11. Hukuk Dairesi 2016/13586 E. , 2018/4998 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 27/06/2016 tarih ve 2010/149-2016/715 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı şirket vekili, davalı ..., davalı ..., davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sigortacılık ve sigorta brokerliği sektöründe faaliyet gösterdiğini, Bursa"da şube açtığını, şubede davalı kişilerin çalıştığını, bu davalıların müvekkilinin ticari sırlarına ve şirketin müşteri portföyüne bilgisine sahip olduklarını, 07/12/2009 tarihinde topluca istifa ederek müvekkili ile aynı iş kolunda faaliyet gösteren ve rakibi olan davalı şirkette çalışmaya başladıklarını, müvekkilinin şubeyi kapatmak durumunda kaldığını, aynı yerde davalı şirketin şubesi bulunduğunu ve eski çalışanlarının sadece tabela değişikli ile aynı yerde çalışmaya devam ettiğini, müvekkili müşterilerinde işletmeyi davalı tarafın devralındığına dair bir algının oluştuğunu ileri sürerek haksız rekabetin tespitine, önlenmesine ve 7.500,00 TL maddi, 42.500,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini istemiştir. 09/10/2015 tarihli ıslah ile maddi tazminat talebini 57.500,00 TL"ye çıkarmıştır.
Davalı ..., ..., ..., davacı ile kendileri arasında rekabet yasağı sözleşmesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı şirket vekili, diğer davalıların davacının ticari sırlarına vakıf olabilecek bir konumda çalışmadığını, davacının portföyüne yönelme gibi bir durumun bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davalı gerçek kişilerin, davacının Bursa şubesinde çalışmakta iken davalının aynı adreste bulunan şubesinde çalışmaya başladığı, davalı şirketin 21/01/2010 tarihli kira sözleşmesi ile davacı şirketin boşalttığı iş yerini kiralamış olduğu, davalı şirketin davacı şirket şubesinin çalışanlarının tümünü işe almış olması yanı sıra davacı şirket şubesinin bulunduğu iş merkezinin aynı olmasının tesadüf ile açıklanamayacağı, davacının sektördeki önemli bir müşteri gurubunun davalı şirketin müşterisi olarak aktarıldığı, davalıların
hukuka aykırı olarak davacının müşteri çevresini ayartmış olduğu, bu durumun haksız rekabet teşkil ettiği, davalı ...Brokerlik A.Ş."nin 2010 yılında davacının eski müşterisi olan ... Holding"e 98 adet poliçe düzenlediği ve bundan 64.913,21 TL komisyon geliri elde ettiği, davacı defterlerine göre 2010 yılında mahrum kaldığı net kâr miktarının 155.221,74 TL olduğu, bu tutarın ne kadarının hakszı rekabetten kaynaklandığının tespit edilemediği, davalı ..."ın davalı şirkette çalışmadığı, davalı ..."ın 31/12/2012 tarihi itibari ile davalı şirketten ayrıldığı, davalı ..."ın ise ıslah tarih itibariyle davalı ... Sigorta A.Ş."de çalışmaya devam ettiği, bu durumda ıslah tarihi itibariyle davalı ... yönünden zamanaşımının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı ... yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine, maddi tazminat yönünden davalılar ... Şirketi ve ... yönünden 57.500,00 TL, davalı ... yönünden 7.500,00 TL müştereken ve müteselsilen tahsiline, davalılar .... A.Ş., ... ve ..."dan 20.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline, hükmün ilanına karar verilmiştir.
Kararı, davalı şirket vekili, davalı ..., davalı ..., davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine ve haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu fiillerin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 56. maddesinde “haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimali” olarak ifade edilmiştir. Davacı taraf bu bağlamda davalı şirketin ve diğer davalıların haksız rekabet teşkil edecek herhangi bir eylemini ileri sürüp kanıtlayamadığı gibi, ileri sürdüğü; davalı çalışanların davacı şirketten ayrılıp davalı şirkette çalışmaları, davacı şirketin tahliye ettiği işyerini davalı tarafın kiralaması da tek başına 6762 sayılı TTK"nın 56. maddesinde ifade edilen haksız rekabet kapsamı içinde değerlendirilmesi de mümkün değildir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davalı şirket vekilinin, davalı ..., davalı ..."ın tüm temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün mümeyyiz davalılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 05/07/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.