3. Hukuk Dairesi 2016/13242 E. , 2018/1873 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ..."na ait tavuk çiftliği binası ve eklentilerini davalı şirketten kiraladığını, işyerinde mısır boşaltan silo duvarının yıkılması sonucu çalışanının öldüğünü, ölenin yakınlarına 03.06.2011 tarihinde 140.000 TL ve 10.06.2011 tarihinde ise 20.000 TL tazminat ödemek zorunda kaldığını, olaya ilişkin ceza yargılamasında davacı şirket yetkilisi, işyeri sorumlu müdürü ve davalı şirket yetkilisi olan aynı zamanda taşınmazın maliki olan davalı olmak üzere 3 kişi hakkında taksirle ölüme neden olmak suçundan ceza verildiğini, bilirkişi raporunda sanıkların ayrı ayrı birinci derecede asli kusurlu olduklarının tespit edildiğini, bu durumda tarafların meydana gelen zarardan müteselsilen ve müşterek sorumlu olacaklarını, davalıların da 1/3 oranında zarardan sorumlu olduklarını belirterek, ödenen toplam 160.000 TL tazmiantın 1/3"ü olan 53.333,30 TL"den, 46.666,67 TL’sinin ödeme günü olan 03.06.2011 tarihinden, yine 6.666,63 TL’sinin ise ödeme günü olan 10.06.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davalı ..."a husumet yöneltilmeyeceğini, taşınmazın davalı şirket adına olduğunu, kazada kusurları bulunmadığını, ceza kararının temyiz denetimden geçmediğini, işyerinde bilgileri dışında kapasite artırımı yapıldığını, davacının tam kusurlu olduğunu, davalıların sorumluluğu bulunmadığını, maktulün ailesine SGK ödemesi varsa araştırılması gerektiğini belirterek, davanın reddini ve davacı şirketten kira alacağı bulunduğundan alacağın takas edilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece; davanın kabulü ile 53.333,30 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyeceği yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava; rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Temyize konu uyuşmazlık; davalılara rücu edilecek miktarın doğru belirlenip belirlenmediği noktasında toplanmaktadır.
Somut olayda; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki 10.11.2009 tarihli 3 yıl süreli kira sözleşmesi olduğu, 19.04.2011 tarihinde işyerinde Kamil Yakut"un kamyonla gelen mısır boşaltım işinde çalışırken meydana gelen çöküntüde vefat ettiği, .... Asliye Ceza Mahkemesinin 2011/190 Esas, 2012/118 Karar sayılı dosyadaki ceza yargılamasında davacı şirket yetkilisi, davalı şirket yetkilisi ve davacı şirket işyeri sorumlusunun taksirle ölüme neden olma suçundan yargılandıkları, bilirkişi raporunda birinci derecede asli kusurlu olduklarının tespit edildiği, sanıkların cezalandırılmalarına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporunda tarafların sorumlu oldukları belirtilmiştir. Ancak, ölen kişi için açılabilecek tazminat davasında talep edilebilecek tazminat miktarına ilişkin bir araştırma yapılmadığı görülmektedir.
Hal böyle olunca mahkemece; ölen kişi için bir tazminat davası açılsaydı talep edilebilecek tazminat miktarlarını gösterecek şekilde uzman bilirkişiden Yargıtay denetimine uygun rapor alınıp, davalıların kusurları oranında sorumlu olacakları miktarın tespit edilip hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2-Davalının takas-mahsup def"ine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemenin gerekçeli kararında, taraflar arasında halen devam eden yargılama sebebiyle borç alacak ilişkisi olduğu, bu nedenle net ve kesin olarak ... Ltd. Şti."nin ... Ltd. Şti."den alacaklı olduğunun ya da olmadığının söylenebilmesinin mümkün olmadığı belirtildiğinden takas talebi kabul edilmediği belirtilmiştir.
Taraflar rasındaki kira sözleşmesi hususunda bir ihtilaf bulunmamakta olup, davalı cevap dilekçesi ile takas ve mahsup talebinde bulunmuştur. Davada,davalı tarafından kira alacağına ilişkin takas-mahsup def"i değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalılar yararına 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.