerek taraflarca giderilerek yargılamanın uzatılmasının önüne geçilmesine ilişkin hâkimin davayı aydınlatma yükümlülüğü bulunmaktadır. Usul hukukunda bu yükümlülüğün anlamı, doğru hüküm kurulmasıdır. Bu hususta yapılacak bir inceleme içinse, tarafların iddialarını eksiksiz ve zaman, yer gibi somut unsurlarıyla tam bir açıklık içinde yargılamaya getirmeleri gerekmektedir.
Somut olayda davacı vekili süre belirtmeksizin davacının yıllık izin haklarının kullandırılmadığını iddia etmiştir. Mahkemece, davacının toplam hizmet süresince 7 yıllık dönemde hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağı hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece, davacının davayı somutlaştırma yükü (HMK m.194), hakimin de davayı aydınlatma yükümlülüğü (HMK m. 31) bulunduğu göz önüne alınarak, davacının 7 yıllık çalışma süresi boyunca hiç yıllık izin kullanmaması hayatın olağan akışına ters olduğundan, davacının beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.